DKP/BÖG’den Roboskî açıklaması

Roboskî katliamının yıl dönümüne ilişkin açıklama yapan DKP/BÖG, “Roboskî katliamı araştırılırsa altından devletin kendisi çıkacaktır" dedi.

Yazılı bir açıklama yapan DKP/BÖG, bundan 7 yıl önce 28 Aralık 2011 tarihinde sömürgeci Türk devletinin savaş uçakları ile Roboskî köyünden olan 34 Kürt emekçisini katlettiğini belirtti.

Bu katliamın sömürgeci devletin Kürt halkına dönük tarihsel bakış açısının bir sonucu olduğuna dikkat çeken DKP/BÖG, şunları vurguladı: “Bu bakış açısının temeli inkâr ve katliama dayanmaktadır.

Geçen 7 yıl içinde Roboskî aileleri sokaklarda, mahkeme kapılarında ve Meclis önlerinde adalet aradılar. Ancak sömürgeci devlet nezdinde katliamın sorumlularını soruşturmak bir yana Roboskî aileleri ve Roboskî halkı sömürgeci politikaların hedefi oldu. Birçok akrabasını katliamda kaybeden eski HDP Milletvekili Ferhat Encu şu anda cezaevinde tutsak bulunmaktadır.

Adalet talebi görmezlikten gelinmekte katliam ve inkâr siyaseti her geçen gün daha da derinleşmektedir. Roboskî köyünde gerçekleşen katliam tarihte "33 Kurşun olayı" geçen katliamla aynı zihniyetin sonucudur. 1943 yılında Van'ın Özalp ilçesinde de 32 köylü kaçakçılık yaptıkları için katledilmişti. Köylülerin katledilmesinin temel nedeni Kürt olmalarıydı ve bu bir devlet politikası olduğu için emri veren Mustafa Muğlalı'nın ismi daha sonra ilçedeki askeri garnizona verilmiştir. 33 Kurşun olayı, Roboskî katliamı ve diğer katliamlar Türk devletinin Kürdistan halkına dönük katliam siyasetinin sürekliliğinin ispatıdır.

Bugün AKP iktidarı Kuzey Kürdistan’da, Rojava’da ve Başur'da Kürt halkına dönük olarak sistemli bir katliam ve inkâr siyaseti yürütüyor. Rojava devrimini boğmak için selefi cinayet şebekeleri ile birlikte sınır ötesi askeri operasyon hazırlıklarına girişiyor.

Başur'da her gün Medya Savunma Alanları bombalanmakta ve yapılan askeri operasyonla Kürt halkı yıldırılmaya çalışılmaktadır.

Bakur'da ise her gün yürütülen askeri ve siyasi soykırım operasyonlarıyla sömürgeci siyaset tahkim edilmektedir. AKP-MHP faşist ittifakı Kürtlerin yeryüzünde elde edeceği her türlü özgürlük ve demokrasi hakkının karşısındadır. Rojava devrimine düşmandır. Kürt halkını yıllardır yürüttüğü inkâr ve imha siyasetiyle yönetmeye devam etmek istemektedir.

Geçtiğimiz günlerde Sakarya'da Kürt olduğu için bir baba oğul saldırıya uğramış baba katledilirken oğlu ağır yaralanmıştır. Faşizm, şovenizm ve savaş kışkırtıcılığıyla ülkeyi her gün şartların daha da zorlaştığı bir halklar hapishanesine çevirmektedir.

Roboskî katliamı araştırılırsa altından devletin kendisi çıkacaktır. Bugün bu katliamın sorumlularının yargılanmamasının nedeni esasen sömürgeci politikaların katliam politikalarıyla uyumlu olmasıdır.

Bütün bu katliam saldırısının karşısında Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesinin yanındayız. Sömürgeci devletin saldırıları karşısında Kürt halkıyla enternasyonalist dayanışma duygularımızı belirtmeyi görev biliriz.

Bugün hapishanelerde Leyla Güven'in başlattığı açlık greviyle birlikte Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecridin kalkması talebi yüzlerce siyasi tutsağın ve milyonların talebi haline gelmiş bulunuyor. Sömürgeci devlet direnişin yaygınlaşmaması için her türlü baskıyı uygulamaktadır.

Tarihsel olarak Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerin çıkarıyla Kürt halkının çıkarlarının ortaklığının en güçlü bir şekilde birleşmesi gerektiği bir dönemin içerisindeyiz. Türkiye devrimiyle Kürt halkının özgürlük mücadelesinin kader ortaklığı olan Birleşik Devrim mücadelesini yükselterek sömürgecilerden hesap sormak tarihsel görevimizdir.”