Her şey güzel oldu

Hem Kürtlere hem de Türkiye halklarına yeni bir dönemin kapısı aralandı. İstanbul seçimlerinde kazanan Kürtler ve demokrasi güçleri, kaybeden ise AKP-MHP bloku oldu. Her şey güzel oldu, her şey güzel olacak.

Kürtlerin İstanbul’da izlediği seçim stratejisi herkese kazandırdı. Türkiye yeni bir demokrasi sürecine girdi. Bu seçimde Türkler, Kürtler, Aleviler, Çerkesler, Lazlar ve Ermeniler kazandı. Süleymaniye’de doğan güneş İstanbul’un ufuklarına umut biriktirdi. Bekle bizi İstanbul şiirini Kürtler de iştirak etti, edecek.

İstanbul seçimlerinde kazanan Kürtler ve demokrasi güçleri oldu. AKP-MHP bloku kaybetti. Türkiye, demokratikleşmesinde en fazla çaba harcayanın İmralı duruşu olduğuna bir kez daha tanıklık etti. 17 yıllık AKP iktidarı, Kürtlerin elinden tarihsel tokadı yedi. Kürtlerin demokrasi mücadelesi, bir kez daha belirleyici oldu. Bundan sonra tartışılması gereken Kürt-Türk ilişkilerinin tarihsel önemidir. İstanbul seçimleri bir demokrasi referandumuydu ve AKP kaybetti. Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’da kazanması bir yana Öcalan’ın demokrasi çizgisi bütün Türkiye halklarına kazandırdı. Türkiye’de bir gelecek kazanılacaksa ancak Kürtlerle mümkün olur.

ERDOĞAN TARİHSEL FIRSATI KAÇIRDI

Erdoğan hep Kürtleri kandırmaya ve oyalamaya çalıştı. Türkiye siyasetini bitirme ve yok etme eşiğine getirdi. Kürtler üzerinden inkar ve imha siyasetini meşrulaştırarak, Kürtleri Ortadoğu’da bitirmek istedi. Suriye’de, Irak’ta ve işbirlikçi Kürtlerle hep oyunlar tezgahlandı. Çözüm süreci adı altında yeni soykırım planlarını hazırladı. Kuzey-Doğu Suriye’de Kürtlerin direnişini kırmak istedi. Hep kazanayım, hüküm süreyim derken kazdığı kuyuya kendisi düştü. İmralı’da yürütülen izolasyon politikaları sonuç vermedi. PKK ha bitti ha bitecek derken, Türkiye’yi uçurumlara sürükledi. AKP tabanı her gün çözülmeye devam etti. Erdoğan her gün kan kaybetti. AKP’nin şah damarı İstanbul’da kesildi. Kürtlerin de şah damarı Şırnak’ta, Malazgirt’te, Muş’ta ve Ağrı’da kesilmek istendi. Türkiye’de yeni bir sayfa, yen bir gün başlarken Kürtlerin gücü, direnişi ve siyaseti de hesaba katılmalıdır. Kürtlerin demokrasi mücadelesi ve Öcalan’ın Demokratik Cumhuriyet perspektifi herkesin kazanması demektir. Erdoğan, Kürtleri bitirmeye çalışırken tarihsel fırsatı kaçırdı.

İMHA ARAYIŞI HERKESİN ZARARINA

Kürtler arasında bir iktidar kavgası ve çelişkisi yaratarak durumu kendi lehine çevirmek isteyen AKP-MHP ittifakı, Kürtlerin iradesini; Öcalan’ın tarihsel rolünü ve misyonu görmezden geldi. Şimdi bunu sormak gerekir; AKP hükümeti Kürtlerle yeni bir uzlaşmaya mı varacak yoksa yeni bir imha siyaseti mi yürütecek? İstanbul seçimlerinden sonra İmralı görüşmeleri devam edecek mi, yoksa yeni bir savaş konsepti mi devreye girecek? Kürtlerin imhası arayışı herkesin zararına olacak. Türkiye’nin ve bölgedeki sorunların çözümüne dayalı Öcalan muhatap alınırsa herkes kazanacak.

İMRALI İŞKENCE SİSTEMİ LAĞVEDİLMELİ

Kürt halkı, 21 yıldır olduğu gibi bugün de İmralı işkence sistemini kabul etmiyor. Öcalan’ın İmralı sisteminde kalmasının Kürtler için kabul edilecek bir durum olmadığını görüyoruz. Kürt halkı tarihsel ve toplumsal değerlerini İmralı duruşuna dayandırarak Öcalan’ın özgürlüğünü istiyor. Bu günden itibaren Kürtlerin değerlerine saldırmak isteyen uluslararası güçlerin çıkar ve hesapları kimseye bir fayda getirmez. İmralı’daki tecrit biterse Suriye’de, Irak’ta, Türkiye’de ve İran’da yaşanan yüzyıllık sorunlar bir çözüme evirilebilir. Ortadoğu halkları ve bölgesel güçleri de bunu iyi bilmekteler. Öcalan’ın özgürlüğü ve İmralı sisteminin ortadan kalkması yüz yıllık sorunların çözümü demektir. Öcalan’ın Ortadoğu’da bir aktör olduğu inkar edilemez. Kürtlerin statüsü de varlığı da tecridin son bulmasıyla ilintilidir.