Güneyli öğretmen ve yazarlar: TC devleti sessizlikten güç alıyor

Güney Kürdistanlı öğretmen ve yazarlar, Türk devletinin saldırılarına dikkat çekerek, "Sessizlikten güç alıyor, ayaklanmalıyız" mesajını verdi.

Güney Kürdistanlı öğretmen ve yazarlar, Türk devletinin Asos Dağı saldırılarına ve Maxmur Mülteci Kampına yönelik saldırılara tepkili.

'TEPKİ GÖSTERMEZSEK ARTARAK DEVAM EDECEK'

Öğretmen Şalaw Mahmut, Türk devletinin, saldırılarını son 30 yıldan beridir vahşi ve suç işleyen bir şekilde gerçekleştirdiğini, saldırılar zincirini ne kadar genişlettiğini gösterdiğini söyledi. Güney Kürdistan’daki bazı güçlerin iş birliği olduğu ya da yeşil ışık yakmaları üzerine bu saldırıların geliştiğini söyleyen Mahmut, şunları ifade etti:

"20 yıldır göçmen durumunda olan Maxmur kampına yönelik saldırı anlaşılır gibi değil. Bu kampta yaşayanlar siyasal düşünceleri belli insanlardır. Bu kamp BM’nin denetimi ve korumasında olan bir kamptır. Maxmur Hewler'e yakın ve Irak denetiminde olan bir yerdir. Bu saldırıya da göz yumma olduğu düşüncesindeyim. Bu durum da ihanetten başka bir şeyle ifade edilmez. Irak neden sessiz? Türk devleti ve Recep Tayyip Erdoğan Kürt düşmanıdır. Her yerde Kürtlere saldırıyor. Bu saldırılarının son bulması gerekir. Ama öyle görünüyor ki saldırılarını devam ettirecek. Bu saldırıları durdurmamız için Güney halkımızın ona karşı çıktığını, halkının katledilmek istemediğini göstermek için büyük bir tepki göstermemiz gerekir. Türk devletinin böyle vahşi saldırılarda bulunması bizim tepkisizliğimizden ileri geliyor. Tepkisiz kalmamalıyız. Tepki göstermezsek bu saldırılar devam edecek. Rojava ve Güney Kürdistan’a yönelik saldırılarını durdurmamız gerekir. Halk olarak bunu yapmalıyız. Siyasilerimiz ne yazık ki seslerini çıkarmıyorlar. Ama halk olarak durdurabiliriz.”

'DAİŞ'E KARŞI İRADEYİ KIRMAK İSTİYORLAR'

Öğretmen Muhammed Bekir, Türk devletinin saldırılarla Kürtlerin DAİŞ'e karşı iradelerini kırmayı hedeflediğini söyledi.

Türk devletinin işbirlikçi bazı kesimlerden destek aldığına dikkat çeken Bekir, şöyle konuştu:

"Ş. Rüstem Cudi Kampı'nda şehit düşenlerin önünde saygı ile eğiliyor, yaralananlara acil şifalar diliyorum. 20 yıldır bu kamp var. Kendi emek ve çabalarıyla bir yaşam kurdular. Sistemlerini oluşturdular. Bunları büyük bir irade ve mücadele ile gerçekleştirdiler.

Kampın kuruluşunu, yaşamını kurmada esas aldığı felsefeyi hedef alıyorlar. Türk devleti kampa saldırmasıyla, iradi, siyasi, askeri kırılmalarını gizlemek istiyor.

Saldırı gerçekleştirilen kamp sivil, göçmen insanların kaldığı bir kamptır. Bir askeri kamp değil. Eğer orada bir miktar güç varsa, o da, kampı DAİŞ ve diğer güçlere karşı korumak için vardır. Ancak ne yazık ki bazı işbirlikçi ve Kürtlere düşmanlık yapan basın-yayın kuruluşları bu kampı bir askeri kampmış gibi göstererek hedef yaptılar."

Bekir, Türk devleti ve Kürt düşmanı güçlerin onlarca yıldır Kürtlere saldırdığını ancak başaramadıklarını, bundan dolayı DAİŞ’i Kürtlerin başına bela ettiklerini belirterek, "Ancak buna rağmen Kürtlerin iradesini kıramadılar. Kürtlerin iradeleri ile seçilen belediye başkanları ve parlamenterlerini esir aldılar. Ama Kürtlere geri adım attıramadılar. Kürtlerin mücadeleleri ile elde ettikleri başarılar karşısında daralan, yenilgiye uğrayan Türkiye, ahlaki ölçülere aykırı olan bu saldırıları geliştiriyor.”

ÇAĞRI

Bekir, şu çağrıları yaptı: “Uluslararası kuruluşlar, insan hakları ve sivil toplum kuruluşları, Kürdistan’daki sivil toplum kuruluşları ile siyasi partilerin bu saldırılara karşı sessiz kalmaması gerekiyor. Saldırıya uğrayan kamp Irak devletinin denetimi altındadır. Irak devletinin bu saldırılara karşı çıkması gerekir. Bir tutum sahibi olması gerekir.

'REBER APO'NUN FELSEFESİ KAZANACAK'

Rêber Apo’nun özgürlükçü felsefesi ile yaşayan, mücadele eden halkımıza karşı onlarca böyle saldırı oldu. Bu saldırılarla halkımızın iradesini kıramayacaklar. Özgürlük mücadelesi kazanacak. Bu saldırılardan ötürü Maxmur halkımızın acısını yaşıyor ve diyoruz ki hepimiz Maxmur'uz.”

'KDP VE YNK'NİN SESSİZ KALMASINI KINIYORUM'

Yazar Yasin Kerim de, Maxmur’a yönelik gerçekleştirilen saldırının İran, Türkiye ve Irak’ın ortak bir planı olduğunu söyledi.

Bu planın içinde bazı işbirlikçi, ihanetçi destekçilerin olduğunu da söyleyen Kerim, "Bir Kürt vatandaşı olarak bölgesel yönetimimizi, özellikle de yıllardır 'burayı yönetiyoruz' diyen KDP ve YNK’nin bu saldırılara karşı sessiz kalmalarını, herhangi bir tutum göstermemelerini kınıyorum. Partiler sessiz kalabilir ama halk olarak faşist Türk devletinin bu katliamlarına karşı sessiz kalmamamız gerekir."