Hewlêr’deki açlık grevi eylemcileri: Öcalan özgür olmalı

Güney Kürdistan’ın Hewlêr kentinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemini devralan İdris Sıddık, Kawa Wadir Nadir ile Qasim Abdullah, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgür olması gerektiğini söyledi.

Güney Kürdistan’ın Hewlêr kentinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan mutlak tecridin kaldırılması, Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlüğü talebi ile düzenlenen açlık grevi direnişi sürüyor.

Süreli-dönüşümlü açlık grevi direnişini devralanlar arasında Hewlêrli öğretmen, şair İdris Sıddık, emekli ziraat mühendisi, yazar, Kawa Qadir Nadir ile Selahattin Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Qasim Abdullah Ömer de bulunuyor.

HDP’li Nasır Yağız’ın DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’den 13 gün sonra başladığı açlık grevi sürüyor. Nasır Yağız’ın sağlık durumu her geçen gün ağırlaşıyor. Yağız’ın süresiz-dönüşümsüz grevinin yanı sıra, süreli-dönüşümlü açlık grevi de Hewlêr’de devam ediyor. Dün süreli-dönüşümlü açlık grevini devralan grupta öğretmen, şair İdris Sıddık, emekli ziraat mühendisi, yazar, Kawa Qadir Nadir ile Selahattin Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Qasim Abdullah Ömer de yer alıyor.

Açlık grevine katılış sebebine ilişkin konuşan Yazar Kawa Qadir Nadir şunları söyledi: “Biz Kürtlerin lider ve önderlerinden biri olan Abdullah Öcalan’a uygulanan ağır tecridin kırılması için başlatılan, tüm dünya ve Kürdistan genelinde başlatılan açlık grevi eylemini kendi eylemleri olarak görüyorum. 119 gün önce DTK Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in başlattığı, Hewlêr’de ise Nasır Yağız’ın 106 gündür sürdürdüğü açlık grevi direnişinin sonuç alacağına inanıyorum. Bu açlık grevi direnişi ile bir destan yaratıldı. Kürdistan ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için verilen mücadelenin bir yöntemi olarak başlatılan ve verilen bir mücadeledir. Öcalan halkımızın önderlerinden biridir. Bizim önderimizdir. Öcalan uluslararası bir komplo ile esaret altına alındı. 20 yıldır zindanda ağır tecrit koşullarında tutulmaktadır. Önderimizin artık o koşullarda kalmaması ve özgürleştirilmesi gerekir.

Öcalan özgür Kürdistan mücadelesi verdiği için bu zulüm ve ağır tecrit altında tutuluyor. Bunun için açlık grevi direnişi ile verilen bu mücadelede biz de bir grup Hewlêrli aydın, siyasi aktivist olarak yerimizi almak istedik. Bu bir destek değil. Bunu aynı zamanda kendi eylem ve mücadelemiz olarak gördüğümüz için gelip yer aldık. Rojavalı arkadaşların ‘bu deniz bizim büyütmeliyiz’ diye güzel bir sözü var. Biz de bu sözden hareketle denizimiz büyütmek, eylemin başarıya ulaşması için gelip katıldık. Kürtlere yönelik nerede bir saldırı olursa tüm Kürtlere olduğunu bilerek hareket etmeliyiz. Onun için biz Kürtlerde birlik olmalıyız. Önderlerimizden biri olan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a sahip çıkmalıyız.”

‘TECRİT HALK OLARAK HEPİMİZE UYGULANIYOR’

Selahattin Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Görevlisi Kasım Abdullah Ömer de, Avrupa, Kuzey Kürdistan, zindanlarda ve özellikle de Leyla Güven ile Nasır Yağız’ın eylemini desteklemek açlık grevine katıldığını söyledi.

Güven’in başlattığı açlık grevi direnişinin 118 ve Nasır Yağız’ın direnişin 105. gününde olduğunun altını çizen Abdullah Ömer, “Biz de bir grup olarak bu eylemde yer alarak destek veremeye geldik.

Tüm dünya bizim bir halk olduğumuzu ve geniş haklarımızın olduğunu, bir Önderimizin haksız bir şekilde zindanda tutulduğunu biliyor. Tecrit sadece Rêber Öcalan’ın zindanda tutulması değildir, bu zindan biz Kürtlerin tamamı içindir.

Dört parça Kürdistan’da yaşayan halkımızın açlık grevi direnişini sahiplenerek hem Önderimizi hem haklarımızı savunup, sahipleneceğine inanıyorum. Çünkü direniş genişleyerek devam ediyor” dedi.

‘ÖCALAN’IN DÜŞÜNCELERİ, FELSEFESİ DÖRT PARÇA KÜRDİSTAN’DA’

Başur, Rojhilat, Rojava ve Bakur’da uzun süredir açlık grevlerinin sürdüğünü söyleyen Öğretmen Şair İdris Sıddık da, açlık grevi direnişinin Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması amacıyla başlatıldığını söyledi.

“Serok Apo’nun kendisi şimdi zindanda ve ağır tecrit koşulları altında. Ama düşünceleri, felsefesi dört parça Kürdistan’da yaşıyor. Serok Apo Kürtlerin parçalanmasına karşıdır. Devletlerin Kürtlere zulüm, baskı, haklarını inkar etmesine karşıdır. Kürtlerin ve Kürdistan’ın düşmanları olan Arap, Fars, Türk devletlerinin hepsinin amacı Kürtleri ve Kürdistanı yok etmektir. Bu devletlerde sözde çözümden yana olduklarını söyleyenler var. Ama Kürtlerin direniş ve mücadele yönteminden hiçbir zaman vazgeçmemesi gerekir” diyen Sıddık, Rojava ve Bakur’daki dillere destan direnişin Kürtlerin direnişi olduğunu ve Kürtlerin mücadeleden asla vaz geçmediklerini gösterdiğini sözlerine ekledi.

Açlık grevinin de direnişin başka bir yöntemle sürdürülmesi anlamına geldiğini vurgulayan Sadık, “Biz de gücümüz oranında bu ve benzeri eylemlerde yer alarak direnişteki yerimizi almak istedik. Başaracağız çünkü başka bir yolumuz yok” diye konuştu.