AKP Anter cinayetinin de üstünü örtecek

Kürt bilgesi, gazeteci yazar Musa Anter'in katledilmesinin üzerinden tam 25 sene geçti. Cinayet üzerindeki "sır perdesi" ise halen gizemini koruyor.

Kürt bilgesi, gazeteci yazar Musa Anter 1992 yılında Diyarbakır'ın Seyrantepe semtinde silahlı saldırıya uğrayarak yaşamını yitirdi.

Bu cinayetin üzerinden çeyrek asır geçti ve üzerindeki sis perdesi aydınlatılamadı. 21 yıl sonra başlayan yargılamada ise henüz bir sonuca ulaşılabilmiş değil. Davanın seyrine bakıldığında ise tek bir tutuklu sanık da son duruşmada serbest bırakılırken, bir kısmı öldürülmüş, bir kısmı kayıp ya da nüfus kaydı kapatılmış altı kişi hakkında ise tutuklama kararı bulunuyor. AKP iktidarının Fetullah Gülen cemaatiyle mücadelesi nedeniyle derin devletle uzlaşması sonucunda ise faili meçhul cinayet dosyaları birbiri ardına kapatılıyor.

Ape Musa Cinayeti tıpkı, Vedat Aydın cinayeti gibi planlı ve bir organizasyon olduğu itirafçıların itiraflarında görülmekte. JİTEM içerisinde tasfiyelerin ve güç savaşlarının verildiği bir dönemde gerçekleşen bu cinayette Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım ve dönemin JİTEM görevlilerinin rol aldığı Devletin Susurluk Raporu'na dahi giren bir gerçek.

JİTEM tarafından organize edilen ve bu cinayetin önemli tanıklarından biri olan ve o dönem JİTEM'e çalışan Abdulkadir Aygan Anter cinayetini şöyle anlatıyordu: "Yeşil'in karıştığı en büyük olay yani tanık olduğum bu Ape Musa'nın öldürülmesidir. O esnada Cem Ersever Ankara'da olmasına rağmen daha sonra kendisi ile birlikte öldürülen Neval Boz'la Diyarbakır'a geldi ve olayın olacağı gün Adıyaman bölgesine gitti. 'Nemrut Dağı'na gideceğim, oradaki grupları dinleyeceğim. Telsiz cihazı ile grup var mı yok mu tespit edeceğim' diyordu. Bu esnada da Yeşil, Musa Anter olayını JİTEM'de organize ediyordu. Tim Komutanı Savaş Gevrekçi, Grup Komutanı izinde olduğu için onun görevini de götürüyordu. Musa Anter olayında Hogir devreye sokuldu. Hogir kod adlı Cemil Işık ve Şırnak'lı Hamid adlı itirafçı ile beraber partiden ayrılmışlardı."

APEMUSA TUZAĞA DÜŞÜRÜLDÜ

Hogır kod adlı Cemil Işık’ın PKK'den ayrıldığını ve daha önceden Ape Musa'yı tanıdığını belirten Aygan, "Hogir de Hamid'i görevlendirdi. Otele gönderdi, 'tamam de, Hogir senle görüşmek istiyor, seni bir yerde bekliyor, bir evdedir, seni yanına götüreceğim' diyor. Birincisinde başarılı olamamıştı. Hamid şey yapamamıştı. İkincisinde Land Rover ile biz hepimiz gittik. Ali Ozansoy JİTEM İstihbarat Grup Komutanlığı'nda Saray Kapı'da ana telsizin başında bekledi. Hogir’e de kalaşnikof verildi. Beni de Hogir'in yanına verdiler. JİTEM kimliğim ve silahım var diye. Her hangi bir durum olursa müdahale edeyim diye. Bizi köprü geçtikte sonra Silvan yolun çıkışına, yokuşa doğru bıraktılar. Yeşil, Mustafa Deniz ile biraz daha tepeye çıktılar telsiz onlarda beklediler. Hamid de tekrar Otele Ape Musa’yı almaya gitti. Yani bir taksiye bindirecek ve bizim yanımıza getirecek. Hogir da onu orada vuracak" diye konuştu.

TETİKÇİ HAMİT YILDIRIM

Aygan Hamit'in Anter'i yanlarna getirmesini beklediklerini anlatarak, uzunca bir beklemenin ardından Anter'in getirilmediğini, kendilerinin de Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım'ın yanına gittiklerini belirtti. Aygan konuşmasına şöyle devam etti:

"Yeşil'in yanına gittik, biraz kaldık bir baktık siren sesleri gelmeye başladı. Yeşil telsizi polis kanalına almıştı. Ortalık karıştı, 'aha' dedi bir şeyler olmuş, bir olay olmuş ama nasıl olduğunu bilmiyorum dedi. Onda sonra Land Rover'e bindik olayın olduğu yer doğru mecburen Silvan ana yolu oradan geçiyor, oradan geçtik JİTEM'e gittik. Geldiğimizde Ali Ozansoy 'tamam' dedi, Hamid Ape Musa'yı vurmuş, olayı yapmış. Biraz sonra Hamid geldi. Hamid 'tamam vurdum' dedi. Hogir 'niye yanımıza getirmedin niye bu iş yolda oldu' diye sordu. Hamid 'şüphelendiler taksiye bindik yanında yeğeni vardı' dedi. Seyrantepe’ye geldik, işte ben dedim ki, şurada şu falan dedim, onlar daima nerede diyorlar, baktım şüpheleniyorlar artık fazla gitmeyecek indirdim dedi."

YEŞİL GAZETECİLERİ ALIKOYDU

Musa Anter öldürüldüğü esnada polis telsizinden “İki şahıs silahlı saldırıya uğradı, bir ölü bir yaralı” anonsunun ardından Diyarbakır Söz Gazetesi muhabirleri gazete arabasıyla olay yerine gitti..

Dağkapı istikametinden gelen gazeteciler üst yoldan içeri girip bir süre gittikten sonra önlerinde bir araç belirir. Gazetecilerin selektör yapması üzerine araçtan inen kot pantolonlu, spor ayakkabılı bir kişi aracın yanına gelerek silahını çeker ve orada ne aradıklarını sorar. Bunun üzerine gazeteciler, polis telsizini duyup geldiklerini söylerler. Bu kişi öndeki araca giderek polis telsizinden yapılan anonsu söyleyince gazetecilere "bizi takip edin, sizi olay yerine götürelim" diyerek gazeteciler alıkonuldu. Bir süre gidildikten sonra öndeki araçtan inen iki kişi Söz gazetesi aracına binerler. Eli alçılı olan kişi aracı sürerken diğer kişi arka kısma oturur. Aracın şoförü ise steyşın arabanın bagajına biner. Ergani yolundan, Çermik’e doğru bir süre gidildikten sonra geri dönülerek önce Elazığ yönüne hareket edilir. Diğer araç arkadan takip etmektedir. Gazeteciler bu üç kişi tarafından Malatya Gölbaşı’na kadar götürüldükten sonra serbest bırakılırlar. Gazetecileri serbest bırakan bu üç kişi daha sonra Adıyaman’a doğru yola devam ederler. Bu gazetecilerin emniyet anlatımları da Yeşil ve beraberindekileri de tarif etmektedir. Fakat işin ilginç tarafı bu gazeteciler bu dosyaya tanık olarak ne avukatlar nede mahkeme tarafından tanık olarak çağrılmadı.

YARGILAMA 21 YIL SONRA BAŞLADI

1990'lı yıllarda işlenen ve çoğunluğunun jİTEM tarafından yapıldığı bilinen cinayet dosyaların kimi zaman aşımından düşerken, kimsi de tozlu raflarda bekletiliyor.

İtirafçıların itirafları sonrasında Diyarbakır'da 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan JİTEM davası yargılaması devam ederken, Abdulkadir Aygan( Aziz Turan) ifadeleri sonrasında açılan Musa anter'in öldürülmesi dosyaları Yargıtay kararıyla birleştirildi. Yargıtay Kararı ile bu dosyalar Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı.

Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada ise aralarında Yeşil kod Mahmut Yıldırım, Yüzbaşı Savaş Gevrekçi,Abdülkadir Aygan (Aziz Turan) Hamit Yıldırım, Cemil Işık, Muhsin Gül, Mehmet Zahir Karadeniz ve Fethi Çetin'ina aralarında bulunduğu 18 kişi hakkında TCK'nın 450/4. maddesindeki "taammüden adam öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbetin yanı sıra "halkı isyana teşvik ve birbiri aleyhine silahlandırarak mukateleye (öldürme, vuruşma) teşvik etmek" ve "adam yaralamak" suçlarından da cezalandırılmaları talep ediliyor.

MİROĞLU:HAMİT BİZİ VURDU

Diyarbakır 7 Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan yargılamada ilk ifadesini veren Orhan Miroğlu İtirafçı Hamit Yıldırım ile birlikte otelden çıktıklarını belirterek şunları anlatmıştı: "Otele gelen ‘Dıjvar’ kod adlı Hamit Yıldırım, Musa abiyle bir süre görüştükten sonra üçümüz bir taksiye binerek Seyrantepe’ye gittik. Hamit şüpheli hareketlerde bulunuyordu. Seyrantepe’ye vardığımızda benim arabada olmamdan dolayı Hamit telaşlandı, Yeşil ile buluşamadı. JİTEM’deki ilk işi olduğu için kendisini kanıtlamak istedi. Anter ile pusuya düşürüldüğümüzü anlamıştık ama bir yere gidemiyorduk. Bir süre yürüdükten sonra Hamit önce Anter’e sonra bana sıkmaya başladı. Yaralı halde iken Hamit üzerime gelip bir el daha ateş açtı. 15 dakika sonra polis geldi. Gelip beni hastaneye götüren o polise teşekkür ediyorum. Olayla ilgili benim ve Aygan’ın anlatımları uyuşuyor. Aygan bana bu olayın krokisini bile çizdi. Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Denetleme Kurulu’nun olaya el atmasını talep ediyorum. Bizi Hamit vurdu, davacı ve şikayetçiyim”

14 Mart 2016 tarihinde Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada tanık olarak ifade veren Miroğlu " Evet, bu cinayetlerin en önemli muhatabı JİTEM'dir. Ancak bu cinayetler tek başına işlenmiş cinayetler değildir." konuştu.

Miroğlu ifadesinde "MİT'in cinayetten haberi var. Musa Anter Diyarbakır'a gitmeden önce Ankara'ya gelip koruma talep ediyor çünkü. Uğur Mumcu ve Musa Anter cinayetleri çok benziyor. MİT ‘Biliyoruz ama biz yapmadık’ gibi bir yaklaşım sergiliyor” dedi.

MİROĞLU JİTEM'DEN ÇARKETTİ

Temmuz Ayında Ankara'da yapılan son duruşmada davanın tek tutuklu sanığı Hamit Yıldırım uzun gözaltı nedeniyle tahliye edildi. Miroğlu, mahkeme önünde bu olayın JİTEM tarafından yapılıp-yapılmadığı yönündeki soruya ise “bilemiyorum” cevabını verdi. Davanın 2013 yılında açıldığı dönem, "Bizi Hamit vurdu şikayetçiyim" diyen Miroğlu, son duruşmada ise JİTEM'den çarketti.

Bu davada sanıklar tüm suçlamaları reddederken, İtirafçı Mahmut Yıldırım, Fethi Çetin, Abdülkadir Aygan, Muhsin Gül, Hogır Kod isimli Cemil Işık hakkında ise tutuklama kararları bulunuyor. Cemil Işık'ın ise Türkiye'de nüfus kaydının kapatıldığı ortaya çıktı. Tıpkı Abdülkadir Aygan olayında olduğu gibi. Aygan'ın da nufüs kaydı kapatılarak Aziz Turan adına yeniden kimlik verildiği ortaya çıkmıştı. Hogır kod isimli Cemil Işık'ın Almanya'ya iltica ettiği bilinirken, hangi isimle iltica ettiği ise bilinmiyor. Yine mahkeme tarafından hakkında tutuklama kararı bulunan Muhsin gül ise Kutlu Savaş tarafından hazırlanan Susurluk Raporlarına göre, faili meçhul cinayetler nedeniyle Diyarbakır Emniyetine bilgi verildiği için JİTEM tarafından katledildiği biliniyor. Muhsin Gül'ün Kutlu Savaş'ın Susurluk Raporuna giren ifadesini ise savcılar bir türlü emniyetten getirtemedi. Gül'ün emniyette verdiği ifadelere ise bir türlü ulaşılamadı.

Veli Küçük ve Mehmet Eymür bu dosyada tanık olarak dinlendi. Küçük, JİTEM dahi her şeyi redederken, Mehmet Eymür, Orhan Miroğlu'nun Tayfun kod adıyla MİT'e çalıştığını iddia etti. Mahkeme ise bu tanık ifadelerine rağmen bu anlatılanlar konusunda detaylı bir araştırmaya gitmedi. Yargılam önümüzdeki günlerde devam edecek. Fakat yargılamanın seyrinin diğer faili meçhul dava dosyaları gibi olacağı beklentisi de gittikçe artmaktadır.

AKP'nin bir dönem üzerine gittiği bu dava dosyaları, Fetö'yle yapılan mücadelede ordu ve emniyet içerisindeki derin devlet ile uzlaşan AKP, bu dosyaların tek tek kapatılmasına göz yumuyor.

Musa Anter Cinayeti 25 yılını tamamladı. Tam çeyrek yüzyıl. Tıpkı Vedat Aydın, Mehmet Sincar, Muhsin Melik ve diğer faili meçhul cinayetler de olduğu gibi bu cinayetin de üstü örtülmek isteniyor. Ama Katiller ve azmettiriciler biliniyor. Tıpkı diğer olaylarda olduğu gibi.