'AKP-MHP faşizmine karşı mücadele katliamlara verilmiş cevaptır'

KCK: AKP-MHP faşizmine karşı mücadele aynı zamanda 12 Mart faşizmine, 16 Mart öğrenci katliamına ve Gazi Katliamına verilmiş cevap olmaktadır.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Gazi, Qamişlo ve Halepçe Katliamlarının yıl dönümü vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı.

KCK açıklamasında şunlar belirtildi:

“12 Mart; 1971’de gerçekleşen faşist cuntanın, Gazi ve Qamişlo katliamının yıl dönümüdür. 16 Mart’ta Halepçe soykırımının ve İstanbul Üniversitesi’nde devrimci öğrencilerin katledilmesinin yıl dönümüdür. Bu katliamlarda şehit düşenleri saygı ve minnetle anıyor Özgür Kürdistan, Demokratik Türkiye ve Demokratik Ortadoğu’yu gerçekleştireceğiniz sözünü veriyoruz.

Bugün Türkiye’de AKP-MHP faşizminin temelleri 12 Mart askeri faşist darbesiyle atılmıştır. Devrimcilere, demokratlara saldırganlık ve düşmanlık bu faşist cuntayla artırılmış, giderek bugünkü düzeye getirilmiştir. Bugün Türkiye ve Kürdistan’da yürütülen direniş o günden bugüne geliştirilen faşizme karşı gösterilen direniştir. Bu direniş Denizlerin, Mahirlerin, İbrahim Kaypakkayaların halkların kardeşliği temelinde gösterdikleri direniş ruhuyla daha da yükseltilmelidir. 12 Mart Gazi katliamı da Kürt halkıyla Türkiye halklarının faşizme karşı yürüttüğü ortak mücadeleyi bastırma zihniyetiyle yapılmıştır. Bu zihniyet bugün AKP-MHP faşist ittifakında zirveye çıkarılmıştır. Bu açıdan AKP-MHP faşizmine karşı mücadele aynı zamanda 12 Mart faşizmine, 16 Mart öğrenci katliamına ve Gazi Katliamına verilmiş cevap olmaktadır.

Halep’çe katliamı soykırım politikasının dışavurumudur. Türk devletinin sistemli biçimde yürüttüğü soykırım politikasının, bunun zihniyetinin Saddam kişiliğinde Irak’ta pratikleşmesi olmuştur. Bugün Halepçe’deki katliamı yapan zihniyeti en yoğun biçimde AKP-MHP faşizmi pratikleştirmektedir. Halepçe katliamı, soykırımı ile Afrin katliamı ve soykırımı aynı zihniyetin uygulamalarıdır. Bu açıdan Halepçe soykırımına verilecek en iyi cevap Irak’ı demokratikleştirme ve Afrin’i işgalden kurtarma mücadelesi olacaktır.

12 Mart 2004 Qamişlo  katliamı da Suriye devleti ile Türk devletinin Adana Protokolü çerçevesinde Kürt karşıtı politikalarının sonucu ortaya çıkmıştır. Önder Apo Suriye’de Arap-Kürt kardeşliğini geliştirme, bu temelde Kürt sorununu çözme politikası yürütürken, Qamişlo  katliamıyla bu politikanın tersi bir yola girilmiştir. Türk devletinin ulus devletçi anlayışının hakim kılınmak istenmesiyle Suriye’de Qamişlo  katliamının siyasi ve toplumsal zemini yaratılmıştır. Ancak Qamişlo  katliamı karşısında Kürt halkı özgür ve demokratik yaşam iradesini ortaya koymuş; her yerde serhildana durmuştur.

Önder Apo’ya yönelik uluslararası komplodan sonra Suriye devletinin Kürt halkına yönelik baskı politikası Suriye’yi güçsüz düşürmüş ve bugünkü yıkımların ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Kürt halkı, Suriye iç parçalanmaya uğrarken Rojava’da Arap ve Asuri-Süryanilerle demokratik bir sistem kurarak halkların kardeşliğini geliştirmişlerdir. Bugün Kuzey Suriye’de Qamişlo  katliamına yol açan zihniyet ve politikaları ortadan kaldıran bir demokratik sistem kurularak Qamişlo  katliamında hayatını kaybedenlerin anısına en doğru cevap verilmiştir.

Bugün Kuzeydoğu Suriye’de kurulan halkların kardeşliğine dayalı demokratik özerk sistem Qamişlo katliamı ve buna karşı gerçekleştirilen serhildanların bilinciyle kurulmuştur. Bu temelde Kuzeydoğu Suriye halkları başta olmak üzere tüm Suriye halklarını bir daha Qamişlo  gibi katliamların olmayacağı halkların kardeşliğine dayalı demokratik bir Suriye kurmaya ve halkları birbirine düşürmek isteyen başta AKP-MHP faşizmi olmak üzere her türlü şovenist ve katliamcı zihniyet ve saldırılara karşı halkların kardeşliğiyle karşı koymaya çağırıyoruz.”