20 yıldır savaşın içinde

20 yıldır omuzunda silahı, sırtında umut dolu çantası; dağ yamaçlarında, sarp kayalıklarda, derin vadilerde, karakol ışıklarının düştüğü ovalarda ve kent çeperlerinde yürüyor.

Kar, yağmur, çamur, dondurucu soğuk, kavurucu sıcak dinlemeden; mermi, bomba, top sağanağı altında her anı ölüm ile yaşam arasındaki ince hat üzerinde geçen 20 yıl. Gerilla Yusuf Aslan, tam 20 yıldır düşmanla yüzleşiyor, çatışıyor, inandığı davasının yolunda emin adımlarla yürüyor.

Yusuf Aslan, 1975 doğumlu. Kayseri’nin Sarız ilçesinin Kırkısrak köyünden. Aslan, doğup büyüdüğü ortamı şu şekilde anlattı: “1600’lı yıllarda sürgün edilen Alevi Kürtlerden oluşan bir köydür. Çaldıran Savaşı döneminde İç Anadolu’ya sürgün edilen Kürtlerdendir. Maraş, Sivas ve Malatya üçgeninde Binboğa dağlarının eteklerindedir. Kıraçtır, verimsizdir ama zulme boyun eğmemiştir. Alevi geleneği hâkimdir; doğal toplum özelliklerini korumuştur. Yurtsever ve devrimcidir. Hüseyin İnan komşu köydendir; Deniz Gezmiş ve Yusuf Arslan ile birlikte köyümüze gelip gitmişler. Köyün çocuklarının hepsinin ismi Hüseyin, Yusuf, Deniz, İnan’dır. Köyümüz 80’lerde silahlanıp devlet otoritesini kabul etmeyen bir köydür. Devletçiliği, sömürüyü, talanı, hırsızlığı kabul etmeyen bir köydür.”

KÜRTLÜKLE ERKEN TANIŞMA

Emekle erken yaşta tanışan Aslan, Kürt Özgürlük Mücadelesini tanıdığı dönemleri şöyle paylaştı: “İlkokulu böylesi bir köyde okudum ve büyüdüm. Daha sonra Sarız ilçesinde 4-5. sınıfları okudum. Ailem fakirdir; babam çoban, annem ev kadınıdır. Emekle erken yaşta tanıştım. Evin en büyüğü olduğumdan sabah okula giderdim, öğleden sonra da boyacılık yapardım. Eve ekmek götürmek, evin geçimini sağlamakla yükümlüydüm. Kürtlükle erken yaşta tanıştım. İlçedeki Türklerin olumsuz bakışı da bu bilincin oluşmasında etkili oldu. Kürtlüğümden, fakirliğimden, Aleviliğimden utanmadım. Lise yıllarımda Kürtlük bilinci daha da derinleşti. Devrimci gençlikle tanıştım. Yazları köye gitme, arkadaşlarla tanışma ve onları görme istemi gelişti. Ailem, beni PKK’den uzak tutmak için Avrupa’ya göndermek istedi. Dayım, beni 1992'de Avrupa’ya götürdü.”

ÜLKEM BENİ ÇAĞIRIYORDU

Avrupa'da TDKP’deki arkadaşlarıyla ilişkiye geçip Genç Komünist Partisi içerisinde çalışmalara başlar; Frankfurt'ta yayın satar, bildiri dağıtır, afiş asar, eylemlere katılır ama bunların ona yetmediğinin farkına varır. "Her gece rüyamda çeşme, dağ ve köyümü görüyordum. Bunlar beni kendine çekiyordu. Bu süreçte Kürt Özgürlük Hareketi'nden arkadaşlarla karşılaştım; Kürt derneklerine gittim" diyen Yusuf Aslan, o dönemden şunları aktarıyor: "İlk olarak YCK çalışmalarında kısa bir süre yer aldım. 3-4 ay boyunca gençlik çalışmalarının ardından cephe çalışmalarına katıldım; ERNK çalışmalarında faaliyet yürüttüm. Arkadaşlar beni bir gençlik kampına gönderdi. 15 günlük bir eğitim gördüm. O eğitimde tüm arkadaşlar katılım kararı verdi, ancak ben veremedim."

ZEYNEP KINACI'NIN EYLEMİ SONRASI

Zeynep Kınacı'nın (Zilan) 1996'daki eyleminden sonra PKK saflarına katılan Yusuf Aslan, Hollanda’ya giderek orada üç aylık bir kamp eğitimi görür, Amsterdam’daki çalışmalara dahil olması istenir. Görev ve sorumluluk verilmesini onu etkiler, buradaki çalışmaların ardından Roterdam’a geçer. 1997'nin başında eğitim de gördükten sonra ülkeye gitme talebini iletir. Olumlu karşılanır. İlk olarak İran ve Doğu Kürdistan'a gider.

ONLARI KARŞILAYAN KARASU'DUR

Onları karşılayan PKK yönetiminden Mustafa Karasu'dur. O anları şöyle paylaşıyor: "Karasu arkadaş bizi araba ile alıp Tahran’a götürdü. Yolculuk boyunca kendisi ile sohbet ettik. Bu sohbet içerisinde köyümüzde kaldığını ve oraları tanıdığını söyledi. Tahran’da bir evde kısa bir süre kaldık. Sonra Karasu arkadaşla Tahran’dan Urmiye’ye geçtik. Kısa bir süre orada kaldıktan sonra Zagroslara yolculuğum başladı.”

SAVAŞÇI EĞİTİMİ VE AKTİF GERİLLA

Oradan Xakurkê’ye geçip yeni savaşçı eğitimine alınır. Yusuf Aslan, anlatmaya devam ediyor: "Yeni savaşçı eğitimini veren Şehit Mazlum Amed arkadaştı. Eğitimin ardından Sinanê Sor’un sorumlu olduğu Şerif arkadaşın yanına gittim. Arkadaşlar o süreçlerde Çoman, Sideka alanlarını kuşatmışlardı. Bizler de hemen bu kuşatmanın savunmasında yer aldık, böylece gerilla yaşamına katıldım. 1997'de Şerif arkadaşın bölüğünde kaldım. Şerif ve Berçem arkadaşların şahadetlerini de gördüm ve benim üzerimde büyük bir etki yarattı. Berçem arkadaş takım komutanımızdı. Üniversite okumuştu, Önderlik sahasına gidip eğitim görmüş bir arkadaştı. Şerif arkadaş ise köylü, cesur, fedakâr bir arkadaştı. 1998'e kadar KDP-Türkiye işbirliği ile gerilla alanlarına yönelik imha operasyonları vardı. Bizler de bu operasyonlarda düşmanla birçok yerde temasa girdik. Birçok kez çatışmalar yaşandı. 98'de Zerzan alanında bir birlik olarak üslendik. Ardından Zagros’un Çarçella alanına düzenlemem oldu. Oradan da Çemço alanına geçtim. Devletlerarası komplonun ardından da Garê alanına. 3-4 yıl boyunca da bu alanda kaldım.”

ÇOCUKLUK HAYALİ AMED'DE

1 Haziran Atılım Hamlesi ile birlikte çocukluk hayali olan Amed'e gönderilir. 2009'a kadar Amed alanında kalır. Yeniden Medya Savunma Alanları'na döner. Eğitimin ardından Metina alanına geçer. 3 yıl bu alanda kaldıktan sonra yeniden bir eğitim sürecine tabi tutulur. Bu eğitim süreci ardından yeniden ilk savaşçı eğitimi gördüğü Xakurkê alanına düzenlemesi olur.

KENDİNİ ŞANSLI GÖRÜYOR

Kürt olduğundan, Kürt Özgürlük Hareketi gerillası olduğundan dolayı kendini şanslı gören Yusuf Aslan, Kürdistan dağlarında halkların özgürlüğü için mücadele etmenin verdiği mutluluk ve heyecan içerisinde mücadelesini sürdürerek, tüm Kürdistan gençlerini Kürt halkının onurlu mücadelesi içerisinde yer almaya çağırdı.