Buldan: Halk 'Maho Ağa'ya büyük bir cevap verecek!

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, tüm Türkiye'nin tecrit altında olduğunu belirtti. Erdoğan'ın kendini 'Maho Ağa' zannettiğini söyleyen Buldan, halkın 31 Mart'ta büyük bir cevap vereceğini kaydetti.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin seçim çalışmaları kapsamında Hakkari'de düzenlenen büro açılışına katıldı.

Etkinliğe, Kürdistani ittifak bileşenlerinden DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, İnsan ve Özgürlük Partisi Genel Başkanı Mehmet Kamaç, PDK - T Genel Başkanı Sertaç Bucak ve PDK - T'den Bora Balin de katıldı.

'BÜRO AÇILIŞIMIZ MİTİNGE DÖNÜŞTÜ'

Buldan'ın mitingdeki konuşmasından satır başları şöyle:

"Büyük bir engellemeye rağmen bu alanı doldurdunuz. Bu bir miting değil, kimse böyle algılamasın; bu bir büro açılışı. Bu büro açılışımızı yapmamıza bile engel çıkardılar. Ama buna rağmen, her şeye rağmen sizler bu alanı doldurdunuz.

'BU KARARLILIK SANDIĞA YANSIYACAK'

Bugün zorlu bir süreçten geçiyoruz. Ancak bu kadar zorlu olmasına rağmen başta Hakkari olmak üzere gittiğimiz her yerde, her buluşmamızda sizlerin büyük coşkusu ve kararlılığı ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu coşku, bu irade, bu kararlılık 31 Mart tarihinde sandıklara yansıyacak. Bundan hiçbir kaygı ve kuşku duymuyoruz. Çünkü Hakkari halkı yaşadıklarını bilir, ödediği bedelleri bilir. Gasp edilen belediyesini, rehin alınan belediye başkanlarını bilir, rehin alınan milletvekillerini bilir. Halka zulmetmekten başka, halkın iradesine ipotek koymaktan başka, halkı engellemekten başka hiçbir şeyi bu halka reva görmediler. Bu halkı yoksulluğa sefalete mecbur bıraktılar ama bunların karşısında güçlü bir temsiliyet, güçlü bir irade var. 

REHİN TUTULANLAR VE LEYLA GÜVEN SELAMLANDI

Belediyeye kayyım atayanlara, milletvekillerimizi cezaevine koyanlara, belediye başkanlarımızı rehin alanlara, sizlere bunları reva görenlere cevabı sandıkta verelim. Buradan sevgili Dilek Hatipoğlu’na binlerce selam gönderiyoruz. Sizin seçtiğiniz Abdullah Zeydan’a, Selma Irmak’a ve yine bu kentin milletvekilliğini yapan, partimizin eş genel başkanlığını yapan, yine sizin iradeniz olan sevgili Selahattin Demirtaş’a buradan selamlarımızı yolluyoruz. 

Yine cezaevindeyken 24 Haziran seçimlerinde irademdir dediniz, oy verdiniz, kazandırdınız. Sonradan tahliye oldu ama bedenini açlık grevine yatırdı. Sevgili Leyla Güven'e buradan selamlarımızı gönderiyoruz. Onlar rehin aldıkça, tutukladıkça, gasp ettikçe biz daha çok büyüyoruz, kenetleniyoruz, biz daha çok birbirimize bağlanıyoruz. Bizim mücadelemiz bu kadar büyük, bu kadar onurlu bir mücadeledir. Cezaevinde de olsak, dışarıda da olsak, nerede olursak olalım, halkımızın geleceğine, yarınlarına, çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğine dair büyük umutlarla yola çıktık. Bu umudumuzu, bu cesaretimizi hiç kimse kıramayacak. 

'KAYYUM ZİYARET EDECEĞİ EVDE ÖNCE ARAMA YAPTIRIYOR!'

Bu kente kayyım atadılar. Daha sonra o kayyımı bu kente belediye başkan adayı yaptılar. O belediye başkan adayına şu anda 'Hakkari Devlet Hastanesi’nin yolu nerededir' diye sorsanız inanın bilemez, inanın ki size gösteremez. Kayyım ziyaret edeceği evde önce arama yaptırıyor.

O kayyım, belediyemizi gasp ettikten sonra 400 trilyon lira borç bırakmış durumdadır. Şu anda Hakkari Belediyesi 400 trilyon lira borç batağında. Hakkari’nin geleceğini bile borçlandırmış.

'KÜRT İTTİFAKI ÖLENE KADAR BOZULMAYACAK'

Onların zihniyeti kutuplaştırmak, ayrıştırmak ve halklar arasına nifak tohumları ekmektir. Ama biz öyle bir ittifak gerçekleştirdik ki, ölene kadar mezara kadar bozulmayacak olan Kürt ittifakını gerçekleştirdik. Kürdistani partilerle ittifakı gerçekleştirdik. Onlar 'Kürt halkı birlik beraberlik oluşturamaz, Kürtler bir araya gelemez' dediler. Ama biz Diyarbakır’da, Kürdistani partilerle bir araya geldik. Sadece yerel seçimler için değil, geleceğimiz için de en şeffaf ve en ilkeli ittifakımızı oluşturduk. Ama buna tahammülleri yok. 

'BU TOPRAKLAR BİZİM'

Tayyip Bey her gün meydanlarda HDP'nin eş genel başkanlarına, milletvekillerine, belediye eşbaşkanlarına hakaret etmeyi, iftira atmayı kendisine bir görev olarak almış. Ve bize 'bu ülkeyi terk edin Güney Kürdistan’a gidin' diyorlar. Kendini 'Maho Ağa' zannediyor. Sanki burası bir köy. Sanki köyünden bizi kovuyor. Bu topraklar bizim! Bu kent bizim, Hakkari bizim, Van Mardin Diyarbakır bizim! Biz bu ülkenin her yerine kök salmışız. Ankara, İstanbul, Adana Mersin, İzmir bizim! 

Bu ülkenin cumhurbaşkanı kendisinden yana olmayan, AKP'ye oy vermeyen, kendisi gibi düşünmeyen herkesi yok sayıyor, inkâr ediyor.

AÇLIK GREVLERİ

Sizin milletvekiliniz sevgili Leyla Güven bedenini açlık grevine yatırmış. Bugün açlık 117’nci gününde. Sevgili Leyla ve onunla birlikte bu kentin vekilliğini yapan Selma Irmak, Sebahat Tuncel ve birçok arkadaşımız cezaevlerinde açlık grevindeler. Tek bir talepleri var. Bu talep meşrudur, haklıdır. Bugün Adalet Bakanlığı'nın çıkardığı kendi kanununa göre yasal bir talep. İmralı’daki Sayın Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla görüştürülme talebi. 

Bu talebi Adalet Bakanlığı ve AKP hükümeti engellemektedir. Açlık grevinde olan arkadaşlarımızın talepleri görmezden gelinmektedir. Diyarbakır Milletvekilimiz Dersim Dağ arkadaşımız da bedenini açlığa yatırdı. Leyla'ya destek olsun diye, Leyla'ya moral olsun diye, Leyla'nın yanında olmak için. Biz de HDP olarak bu haklı talebin arkasındayız. Tecrit mutlaka kalkmalıdır. Bu tecrit sadece Sayın Öcalan'a uygulanmıyor. Bugün Türkiye halkları, Türkiye'de yaşayan herkes, kadınlar, gençler tecrit altındadır. 

Eğer bugün buradaki büro açılışına bu kadar engelleme varsa bu bir tecrittir. İnsanlar istediği gibi seçim çalışmalarını, seçim faaliyetlerini demokratik bir şekilde gerçekleştirmelidir.

Hakkari'de en az yüzde 90 oy ile büyük bir başarının altına imza atalım."