'Şengal'de ihanet ve seyircilik müdahalemizi zorunlu kıldı'

Gerilla Harun Simko, Şengal'in kurtarıldığı döneme dikkat çekerek, "Yaşanan ihanet ve tüm dünyanın seyirci kalması müdahalemizi zorunlu kıldı" dedi.

HPG Gerillası Harun Simko, Şengal merkezinin DAİŞ çetelerinden kurtarıldığı gün olan 13 Kasım’ın yıl dönümü vesilesiyle ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

"Fedailik düzeyinde bir mücadele çizgisi esas alınmasaydı Şengal merkezin çetelerden kurtarılması mümkün olmazdı" diyen Simko, anlatımını şöyle sürdürdü:

'İNSANİ VE DEVRİMCİ BİR GÖREV ÜSTLENDİK...'

"Gerçekleşen fermanı duyduğumuzda yaşanan katliam ve göç görüntülerini izlediğimizde insani bir görev, devrimci bir görev olarak Şengal’e ulaşmak istedik. Hiçbir vicdan bu duruma tahammül edemez, seyirci kalamazdı. Halkın yaşadığı acılar, bazı Kürt güçleri ile çeteler arasında gerçekleşen anlaşmalar, tüm dünyanın seyirci kalışı müdahalemizi zorunlu kıldı. Şengal’e gitmek üzere partiye öneride bulunduk ve kabul edildi önerimiz. Tüm imkansızlık ve engellere rağmen özellikle müdahalemizin, Şengal’e gelişimizin ilk dönemlerinde üst düzey bir direniş ve fedakarlık sergilendi, büyük kahramanlıklar yaratıldı. Gerçekten çok değerli arkadaşların şehadeti, büyük emekleri ile bugünlere gelindi. O arkadaşların Şengal’deki direnişleri, anıları, yaşanmışlıklar her anımsandığında büyük bir güç ve moral veriyor insana. Aynı zamanda düşmana karşı, işgalcilere karşı kin ve öfkemizi biliyor. Bir yandan ihanet, bir yandan halkın daha güvenli alanlara çıkarılmasının acil ihtiyacı, imkansızlıklardan dolayı yaşlı ve çocukların yaşamlarını gözlerimiz önünde yitirişi tahammülü imkansız acılara yol açtı. Bu duruma karşı birçok arkadaş fedai tarzda eylemler gerçekleştirdi. Fedailik düzeyinde bir eylem çizgisi ve direniş olmasaydı soykırımın önlenmesi ve tecavüzcü barbar çetelerin Şengal’den temizlenmesi mümkün olmazdı. Özellikle koridor kapandığında hem cephane sorunu, hem yiyecek teminin çok zor oluşu, diğer yandan halkın ağırlaşan ihtiyaçlarına yetişme çabaları ve bunlara paralel gelişen saldırılar karşısında büyük bir mücadele düzeyi yakalamaları ancak çok güçlü bir irade, inanç ve ideoloji ile söz konusu olabilirdi. Her türlü zorluğa rağmen arkadaşlar büyük bir heyecan, moral ve inançla mücadele görevlerine sahip çıktılar.”

'11 AY BOYUNCA EV EV DİRENİŞ ÖRGÜTLENDİ'

Şengal merkezde her anı büyük kahramanlıklarla yüklü 11 aylık direnişimizin ardından, örgüt Şengal merkezinin tamamıyla kurtarılması temelinde planlamamızı oluşturdu. 11 ay boyunca mevzi mevzi, ev ev, sokak sokak direniş örgütlendi. Ve Şengal merkezi özgürleştirme hamlesinin zemini yaratıldı. Bu hamle yalnızca bir coğrafyanın kurtarılması değil, bir halkın onurunun kurtarılmasıydı, gerçek Kürtlüğün, Kürt orjinin saklı olduğu Ortadoğu’nun en kadim inancının kurtarılmasıydı. Dolayısıyla çok tarihi bir görev yerine getirildi. 11 aylık direniş ardından Şengal merkezine dönük gerçekleşen hamlemiz ile Şengal merkez çetelerden temizlenerek özgürleştirildi.

'İHANET DİRENİŞ DE HALKIN GÖZLERİ ÖNÜNDE GERÇEKLEŞTİ'

Şengal ihanetinde rol alarak halkı ferman ile yüz yüze bırakanlar, merkez özgürleştirildiğinde ve ön gördükleri gerçekleşmediğinde bu sefer bizim kara propagandamıza yoğunlaştılar. Çünkü onların oyunlarını bozmuş, ihaneti deşifre etmiştik. Bu çevreler kara propagandanın düzeyini PKK’nin Şengal hamlesinde yer almadığı yalanına kadar vardırdılar. Tabii ihanet de kahramanlık da halkın gözleri önünde gerçekleştiğinden bu propaganda yalnızca kendilerini vurdu. Halk PKK’nin Kürdistan’daki tek direniş dinamiği olduğunu gördü. Apocuların özgüçleri , inançları ve direnişleri ile neleri gerçekleştirebileceklerini gördüler.

'HALKIMIZ YBŞ'Yİ BÜYÜTMELİ'

Halkımız şehitlerin kanları, emekleri ile yaratılanları hiçbir zaman unutmamalıdır. Geçmişten, yaşananlardan doğru dersler çıkarmalıdır. Kendi özgüçlerini, YBŞ’yi büyütmeliler. Savunma ihtiyacının her şeyden daha mühim olduğunu bilmeliler. Herhangi bir ferman girişiminin, tehlikenin kirli oyunların önü ancak böyle alınabilir. Bizler de halkımız savunma ve yönetim ihtiyacı sisteme kavuşana, tehlikeler bertaraf edilene dek ne görev düşerse üzerimize yerine getireceğiz."