Özdal’ın taziyesine giden HDP heyet engellendi

HDP milletvekillerinin, geçtiğimiz elleri ve ayakları kelepçeli bir şekilde kaldırıldığı Ankara Numune Hastanesi’nde yaşamını yitiren hasta tutsak Koçer Özdal'ın taziyesine gitmesi Valilik tarafından engellendi.

Muş Valiliği, HDP grup başkanvekilleri, milletvekilleri ve HDP Serhat bölgesi il eş başkanlarının da aralarında bulunduğu bir heyetin, yaşamını yitiren hasta tutsak Koçer Özdal'ın taziyesine katılacaklarının açıklaması üzerine 'yasak' kararı aldı. Valilik, Boylu (Kers) ve Leylek (Leyleg) köylerini "Geçici Güvenlik Bölgesi" ilan etti. Valilik, iki köye giriş-çıkışların 4 Eylül'e kadar 'yasaklandığını' açıkladı.

Aralarında HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan ile Mithat Sancar, milletvekilleri Muazzez Orhan, Murat Sarısaç, Habib Eksik ve Şevin Coşkun’un bulunduğu heyet, Boylu (Kers) köyüne giderek aileye taziyelerini bildirmek istedi. HDP heyetinin önünü ağır silahlarla kesen askerler köye girişe izin vermedi.

Muş Valiliği 2 gün önce de HDP’li vekillerin cenaze törenine katılmasını asker ve polis eliyle engellemişti.

Yoğun engellemelerle karşılan HDP heyeti adına konuşan HDP Grup Başkan Vekili Fatma Kurtulan, “Bu bir insani görevdir ve yasaklanamaz. Söz konusu cenazemiz cezaevinde yaşamını yitirmiş bir hasta tutsaktır. Bu yasak doğru değildir. Sadece ailesine bir baş sağlığı dileyecektik. Ancak görüyoruz ki artık toplumda bir gelenek olan taziyeler ve cenazelerde engelliyor. Bu durumu şiddetle protesto ediyor ve hükümeti bu politikalarından vazgeçmeye çağırıyoruz” dedi.

SANCAR: TEPKİ GÖSTERİLMEZSE HUKUKSUZLUK ÜLKENİN BÜTÜNÜNE YAYILIR

Valilik kararının ziyaretlerini engelleme kararı olduğunu ifade eden HDP Grup Başkanvekili Mithat Sancar ise şunları belirtti: "Şu an köylüler köye girip çıkabiliyor ve hiçbir operasyon sesi duyulmuyor. Bölge bu kadar gün yasaklanmamışken yasağın bizim geleceğimiz döneme denk getirilmesi bilinçli bir engellemedir. Koçer Özdal uzun süre hasta olarak kaldı ve tedavisi engellendi. Tedavisinin zamanında yapılması sağlanmadı ve bunun bilinçli yapılmadığını düşünüyoruz. Koçer Özdal hastalığının son aşamasında hastaneye kaldırıldı ama o ağır şartlara, yaşının ileri olmasına rağmen ranzaya ellerinden ve ayaklarından zincirle bağlanarak tedavi edildi. Bu yaşananları insanlık dışı uygulamalar olarak anlattık ama bir sonuç elde edemedik.

Hükümlülük süreci ölüm cezasına benzer bir sürece evirildi. Hastanedeki uygulama da insanlık onuruna aykırı bir şekilde gerçekleşti. Bizler de tüm bunlara tepki göstermek için buraya geldik. Amacımız hem insani görevimizi yerine getirmek hem de baştan beri süren insanlık dışı uygulamaları tepkimizi göstermek ve kamuoyuna duyurmaktı. Maalesef tüm girişimlerimize rağmen köye alınmadık. Muş Valisine ulaşmaya çalıştık ama bir dönüş olmadı. İçişleri Bakanlığı üst düzey yetkililerine ulaşmaya çalıştık ama onlardan da bir cevap alamadık. Herkes bilmeli ki buradaki uygulamalar bir çevreye veya bireylere yönelik değildir. İnsani ve vicdani tepki gösterilmemesi halinde Türkiye'nin tamamına ulaşacaktır. Bir yerde bir haksızlık, hukuksuzluk ve insanlık dışı bir muamele varsa sadece o yerle sınırlı kalmaz kısa sürede ülkenin bütününe de yayılır. Bunu sokağa çıkma yasaklarının sürdüğü dönemde çok iyi gördük."

'EN İNSANİ DAYANIŞMA İMKANLARI KISITLANDI'

Bu tür baskı ve yasaklara insani ve vicdani tepkinin geciktirilmeden gösterilmesi gerektiğini söyleyen Sancar, Cumartesi Annelerine yönelik önce saldırı, sonra yasaklamanın yeni dönemin açık bir işareti olduğunu söyledi. Sancar, "Köye gidişimiz fiziksel engellemeden çok, insanların seyahat, taziye ve en insani dayanışma imkanlarının kısıtlanmasıdır. Bunu kabul etmiyor ve etmeyeceğiz. Bu durum insanlık onuruna aykırıdır. Herkes bilsin ki yasaklara teslim olmayacağız" diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Heyet açıklamanın ardından Varto ilçesinde esnaf ziyareti gerçekleştirdi.