'Faili meçhul'lerin başlangıcı: Vedat Aydın cinayeti

Kürdistan'da "faili meçhul"lerin başlangıcı olan Vedat Aydın cinayetinin üzerinden 27 yıl geçti. Aydın cinayeti ile ilgili başlatılan soruşturmada, birçok somut delil ve JİTEM elemanlarının itiraflarına rağmen herhangi bir gelişme sağlanmadı.

Kürdistan'da, Türk devleti tarafından binlerce insanın katledildiği, köylerin, ormanların, hayvanların yakıldığı, korkunç insanlık suçlarının işlendiği 90'lı yıllarda "faili meçhul" cinayetler Vedat Aydın'ın katledilmesi ile başladı. Devlet güçleri tarafından kurulan JİTEM o dönem Kürt siyasetçilerin, Kürt iş insanlarının, kitle örgütü temsilcilerin ve yurttaşların içinde bulunduğu ölüm listeleri hazırladı. Kürt halkını sindirmeye yönelik bu yöntemle binlerce cinayet işlendi. Kürdistan'da 17 bin "faili meçhul" cinayet, yargısız infaz ve gözaltında kaybetmeler Vedat Aydın'ın katledilmesinden sonra sistematik bir hale geldi.

KÜRTÇE KONUŞTUĞU İÇİN GÖZALTINA ALINIP TUTUKLANDI

1990 yılında İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Başkanı seçilen Vedat Aydın, 28 Ekim 1990 günü Ankara'da yapılan İHD Genel Kurulu'nda kürsüde Kürtçe bir konuşma yaptı. Aydın, Kürtçe konuşmasını Türkçeye çeviren avukat Ahmet Zeki Okçuoğlu ve Mustafa Özer ile birlikte gözaltına alındı.

Günlerce süren sorgulamanın ardından tutuklanan Aydın, Ankara Ulucanlar Cezaevi'ne gönderildi. Tutuklu olarak yargılanan Aydın, 19 Aralık 1990 yılında ilk duruşmasında da Kürtçe ifade verdi ve beraat etti. Aydın, cezaevinden çıktıktan sonra 7 Haziran 1990 yılında kurulan Halkın Emek Partisi'nin (HEP) Amed İl Başkanı oldu.

İŞKENCE EDİLEREK KATLEDİLDİ

Aydın, HEP il başkanı olduktan 1 ay sonra 5 Temmuz 1991 tarihinde kendilerini polis olarak tanıtan biri telsizli, ikisi silahlı üç kişi tarafından gece yarısı evinden alındı. Ailesinin, avukatların ve HEP milletvekillerinin tüm girişimlerine rağmen devlet güçleri Aydın'ın gözaltına alındığını kabul etmedi. Kaçırıldıktan 2 gün sonra 7 Temmuz günü Elazığ'ın Maden ilçesinde Aydın'ın cenazesine ulaşıldı.

İşkence yapılmış halde ölü bulunan HEP Amed İl Başkanı Vedat Aydın'ın cenazesi 10 Temmuz günü Amed'e getirildi. 12 Eylül darbesinin ardından Kürdistan'da en büyük kalabalığın toplandığı cenaze törenine birçok ilden binlerce insan akın etti.

CENAZE TÖRENİNE YÜZ BİNLERCE KİŞİ KATILDI

Yerli ve yabancı gazeteciler, insan hakları örgütü temsilcileri, siyasi parti temsilcileri, milletvekilleri ve aydınların yanı sıra yüz binlerce kişi Aydın'ın cenaze törenine katıldı. "Şehî Namirin", "Kürdistan faşizme mezar olacak" ve "Bijî PKK" sloganlarıyla yürüyüşe geçen halka, silahlı, sivil kıyafetli devletin paramiliter güçleri tarafından ateş açıldı.

Açılan ateş sonucu 23 kişi katledildi, 2 binden fazla kişi ise yaralandı. Cenaze törenine katılan yüzlerce kişi gözaltına alındı, tutuklandı, yargılandı ama ne Vedat Aydın'ın ne de cenaze töreni sırasında katledilen 23 kişinin katilleri hiçbir zaman yargı önüne çıkarılmadı.

CİNAYETİN JİTEM TARAFINDAN İŞLENDİĞİ KANITLANDI

Aydın'ın katillerinin yargılanmasını isteyen ailesi tehdit edildi. Cinayetten sonra 5 yıl boyunca Aydın ailesinin evinin önünde tehdit amaçlı 'beyaz bir Toros' bekletildi. Her "faili meçhul" cinayet gibi Aydın'ın katilleri de biliniyordu. Aydın, Kürdistan'da işlenen cinayetler ve yargısız infazlardan sorumlu olan JİTEM tarafından katledilmişti.

Aydın cinayeti ile ilgili başlatılan soruşturmada, birçok somut delil olmasına rağmen herhangi bir gelişme sağlanmadı. JİTEM'in kadrolu cellatları Abdülkadir Aygan ve Murat Demir yıllar sonra cinayetin devlet tarafından işlendiğini itiraf etti. Kürdistan'da yaşanan birçok yargısız infazda tetikçi olarak kullanılan Aygan, Aydın'ın infaz edilmeden önce evinin önünde yapılan keşifte bizzat yer aldığını ve olayın JİTEM kurucusu Binbaşı Cem Ersever tarafından planlandığını anlattı.

KATİLLER 27 YILDIR DEVLET TARAFINDAN KORUNUYOR

Cinayetin JİTEM tarafından işlediğine dair itirafların ardından soruşturma dosyası 20 yıl sonra 2011 yılında tekrar incelendi. Özel Yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, zaman aşımına 1 gün kala 4 Temmuz 2011 günü aralarında 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da bulunduğu 8 JİTEM elemanının teşhis edildiğine dair tebligatı Aydın'ın eşi Şükran Aydın'a gönderdi.

Savcılığın, Mahmut Yıldırım hakkında "suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak" ve "örgüt faaliyeti çerçevesinde kasten adam öldürmek" suçundan yakalama emri çıkartması üzerine dosyanın zaman aşımı süresi 10 yıl daha uzatıldı. Katiller devlet tarafından korunduğu için 27 yıldır hiçbir ilerlemenin sağlanmadığı soruşturma dosyası, bu haliyle sürerse 5 Temmuz 2021'de zaman aşımından düşecek.