‘Başûr halkı artık güvenlik kurumlarına güvenmiyor!’

Güney Kürdistan Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Soran Omer, Kürdistan’ın güvenlik kurumlarının “siyasetin bir parçası” haline geldiğini, bundan dolayı “halkın artık güvenlik kurumlarına güvenmediğini” belirtti.

Güney Kürdistan Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu Başkanı ve Komeley İslami Milletvekili Soran Omer, 22 Temmuz'da Hewler Valiliğine yönelik yapıldığı iddia edilen saldırıdan sonra partilerinin suçlanması ve Güney Kürdistan ile Irak seçimlerine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.

'SALDIRI BÜYÜK BİR TİTİZLİKLE İNCELENMELİ'

Omer, Hıristiyan bir kişinin hayatını kaybettiği Hewlêr Valiliğine dönük yapılan silahlı saldırıdan sonra partilerinin suçlanmasına ilişkin şunları belirtti:

“3 genç tarafından Hewlêr Valiliğine yapılan silahlı saldırıyı, Komeley İslami olarak lanetle kınıyoruz. Burada yapılması gereken, her şeyden önce güvenlik kurumları tarafsız bir şekilde hükûmeti ve tüm yurttaşları korumalıdır. Güvenlik güçlerine büyük bir güven duyulmalı. Gerçekleşen her olayı büyük bir titizlikle incelenmeli ki halk güvenebilsin. Asayiş güçleri güvenlik konularında siyasi güçlere dayanmazlar. Adil bir şekilde olayları incelerler. Asayişin temel görevi halkın güvenliği ve korunmasıdır. Ama bu yapılmıyor. Bunun için artık halkın güvenlik güçlerine güveni kalmamıştır. Bundan dolayı asayiş Kürdistan bölgesinde geniş bir incele yapmalı ve olaylar hakkında halkın kafasında kuşkulara yer kalmayacak şekilde sonuçlandırmalıdır.”

'MAHKEMELER TARAFSIZ OLMALI'

Omer, şunları da söyledi: "Siyasi gelişmelerde güvenlik güçlerinin kendini siyasi güce dayandırmaları kabul edilemez. Mahkemeler görevlerini yapmalı, güvenlik güçleri mahkemenin kararına etkide bulunamaz. Güvenlik güçleri taraf tutamaz. Zaten Güney Kürdistan'ın durumu pek iç açıcı değil, eğer böyle devam ederse daha kötü sonuçlar doğuracaktır. Komaley İslami’ye yönelik yapılan bu suçlama, siyasi tarafların baskısıyla yapılan bir suçlamadır.”

‘GÜVENLİK YETKİLİLERİ, YANLIŞ DEMEÇ VERİYORLAR’

Omer, Hewlêr Aşayişinin yaptığı açıklamalara da değinerek, şöyle konuştu: “Hakkımda herhangi bir tutuklama kararı bulunmuyor. Sadece bir dosyada tanık olarak gösterilmişim. Fakat güvenlik yetkililerinin açıklamaları, yetkili birinin açıklamaları değil. Konu hakkında gereken araştırma ve incelemenin yapılması için yetkili mercilere başvuruda bulunduk. Güvenlik yetkililerinin bir daha mahkemenin incelemesi olmadan böyle yanlış açıklama yapmamalarını umuyoruz.”

‘SEÇİMLERİN BİR YIL ÖNCE OLMASI GEREKİRDİ’

Omer, Eylül’de yapılması öngörülen Güney Kürdistan seçimlerine de şöyle değindi:

"Kürdistan bölge seçimleri bir yıl önce yapılması gerekirdi. Fakat maalesef ertelendi ve şimdi de ertelenecek deniyor. Her ne kadar Irak’ta siyasi çelişki ve çatışmalar olsa da, daha da derinleşmemesi için parlamento seçimleri daha fazla ertelenmedi. Fakat maalesef Güney Kürdistan’da seçimlerin ertelenmesi adetten olmuş. Şimdiye kadar hiçbir zaman seçimler zamanında yapılmış değildir.

Seçimlerin sürekli ertelenmesinin temel nedenlerinden biri de, birilerinin seçimlerden korkuyor olmasıdır. İktidarlarını korumak için seçime hazır değiller. İstenilen düzeyde olmasa da kimi seçimlerde bazı şeyler değişti. Fakat bazı yerlerde seçim yapılmasına rağmen, yapılmamış gibidir, iktidardakiler yine her şeye rağmen bırakmadılar. Maalesef Güney Kürdistan’da hakimiyet, demokrasi ve insan hakları konuları sürekli engeller oluşturulmuştur. Eğer seçimde de aynı şey yapılacaksa o zaman Bölge Hükûmetinin herhangi bir hakimiyeti ve egemenliği kalmayacaktır."

‘IRAK SEÇİMİNDE ÇOK FAZLA HİLE YAPILDI’

Omer, Irak parlamento seçimlerine de dikkat çekerek şunları kaydetti: “Irak parlamento seçimlerinde birçok hile ve haksızlık yapıldı. Oyların sayıldığı Yüksek Seçim Kurulu yakıldı. Açıklanan var olan sonuç, bölgede yeni bir durum ortaya çıkarmıştır. Eğer seçim sonuçları elle sayılsaydı, gerçek sonuçlar daha iyi ortaya çıkardı. Şu an bile Irak ve Kürdistan Bölgesinde yaşanan kriz ve kargaşadan dolayı gerçek seçim sonuçlarını açıklayamıyorlar. Yaptıkları hileler ve düşen oyları görünmesin diye çok az sandıkta oylar elle sayılmıştır. Tüm komşu devletlerin Irak seçimlerinde hile ve yolsuzluk yapıldığını biliyorlar. Fakat bu durumdan yararlanmak istiyorlar. Anlaşmalar yaptıktan sonra sonuçları açıklayacaklar. Bu noktalarda köklü değişiklik yapılmadığı sürece Irak ve Kürdistan Bölgesinde hükûmet kurulamayacaktır. Bu da sorunun daha da büyümesine ve halkın seçime güven duymamasına sebep oluyor.”