Buldan: Tecrit hemen kalkmalı

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, ülkenin geleceği için derhal tecridin kalkması gerektiğini belirtti. 

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin seçim çalışmaları kapsamında Erzurum Hınıs’taydı. 

'HINIS HALKI DA KAYYUMU GÖNDERECEK!'

Buldan'ın, ilçedeki halk buluşmasındaki konuşmasından satır başları şöyle: 

"Her yerde olduğu gibi Hınıs’ta da belediyemiz gasp edildi. Her yerde olduğu gibi Hınıs Belediyesi’ne de kayyım atandı. Ama her yerde olduğu gibi Hınıs halkı da kayyımı Ankara’ya gönderecek. Çünkü gittiğimiz her yerde görüyoruz. Şırnak’ta, Hakkari’de, Van’da ve ilçelerinde halkımız bize kayyımların biletini kestiğini söyledi. 

O kayyım bir halkın iradesini gasp eti. O kayyım Hınıs Belediyesi’ni borçlandırdı. Geldikleri zaman, kayyım olarak atandıkları zaman Hınıs Belediyesi kasasında borç yoktu. Ama bugün bakıyoruz, Sayıştay raporlarına bakıyoruz, Hınıs Belediyesi tam 9 trilyon borç bırakmış. 

'MİTİNGLERE OTOBÜSLE İNSAN TAŞIYOR'

Dün Hakkari’deydi. Şırnak ve Hakkari’de yaptığı mitingleri gördük. Artık hiç kimse onların yalanlarına inanmıyor. Biliyorlar ki Hakkari, Şırnak halkı onların mitinglerine gelmeyecek. Dışarıdan onlarca otobüsle taşıma yaptılar. Taşıma mitingler yapıyorlar. Hakkari halkının iradesine saygı duymayan bir zihniyetin mitinglerine halkımız gitmiyor. Onlar, mecbur kalıp dışarıdan otobüslerle taşıma miting için insan getiriyorlar. Dün sosyal medyada gördük, otobüslerle geldiler Hakkari’ye. 

'YALANLAR UYDURUP EZANI SİYASETE ALET ETTİLER'

Tayyip Bey de Hakkari’de bir kez daha aynı yalanlarına, hakaretlerine, iftiralarına devam etti. Dün Hakkari’deki yapmış olduğu konuşmayı dinledim. Aynı yalan. Dedi ki 'İstanbul’da kadınlar ezanı yuhaladı, ıslık çaldılar.' Videoları da izledik. Orada, kadınların isyanı, barikatlara idi. Orada kadınların ıslığı, güvenlik güçlerinin saldırısına idi. Oradaki kadınların isyanı gazaydı, copaydı. 

İşte dini siyasete alet edenler, bir kez daha yalana sarıldılar. Bu ülkede Müslüman olanı da olmayanı da ezana hakaret etmez. Allah hiçbir zaman bizim ülkemizden, bizim semalarımızdan ezan sesini eksik etmesin ama onlar ezanı da, dini de siyasete alet ettiler. 

'ERDOĞAN KÜRTÇE İBADETİ YASAKLADI'

Hakkari’de sivil cuma namazlarını Tayyip Bey’in emriyle yasakladılar. Kürtçe hutbe okutmayı Tayyip Bey’in emriyle yasaklı hale getirdiler. Bugün Kürtler kendi dillerinde ibadet etme hakkını bile bulamıyorlar. Çünkü Tayyip Bey ve AKP, Kürt halkının kendi dilinde ibadetine bile yasak getirdi. Dışarıdaki sivil Cuma namazlarını yasakladı. Kürtçe hutbeleri, Kürtçe okunan Kur’an’ları yasakladı. İşte böyle bir anlayış bu seçim döneminde de bir kez daha dini siyasete alet etmek için kullanıyor.

İnanın ki değerli Hınıslılar, bu ülkede herkes AKP'den daha çok dindar. Bu ülkede herkes AKP'den daha çok namaza, Kur’an’a, oruca, ezana saygı duymaktadır. Ama onlar dini kendilerine alet ederek, her seçim döneminde yaptıklarını bu dönem bir kez daha yapıyorlar. Yalanları artık tutmaz, biliyorlar ki kaybedecekler. 

HDP Türkiye’nin geleceği için, barışı için, demokratik siyaseti için, kadınların ve gençlerin geleceği için önemli bir mevzidir. 

Her yere, her gittiği yere sinevizyon gösterileri ile gidiyor. Selahattin Demirtaş'ın, Figen Yüksekdağ'ın, Sezai Temelli’nin, benim geçmişte yaptığımız konuşmaları insanlara dinletiyor. Ancak cesaretleri olmadığını biliyoruz. Cesaretiniz varsa Selahattin Demirtaş’ı cezaevinden çıkarırsınız, bir televizyon kanalında ortakça tartışırsınız. Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Selma Irmak, cezaevinde binlerce arkadaşımız var. Cesaretiniz olmadığı için onları rehin tutuyorsunuz. 

'TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ İÇİN TECRİT KALKMALI'

Sevgili Leyla Güven tam 125 gündür bedenini açlık grevine yatırmış. Sadece Leyla Güven değil, onunla birlikte cezaevlerinde, dışarıda, Avrupa’da birçok insan bedenini açlığa yatırmış. Bu arkadaşlarımızın tek bir talebi var: tecrit kalksın. Tecrit bir insanlık suçudur ve mutlaka kalkmalıdır. Cezaevlerinde her insan gibi her tutuklu, her hükümlü gibi Sayın Öcalan’ın da hakkı vardır. İşte bu görüşme hakkı Adalet Bakanlığı’nın kendi çıkarmış olduğu yasaları tanımamasıyla birlikte uygulanmamaktadır. Evet, bu ülkenin Adalet Bakanlığı kendi yasalarını bile uygulamıyor. 

Türkiye'nin geleceği için, Türkiye’nin barışı için, tecridin kalkmasının önemli olduğunu vurgulamak istiyoruz. Açlık grevinde olan arkadaşlarımızın durumu gittikçe kritikleşmektedir. Açlık grevinde olanların, görme ve işitme yetisinin gittikçe azaldığı bilgisini alıyoruz. Özellikle cezaevlerindeki arkadaşlarımızın durumu artık kritikleşmiştir. Hiçbir insanımızın yaşamını yitirmemesi için bir an önce tecridin kalkması ve Adalet Bakanlığı’nın kendi çıkarmış olduğu yasaları uygulamaya koyması gerekir. 

'ERZURUM'UN 4 İLÇESİNİ MUTLAKA İSTİYORUZ'

31 Mart tarihi hepimiz açısından, Türkiye'nin geleceği açısından önemli. Kürtler için de Türkler için de önemli. Bu ülkede yaşayan herkes için önemli. 31 Mart’ta Erzurum’da da büyük bir başarı elde etmeye hazırlanıyoruz. Erzurum’un özellikle dört ilçesini; Hınıs’ı, Tekman’ı, Karaçoban’ı ve Karayazı’yı mutlaka ve mutlaka istiyoruz. Gözümüz ve kulağımız sizde olacak. Eşbaşkan adaylarımızı önce Allah’a sonra size emanet ediyoruz. 

Biliyoruz ki sahip çıkacaksınız, biliyoruz ki kazanacaksınız, biliyoruz ki başaracaksınız. İşte bu zaferin 31 Mart tarihinde sizlerin iradenize sahip çıkmasıyla, elinizi vicdanınıza koyarak kullanacağınız oylarla olacağınıza olan inancımız tam ve büyüktür."