Efrîn netleştiriyor ve birleştiriyor

Kürdistan'ın tüm parçalarında ve dünyanın her yerinde Kürtlerin kalbi Efrîn için atıyor. Başûrê Kurdîstan'da halk mevcut parti zihniyetlerini aşarak birleşiyorsa, bu Efrîn direnişinin gücünü gösterir.

Efrîn direnişi etrafında Kürtlerin ve demokrasi güçlerinin birleşmesi gerçekleşiyor. Hiçbir siyasi gücün yapamadığını Efrîn direnişi yapıyor. Bu açıdan Efrîn direnişi kendi boyutlarını aşarak Kürdistanlaşıyor, Ortadoğululaşıyor ve dünya halklarının mücadelesi haline geliyor. İnsanlık Efrîn direnişi şahsında gerici güçlere karşı demokrasi güçlerini birleştirip mücadeleye sevk eden ideolojik-siyasi çizgisini ve aktörünü arıyor. Bu nedenle Efrîn etrafında bu düzeyde bir buluşma sağlanıyor.

Kürtler de tarihlerinde ilk defa bu düzeyde bir düşünce ve duygu birliğine ulaşmış durumda. Kürdistan'ın tüm parçalarında ve dünyanın her yerinde Kürtlerin kalbi Efrîn için atıyor. Başûrê Kurdîstan'da halk mevcut parti zihniyetlerini aşarak birleşiyorsa, bu Efrîn direnişinin gücünü gösterir. Öyle ki, Başûrê Kurdîstan'ın eski siyasi güçleri bile Efrîn direnişinin yanında olduklarını açıklamak zorunda kaldılar. En azından işgale karşı olduklarını söylediler.

Süleymaniye’deki miting muhteşemdi. Kürt’ün gerçek düşüncesi ve duygusu orada yansıyordu. Başur’un kimliği ve karakteri artık böyledir. Sadece Süleymaniye’de değil, Başûrê Kurdîstan’ın tümüne yakın bölümünde Efrîn direnişine büyük destek verildi. Halk bu direnişi kendi direnişi olarak görüyor. Başur’da normalleştirilen teslimiyet çizgisine karşı Efrîn direnişi çizgisiyle moral kazanılıyor. Yaşadığı travmaları ve kırılmaları Efrîn direnişiyle tedavi ediyor.

Halk Efrîn direnişini böyle görürken KDP asayişinin Efrîn direnişini destekleyenlere saldırması çok büyük bir skandalı ifade ediyor. KDP'nin Türkiye'yi memnun etmek için bu saldırıyı yaptığı kesindir. Referandum sonrasında AKP iktidarından görülmedik hakaretler gören KDP'nin AKP-MHP faşist iktidarını memnun etmek için Efrîn direnişini destekleyenlere saldırması, Kürt tarihindeki unutulmayacaklar arasında yerini alacaktır. Birkaç genci yaralayarak Başûrê Kurdîstan yönetimi Efrîn konusunda gerçek duygusunu ortaya koymuştur. Kürt kamuoyu baskısıyla işgali doğru bulmadığını söylese de, işgale karşı gösterilen direnişten de çok memnun olmadığını göstermiştir. Herhalde KDP’de bir kompleks oluşmuş, ben kaybediyorsam, ben kötü durumlara düşüyorsam, başkaları da bunları yaşasın, ruh halinde gibidir. Yoksa niye bu göstericilere bu düzeyde saldırsın?

KDP'nin ya da diğer partilerin durumu, tutumu ne olursa olsun halkın tutumu netleşmiştir. Halkın tutumuyla yönetim erkini elinde bulunduranlar arasındaki fark aslında Başûrê Kurdîstan gerçekliğini yansıtıyor. Başûrê Kurdîstan’ın temel gerçeği bu durumdur. Sorunların çözülmemesi de bu gerçeklikle bağlantılıdır. Başûrê Kurdîstan halkı kendi sorunlarına çözüm olacak ve kendilerini temsil edecek bir yönetime kavuşamıyor. Bu da yönetim sorununu krizli hale getiriyor ve süreklileştiriyor. Bu durum aynı zamanda Başûrê Kurdîstan'ın büyük değişimlere gebe olduğunu gösteriyor. Başûrê Kurdîstan yönetimi böyle sürdürülemez. Mevcut siyasi ortam Başûrê Kurdîstan'da sürdürülemez hale gelmiştir. Efrîn direnişini destekleme eylemleri bu gerçeği bir kez daha ortaya koymuştur. Başûrê Kurdîstan'daki halkın bu düzeyde ayağa kalkması, Başurlu partilere karşı da bir ayağa kalkıştır. Efrîn direnişine destek vererek Başurlu partilerin teslimiyetçi anlayışlarına karşı da tutum ortaya koymuş oluyorlar. Başurlu partiler bunu ne kadar böyle okur o ayrı bir konudur. Başurlu partilerin siyasal tarzında ne yüz kızarma vardır ne de bu tür şeylerden etkilenme. Çünkü onlar için halk değil, dış güçlerin tutumu önemlidir. Esas aldıkları budur.

Bakurê Kurdîstan’da 7 Haziran seçimlerinden bu yana AKP iktidarından kopuş artmıştır. Artık ne AKP-MHP iktidarı Kürtlere seslenme ihtiyacı duyuyor, ne de Kürtlerin AKP iktidarından beklentisi kalmış durumda. Kürtler açısından AKP-MHP faşizminin karakteri netleşmiştir. Efrîn işgaliyle birlikte Bakurê Kurdîstan'da AKP'ye karşı öfke artmıştır. Bu öfke derinden derinden kökleşmektedir. AKP'nin Kürt düşmanlığında öncü olduğu görülmüştür. Türkiye sadece Bakur’da değil, Başur, Rojava ve Rojhilat Kürtlerine de düşmandır. Bu açıdan Kürtlerin özgürlük mücadelesinden yana olan herkesin Türk devletine karşı bir tutum alması gerekir. Türk devletine, AKP-MHP faşizmine karşı tutum almayan hiçbir siyasi güç Kürtlerin çıkarlarını savunuyorum diyemez. Kürt düşmanlığında öncü olan Türk devletine karşı tutum almamak bile Kürt düşmanlarına hizmet etmek olur. Bu açıdan bu dönem Türk devletine karşı tutum almak Kürtlerin çıkarlarını savunup savunmadığının ölçüsü haline gelmiştir. Düne kadar Özgürlük Hareketi'ne düşmanlık yapan bazı Kürt çevrelerinin AKP-MHP iktidarına tutum alması çok önemlidir. Kürtlerin bu dönemdeki en büyük kazanımlarından biri, Türkiye'nin, tabii ki AKP iktidarının gerçek yüzünün çok iyi görülmesidir.

Avrupa’daki Kürtler de tarih yazıyorlar. 1998 uluslararası komplo sürecindeki ayağa kalkıştan sonra Avrupa’da bu düzeyde bir eylemlilik içine girilmemiştir. Bu defa dünya halklarını ve demokrasi güçlerini de etkilemiş bulunuyorlar. Avrupa halkları ve demokrasi güçlerinden de mitinglere önemli bir katılım gösteriliyor. Kürtler Efrîn direnişiyle Avrupa’da yeni bir dönem başlatıyorlar. Hem ulusal siyasi birliklerini gerçekleştiriyorlar, hem de Avrupa’daki demokrasi ve özgürlük mücadelesinin bileşeni haline geliyorlar.

Kürtler üzerindeki soykırımcı sömürgecilik o kadar farklı ki, birkaç milyon Kürt Avrupa ve dünyanın her tarafına savrulmuş bulunuyor. Zaten Türkiye, Suriye, İran ve Irak metropollerinde on milyondan fazla Kürt yaşamaktadır. Avrupa başta olmak üzere yurtdışındaki Kürtlerin bu kadar politikleşmeleri, Kürdistan'daki baskıların yoğunluğuyla bağlantılıdır. Herhalde ülkesinden kopanların dünyada bu kadar politikleşmesine tek örnek de Kürtlerdir. Türkiye, Kürt düşmanlığı nedeniyle bazen yurtdışında yaşayan Türkleri harekete geçirmek istese de beklediği sonucu alamıyor. Kaldı ki devlet imkanlarıyla yapılan bu tür dayatmalar kesintili oluyor. Kürtler ise sürekli ayakta olan, politik bilinciyle ayağa kalkar hale gelen bir topluluk durumundadır.

Şimdi Kürtler Güney Amerika’daki halkları da etkiliyorlar. Birçok ülkeden halklar ve demokrasi güçleri Efrîn direnişinden yana olduklarını göstermişlerdir. Güney Amerika’da özellikle kadınların öncülüğünde Efrîn direnişine verilen destekler var. Efrîn’de kadın özgürlüğü çizgisinde gelişen direniş başta Güney Amerika olmak üzere dünya kadınlarını, dolayısıyla halkları ciddi düzeyde etkilemektedir. Direniş sürdükçe bu desteğin daha da artacağı görülüyor. Dünyada bu düzeyde moral destek alan direniş sayısı azdır. Zaten Efrîn direnişçileri de bu destekten aldıkları moralle yenilmez bir direniş ortaya koyuyorlar.

Kaynak: Yeni Özgür Politika