Güven: Barzani, kutsal toprakları Türkiye’ye açmamalıdır

HDP’nin Amed Bölge Konferansında konuşan Güven: Kutsal topraklar Türkiye’ye açılmamalıdır. Mesut Barzani ‘Birakûjî’ istemiyoruz demişti. Bunu istemiyorsa o toprakları açmamalıdır.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), "Demokratik siyasetle faşizmi yıkalım, Türkiye'yi demokratikleştirelim" şiarıyla Amed Bölge Konferansı’nı düzenliyor. HDP Amed il binasındaki Vedat Aydın Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven, HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Parti Meclisi (PM) üyeleri, milletvekilleri, belediye eşbaşkanları, il ve ilçe yöneticilerinin yanı sıra, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) MYK ve PM üyeleri, Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri katıldı.

Konferans, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına yapılan saygı duruşuyla başladı. Ardından Divan Kurulu'na HDP Örgütlenmeden Sorumlu Eşbaşkanı Alican Önlü, HDP MYK Üyesi Özlem Gündüz, HDP Diyarbakır Zeyyat Ceylan ve HDP PM Üyesi İzzet Karadağ'ın seçilmesiyle konferans başladı.

ÖNLÜ: TÜRKİYE'NİN DEMOKRATİKLEŞMESİ İÇİN FAŞİZM YIKILMALI

Açılış konuşmasını yapan HDP MYK Üyesi Alican Önlü, 14 Temmuz 1982'de Diyarbakır Cezaevinde, başlatılan ölüm orucu eyleminin yıldönümünde düzenledikleri konferansın, örgütleme çalışmaları kapsamında yapıldığını kaydetti. "Türkiye'de demokrasinin sağlanması için mutlaka faşizmin yıkılması gerekiyor” diyen Önlü, "Artık yıkmak değil, gelinen nokta inşa gücüdür" diye konuştu.

Konferansın inşa konferansı olması nedeniyle "Faşizmi yıkalım, Türkiye'yi demokratikleştirelim" şiarıyla yapıldığına dikkati çeken Önlü, Ortadoğu'yu etkileyecek bir halk gücü olduğunu; ancak buna denk düşen bir örgütlülüğün olmadığını ifade ederek aynı zamanda, buna uygun fikriyat kadrolarını oluşturmaları gerektiğini dile getirdi.

Yapılan bölge konferanslarının ardından 3 Ağustos'ta HDP'nin merkezi konferansının gerçekleştirileceğini dile getiren Önlü, bu konferans sonunda yeni bir örgütsel modele geçeceklerini belirterek, "Bu hamle de seçimle başlayan bir stratejimizdir. Kürdistan’da gasp edilen mevzilerimizi geri almak, demokratik ulusal birliği sağlamak projesini önümüze koyduk" ifadelerini kullandı.

Türk ordusunun Güney Kürdistan’a yönelik düzenlediği saldırılara da değinen Önlü, "Son dönemde tekçi faşist iktidar, Güney’e işgal başlattı. Bunlardan zaten bunu bekliyorduk. Ancak burada bir daha olmaması gereken bir iç ihanet var. Bunun için ulusal birliğin ne kadar önemli olduğunu görmek gerekiyor. Güney işgalini nefretle kınıyoruz, bunun yanında olan iç ihaneti de kınıyoruz" sözleriyle tepki gösterdi.

GÜVEN: 14 TEMMUZ ATEŞTEN BİR TARİHTİR

Konferansta konuşan DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecridin kaldırılması istemiyle girdiği açlık grevine dikkat çekerek şöyle konuştu: "Bu salona gelmek bir hayaldi; çok uzaktı, hepinizle vedalaşmıştık. Ancak bir umut vardı. Bu nedenle çok mutluyum. Tarihi bir günde bu konferansı gerçekleştiriyoruz. Kürt halkı 14 Temmuz'un nasıl bir direniş olduğunu biliyor. Ateşten bir tarihtir. Arkadaşlarımız Amed zindanında, işkence zindanında başkaldırdı. Kirli politikaları, işkenceleri kabul etmediler. Dışarıda insanlarımıza sürekli baskılar vardı. Bunları protesto etmek amacıyla ölüm orucu eylemini başlattılar. Kenan Evren ve Esat Oktay faşizmine bir tokat gibi vurdular. Tarih değişti. Zindanlarda insanların bir şeyler yapabileceğine inanmadılar. Silahları yoktu, bedenleriyle sisteme karşı başkaldırdılar. Kürt halkının mücadelesi, güçlü bir cevap oldu. Kahraman yoldaşlarımızı şehit verdik. O dönemde binlerce insan cezaevlerinde işkencelere maruz kaldı. Kemaller, Hayriler, Saralar, Dörtler ve binlercesi Kürt halkının tarihine damga vurdu. Onlara çok borçluyuz.”

14 Temmuz direnişinin üzerinden 37 yıl geçtiğini anımsatan Güven, şöyle devam etti: "37 yıl geçti; sistem yine bedel ödememizi istiyor. Kürt halkının iradesine ve kimliğine sahip çıkmayacağını düşünüyorlar. Zülküf, Ayten, Mazlum ve yaşamını feda eden birçok arkadaşımız, bize bir şeyin değişmediğini anlattı. 14 Temmuz ruhunun canlı olduğunu gösterdi. Sayın Öcalan'ın kırmızı çizgimiz olduğunu bir kez daha gösterdi. Talepler karşılanmazsa, sesimiz duyulmazsa zindanları direniş alanına çeviririz dediler. Fedai eylem gerçekleştirdiler. Arkadaşlarımızı bir bir saygıyla anıyoruz. Bugünler fedai eylem gerçekleştiren arkadaşlarımızın direnişinin sonucudur. Onlara sözümüz olsun; sadece tecridin sonlandırılması değil, Sayın Öcalan'ın ve Kürt halkının özgürlüğü için mücadele edeceğiz."

Yürütülen politikalardaki başarının, örgütlülüğe ve zihinsel değişime bağlı olduğunun altını çizen Güven, şöyle devam etti: “Güney Kürdistan’da kirli bir operasyon başlatıldı. Bir kez daha Kürtlerin kazanımlarını yok etmeye çalışıyorlar. Buna karşı örgütlülük gerekiyor. Güçlü bir irade gerekiyor. 200 gün boyunca direndik ve başardık. Sayın Öcalan'la görüşmeler sağlandı. Ancak bugünden sonra örgütlüğümüze bağlı. Bütün sorunlarımızı tartışarak, sokaklara çıkmalıyız. Bu şekilde ya kazanacağız ya da yüz yıl daha bu şekilde devam edecek. HDP, bugün Türkiye’de önemli bir role sahip. HDP sadece Kürt halkı açısından değil, tüm Türkiye halkları açısından büyük bir umuttur. Örgütlüğümüzü sağlayarak sokaklara çıkmalıyız. Halkımız bizi bekliyor. Özellikle açlık grevi sürecinde alanları terk etmeyen kadınlar, örgütlenmemizde de sokakları bırakmamalıdır. Kadınlar, bu ruhu her alanda öne çıkarmalıdır. Erkekler kadınlara yönelik bakış açılarında taktiksel yaklaşmamalıdır. Kadına yaklaşım Kürt özgürlük mücadelesine yaklaşımdır.”

Türk ordusunun Güney Kürdistan’a yönelik sürdürdüğü operasyona değinen Güven, "Kutsal topraklar Türkiye’ye açılmamalıdır. Mesut Barzani ‘Birakûjî’ istemiyoruz demişti. Bunu istemiyorsa o toprakları açmamalıdır. Orası, sadece KDP toprakları değildir, bir bütünen Kürt halkının topraklarıdır, Güney topraklarıdır. Nasıl ki Rojava’da ulusal birlik ruhu ortaya çıktıysa, bugün bir kez daha Güney Kürdistan’da bu ruh ortaya çıkarılmalıdır, bu topraklar Türkiye’ye açılmamalıdır. Buna seyirci kalmayacağız. Sessiz kalmayacağız, hiçbir zaman kabul etmeyeceğiz. Güney’e saldırı, Amed’e, Urfa’ya saldırıdır. Bir kez daha bu politikalardan vazgeçip ulusal birlik ruhuna denk politikalar yürütülmelidir. Bu nedenle yanlıştan bir an önce dönülmelidir” diye konuştu.

İki gün sürecek olan konferans, Güven’in açıklaması ardından basına kapalı bir şekilde devam ediyor.