Engellemeye rağmen Öcalan'ın özgürlüğü haykırıldı

‘Özgürlük Kazanacak’ sloganıyla düzenlenen mitingde tüm engellemelere rağmen Öcalan’ın özgürlüğü haykırıldı.

Amed'de Tevgera Jinên Azad (TJA) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi öncülüğünde “Özgürlük Kazanacak” sloganıyla gerçekleştirilen miting büyük bir coşku ile devam ediyor. Alana ellerinde sarı, kırmız, yeşil flamaları taşıyarak giriş yapan kadın ve gençler, halaya durarak, sık sık engellemelere rağmen “Bê serok jiyan nabe”, “Öcalan”, “Bijî Serok Apo” sloganı attı. Bunun üzerine alanda bunan halkın arasına giren polisler, slogan atılması durumda müdahale edecekleri yönünde tehditlerde bulundu. Her türlü sloganın yasaklandığı miting alanında buna rağmen kitle sık sık Öcalan lehine sloganlar atılmaya devam etti.

'TECRİT KAYBEDECEK'

İlk olarak konuşan HDP Milletvekili Feleknas Uca, tüm engellere ve baskılara rağmen halkın alanlara akmasının direnişin en büyük anlamı olduğunu kaydetti. Günlerdir kötü hava koşullarına rağmen çalışmalarının sürdüğünü aktaran Uca, güneşi karartamayanların bugün güneş eşliğinde karşılandığını söyledi. Uca, kadına dönük şiddete karşı alanlarda olduklarını kaydederek, “Tecrit kaybedecek özgürlük kazanacak” sloganıyla katliamlara cevap olunduğunu belirtti.

'TECRİDİN KALDIRILMASI YETMEZ; ÖZGÜRLÜĞÜNÜ İSTİYORUZ'

Uca, şunları söyledi: “Çalışmalarımıza tahammül edilmemektedir. Kürt halkı bu tahammülsüzlüğe karşı mücadelesini büyütmüştür. Zılgıtlarınızla, alkışlarınızla Sayın Öcalan’ı, güneşinizi ve siyasi tutsakları selamlayın. Tarihi günlerden geçiyoruz. Bizler bugün burada tecride karşı ‘Hayır’ sesimizi yükselteceğiz. 2 yıldır ağır tecrit koşulları yaşanıyor. Ancak herkes bunu çok iyi bilsin ki özgürlüğün ve çözümün anahtarı İmralı’dadır. Bu nedenle bu tarihi günlerde istiyoruz ki barış felsefesinin 2013 yılındaki yarattığı havanın yeniden hayata geçirilmesidir. Sayın Öcalan’ın felsefesinin ortadan kaldırılma istemi bu ülkeye savaşı ve kaosu getirdi. Bizler artık Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılmasını değil, özgürlüğünü istiyoruz."

'KÜRT HALKI VAZGEÇMEYECEK'

Uca’ın ardından KHK ile kapatılan KJA Dönem Sözcüsü Ayla Akat Ata konuşmasını yaptı. Ata, 1 haftadır miting çalışması için ev ev, sokak sokak gezdiklerini kaydederek, halkın kendilerini bu noktada heyecanla karşıladığını belirtti. İstasyon Meydanı’nda çok sayıda miting yapıldığının altını çizen Ata, 5 Haziran mitinginde onlarca canı kaybettiklerini söyledi. Yaşamını yitirenlerin kaydını tutmadıklarını ancak hükümetin çok iyi bildiğini aktararak, 1999’dan bu yana onca baskıya rağmen halkların alanlarda Öcalan’ın özgürlüğünü haykırdığını vurguladı. Bu hükümeti yönetenlerin de '99’dan bu yana halkın mücadelesini iyi bildiğini ifade ederek, 2013 yılında başlatılan sürece demokratik süreç olarak adlandırdıklarını dile getirdi.

Ata, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Başlayan süreç bizim en kutsalımızdı ancak 5 Haziran patlamasının ardından bu kutsaliyet öldürüldü. İmralı kapıları kapatıldı. Yıllardır çözüm İmralı’dadır diyen kadınlara, gençlere bu kapılar kapanmadı. Bu kapılar demokratik çözüme, çözüm arayışlarına ve barışa kapatıldı ve savaşın kapıları aralandı. Biz kadınlar bu gerçek karşısında gözlerimizi yumamadık, yummadık. Onlarca kampanyalar eşliğinde bugün yine alanlardayız. Dünyanın tek çatışma yeri Türkiye değildir. İşte bu yüzden toplumsal barış için hazır olduğumuzu haykırmak için bir aradayız. Bu nedenle ‘Tecrit kaybedecek özgürlük kazanacak’ diyoruz."

'İMRALI KAPILARI AÇILACAK!'

Ata, '99’dan bu yana devam eden ağırlaştırılmış tecridin benzeri olmadığını, milyonların Öcalan için ‘siyasi irademizdir’ dediğini hatırlattı. Özgürlük talebinin sınırları aşarak 10 milyonu geçtiğini vurgulayan Ata, bu imzaların Parlamento ve Avrupa’ya gönderildiğin belirtti. Ata, OHAL koşullarında yüz binlerin sesi olarak bugün alana geldiklerini ifade ederek, özgürlük sesinin ise yeni olmadığını dile getirdi. Demokratik ulus ve demokratik çözümün olmazsa olmaz anahtarının İmralı’da olduğuna vurgu yapan Ata, çözümü getiremeyenlerin sonunda İmralı kapılarını aralamaya mecbur kalacağını aktardı. Ata, ‘OHAL koşullarında başınıza geleceklerden sorumlu değiliz’ anlayışına karşı Kürt halkını kardeş yapan tek gerçeğin yaşanan acıların ortaklığı olduğuna vurgu yaptı. Belediyelere atanan kayyım ve siyasi soykırımlara değinen Ata, ancak Kürt halkının özgürlük iddiasının tüm Türkiye alanlarına yayılan bir iddia sayesinde o sandıkların bir daha kırılacağını belirtti.

Ata konuşmasını “Welatê me Kurdistane” şarkısını söyleyerek sonlandırdı. Ata ile birlikte tüm HDP’li vekiller sahneye çıkarak halkı selamladı.

'ERDOĞAN TÜKENMİŞLİK SENDROMU YAŞIYOR'

Son olarak konuşan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay ise, 4 Kasım’ın siyasetçilere dönük yapılan bir darbe olduğunu dile getirdi. Egemenlerin yaşanan savaşlardan beslenerek kendilerini yaşatmaya çalıştıklarını dile getiren Kemalbay, HDP’nin ise bu yaklaşıma karşı direnişi seçmesi nedeniyle saldırı hedefine oturtulduğunu belirtti. Cezaevlerinde tecrit altında tutulan siyasi tutsakların demokratikleşmenin bedelini ödediğini aktaran Kemalbay, hükümetin demokratikleşme isteklerini ağır silah ve saldırılarla bastırabileceğini ifade etti. Kemalbay, “2013-2015 yılları arasında Türkiye ilk kez gerçek sorunlarını konuşmaya başlamıştı. Tüm Türkiye halklarının kaderi demokrasinin kazanmasına bağlıdır ve HDP işte bunun mücadelesini veriyor. Savaşın neden yükseltildiğine baktığımızda sorunun cevabı olarak İmralı tecridinin ağırlaştırılmasına bakılması gerekiyor. Bugün Erdoğan rejimi tükenmişlik sendromu yaşıyor. Erdoğan’ın halklara verebileceği bir şey kalmamıştır. Halkların bu yok sayılmışlığa tahammülü kalmamıştır. Bu nedenle Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve özgürlüğünün sağlanması gerekiyor" diye konuştu.

'ROJAVA'DA DOĞAN GÜNEŞTEN İLHAM ALIYORUZ'

Kemalbay, “Sayın Öcalan’ın projesi demokratik siyasetin önünün açılması demektir. Tüm siyasi tutsakların kendilerini özgürce ifade edeceği anlamına geliyor. Demokratik siyasetten korkanlar bizleri tecrit altına alarak bu istemi bitireceğini sanıyor. Rojava’da bir güneş doğuyor ve orada yeni bir yaşam inşa ediliyor. Demokratik bir toplum inşa ediliyor. Rojava örneğini kendimize ilham alarak mücadele ediyoruz” diye vurguladı.

Erdoğan’ın ‘Çoğalın’ söylemini hatırlatan Kemalbay, bu söylemle Kürt halkının çok çocuğunun olmasına atıfta bulunduğunu söyledi. Kenan Evren döneminde dahi böylesi bir cümle kullanılmadığını vurgulayan Kemalbay, “Erdoğan’ı sizler karşısında insanlığa davet ediyorum. Bu ırkçı, cinsiyetçi, halkları ayrıştıran dile lanet olsun. Bugün iktidarının sonuna gelen Erdoğan rejimi Kürt düşmanlığı yaparak kendisini yaşatmak istiyor. Biz bu ırkçı, milliyetçi, Kürt düşmanı iktidara yol vermeyeceğiz. Edirne’den Hakkari’ye kadar bu iktidara karşı dur diyeceğiz. Bütün kadınların Erdoğan’a cevap vermesi gerekiyor. Kadınların bedeni araçsallaştırılan, kuluçka gibi gören zihniyete karşı mücadele büyütülmelidir” diye kaydetti.

'TEK ADAM REJİMİ TÜM HALKLARIN DÜŞMANI'

Kemalbay, Türkiye halklarının Kürdistan toprağında yaşanan acılara göz yumdukça aynı acıları yaşayacağını vurguladı. En demokratik olan seçme hakkının dahi alınmak istendiğine değinen Kemalbay, bu yöntemle Kürt halkının tüm kazanımlarının ellerinden alınmak istendiğini belirtti. HDP olarak barajların yıkılması gerektiğini istediklerini ifade eden Kemalbay, “Tüm siyasi partilerin barajların kaldırılmasıyla seçime gitmesi gerektiği görüşüne var mısınız” diye sordu. Dayatılan ‘Tek adam’ rejiminin sadece Kürtler için düşman olmadığını kaydeden Kemalbay, bu rejime karşı herkesin birleşerek, dayanışma ruhuyla aşabileceklerini söyledi. Kemalbay son olarak, “Birlikte mutlaka ama mutlaka kazanacağız. Bu mücadeleyi başa götürünceye kadar direneceğiz” dedi.

Konuşmaların sonunda Dengbêj Hediye Viranşehir sahneye çıktı. Miting halaylar eşliğinde devam ederken, miting için gönderilen mesajların okunması bekleniyor.