HRW: Güney’e saldırıların savaş hukukuna uygunluğu soruşturulsun

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Türk devletinin Güney Kürdistan’a yönelik bombardıman veya operasyonların uluslararası savaş hukukuna aykırı olabileceği gerekçesiyle soruşturulması gerektiğini duyurdu.

HRW tarafından yayınlanan bir açıklamada, Türk devletinin geçtiğimiz yıl Güney Kürdistan’a yönelik bombardımanlarında tespit edilebilen en az 7 sivili katlettiğine dikkat çekildi. Mayıs 2017 ile Haziran 2018 arasında düzenlenen en az 4 askeri operasyonda 7 sivilin katledildiği belirtilen açıklamada, yerel halkın söz konusu bölgelerde PKK militanlarının olmadığını söyledikleri bilgisi paylaşıldı.

“Savaşçı unsur olmayan en az 7 kişi öldürüldü, yerel ahali yakınlarda askeri bir hedef bulunmadığını bildiriyor” denilen açıklamada, HRW’nin katlettiği kişilerin 6’sının erkek birinin ise kadın olduğu belirtildi. Açıklamada, HRW’nin Türk ordusunun sivilleri katlettiğine dair fotoğraf ve ölüm raporlarına ulaştığı dile getirildi.

‘TÜRKİYE SİVİL ÖLÜMLERİNE YOL AÇAN SALDIRILARI CEZALANDIRMALI’

İnsan Hakları İzleme Örgütü Ortadoğu direktör yardımcısı Lama Fakih’in sözlerine yer verilen açıklamada, Fakih’in şöyle dediği kaydedildi: “Türkiye Irak’taki operasyonlara hız verirken, bu bölgede yaşayan sivillere zarar gelmemesi için, mümkün olan tüm önlemleri almalıdır. Türkiye, sivil ölümlerine yol açan hukuksuz saldırıların düzenlenmiş olabileceği ihtimalini soruşturmalı, hatası görülenleri cezalandırmalı ve mağdur ailelerine tazminat ödemelidir.”

Türkiye’nin HPG (PKK) gerillalarına yönelik Güney Kürdistan federal yönetiminin olduğu Dohuk ve Hewlêr gibi vilayetlerdeki faaliyet alanını sınırdan aşağıya doğru çektiği bildirilen açıklamada, Türk ordusunun sivil alanları kısıtladığına yer verildi.

GERİLLAYA 30 KM MESAFEDEKİ TARLALARINDA ÇALIŞIRKEN KATLEDİLDİLER

Açıklamada şöyle denildi: “Bölgede yaşayan yerel ahali, TSK’nın, karakolların çevresini sivillerin erişimine yasakladığını bildiriyor. Ancak yerel ahali üzerinde çok az yerleşim bulunan bu tarım alanlarına muhtaç.”

3 Mayıs 2017 günü Türk ordusunun yaptığı bir saldırıya değinilen açıklamaya göre, köylülerin çalıştığı tarlalara hiçbir gerilla varlığı bulunmamasına rağmen topçu atışları yapıldı.

Bu saldırıya ilişkin şu bilgiler verildi: “Olay sırasında orada bulunan bir çiftçinin anlatımına göre, 3 Mayıs 2017 günü, altı çiftçi Türkiye sınırının altı kilometre güneyindeki tarlalarında çalışırken, TSK’ya ait olduğu izlenimi veren güçler herhangi bir uyarıda bulunmaksızın söz konusu araziye topçu atışı başlatmışlar. Söz konusu çiftçi, İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne, atılan ikinci top mermisinin, her ikisi de sivil olan amcası ve kuzenini öldürdüğünü anlattı. Çiftçi, bilebildiği kadarıyla PKK savaşçılarının olay sırasında 30 kilometre kadar uzakta olduğunu, ancak PKK’nin üstlenmiş olduğunu sandığı yönden herhangi bir şekilde ateş açıldığını duymadığını söyledi.”

HRW, 13 Kasım 2017 günü, Sîdekan yakınlarındaki bir köyde TSK tarafından düzenlendiği izlenimi veren bir hava saldırısında bir aracın isabet aldığını ve içindeki bir kişinin yaşamını yitirdiğine dair tanıklığa da yer verdi. Eşini yitiren kadının ifadesine göre, HPG gerillalarına ait olduğu savunulan kamp ile bombardımanın yapıldığı yer arasında 2 kilometre mesafa bulunuyordu.

AİLELERİNİ ZİYARET EDEN ÜÇÜ PEŞMERGE 4 KUZEN KATLEDİLDİ

22 Mart 2018 günü TSK tarafından düzenlendiği ‘izlenimi veren’ bir gece hava saldırısında ise, Çoman ilçesindeki köylerindeki aile evlerini ziyaret eden, tümü erkek dört kuzen öldürüldüğü de açıklamada yer aldı.

HRW açıklamasında bu olaya ilişkin ise şu detaylar paylaşıldı: “Komşuları ölen kişilerin PKK ile bir bağlarının olmadığını iddia ediyor. Ölenlerden üçü Türkiye ile silahlı bir çatışma içinde olmayan, Bölgesel Yönetim’e bağlı Peşmerge Güçleri üyesi. Ölenlerin komşuları ve bir yakınları en yakındaki PKK varlığının 5 kilometre uzakta, dağlarda bulunduğunu ve bunun köye yapılan ilk hava saldırısı olduğunu söylediler.”

HRW açıklamasında ayrıca, bir başka TSK saldırısında, 19 yaşındaki bir sivilin 30 Haziran günü, öğleden sonra saat 4:00 sularında, sınırdan yedi kilometre uzakta, TSK tarafından katledildiği ifade edildi. Açıklamada, devamla şöyle denildi: “Ölen kadının babası, kızının olay sırasında ailesiyle birlikte, büyük bir köylü grubuyla ceviz ve yabani ot topladığını söyledi. Adam üç kilometre kadar uzakta bir Türk üssü olduğunu, bilebildiği kadarıyla yakınlarda bir PKK varlığı bulunmadığını belirtti.”

SAVAŞ HUKUKUNA AYKIRILIĞI SORUŞTURULMALI

Türk ordusunun bombardıman ve operasyonlarında sivillerin öldürülmesinin uluslararası hukuka aykırı olabileceği yönünde ‘endişe doğurduğu’ dile getirilen açıklamada, “İnsan Hakları İzleme Örgütü, savaşçı unsur olmayan en az yedi kişinin, yakınlarda meşru askeri hedeflerin bulunmadığı saldırılarda öldürüldüğüne ilişkin bildirimlerin, bu saldırıların uluslararası hukuka göre hukuksuz olabileceği yönünde endişe doğurduğunu ve söz konusu saldırıların soruşturulması gerektiğini belirtti” denildi.

SİVİLLERİN KORUNMASI İÇİN ETKİN UYARI YAPILMASI GEREKİYOR

Türkiye’nin, 2015 yılında Kandil’e düzenlenen bir saldırının da aralarında bulunduğu askeri operasyonlarında daha önce de sivillerin öldürüldüğü hatırlatılan HRW açıklamasında, 2015 Ekim ile 2018 Ağustos arasında düzenlenen 15 saldırıda daha sivil kayıplarının yaşandığına medyada çıkan haberlere gönderme yapıldı.

Bağdat yönetiminin Türkiye’nin operasyon yapmasına izin verdiklerini inkar ettiği belirtilen açıklamada, ancak Irak hükümetinin veya Güney Kürdistan yönetiminin saldırıları soruşturmak adına herhangi bir adım atıp atmadıklarının belirsiz olduğunun altı çizildi.

HRW, ayrıca Güney Kürdistan Uluslararası Fikir Savunuculuğu Koordinatörü Dr. Dindar Zebari’nin kendilerine verdiği bir yanıtta, sadece Sidekan’daki Türkiye ve İran saldırılarında 50 sivilin yaşamını yitirdiğini söylediği gerçeğini paylaştı.

KAPSAMLI VE SAYDAM BİR SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMELİ

Türkiye ve Güney Kürdistan yönetimine çağrı yapan HRW, “söz konusu saldırıların ‘hukuksuz olup olmadığını’ tespit etmek amacıyla tarafsız, kapsamlı ve saydam bir soruşturma yürütmeli. Türkiye yetkilileri hukuksuz olduğu tespit edilen saldırılarda mağdur olanlara tazminat vermeli ve sivil kayıplarını en aza indirmek için mümkün olan tüm önlemleri almalı. Ayrıca Irak ve KBY (Güney Kürdistan yönetimi), hukuksuz saldırılar söz konusu olduğunda, Türkiye’yi soruşturma yürütmesi ve tazminat ödemesi için sıkıştırmalı” diye eklendi.

Açıklamada, her ne kadar bu katliamların sorumlusu Türkiye olsa da Güney Kürdistan ve Irak yönetimlerinin kendi vatandaşı olan sivilleri korumak için gerekli önlemleri almaları gerektiğine vurgu yapıldı.