Karasu: En temel ihtiyaç Türk ve Kürt halklarının kardeşliği

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Türkiye devrimci gençlik hareketinin liderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı idam edilişlerinin 46’ncı yıl dönümünde andı.

6 Mayıs 1972 yılında idam edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’a ilişkin ANF’ye değerlendirmelerde bulunan Karasu, Denizlerin Türkiye tarihi ve gençliği açısından yeni bir dönemi başlattıklarını kaydetti.

İDAM EDİLİŞLERİ YENİ BİR DÖNEMİ BAŞLATTI

Karasu, “Bundan 46 yıl önce Türkiye tarihinin en büyük devrimci çıkışlarından olan 1970 devrimci çıkışının büyük ve devrimci önderleri olan Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı saygı ve minnetle anıyorum. Onların idam edilişleri Türkiye tarihinde yeni bir dönem başlatmıştır” dedi.

Karasu, şunları ekledi: “Onlar; duygu, düşünce, ruhlarıyla gerçekten de Türkiye’deki oligarşik rejime karşı büyük bir devrimci ve insanlık duruşu göstermişlerdir. Türkiye tarihi ve gençlik hareketi ve emekçi halkın mücadelesi açısından yeni bir dönem başlatmışlardır. Bu dönem Osmanlıdan bu yana halkların iradesini kıran despot rejime karşı halkların devrimci iradesini ortaya çıkaran, zülüm, baskı ve zor ne olursa olsun mücadele etme iradesini ortaya koyan, idam sehpasında bile boyun eğmeyen bir devrimci duruşu ortaya koyma iradesi vardır.”

DEMOKRATİK TÜRKİYE, ÖZGÜR KÜRDİSTAN SÖZÜ

Karasu, Türkiye’de verilen demokratik mücadele ve 40-45 yıldır süren Kürt özgürlük mücadelesinin Deniz’lerden, Mahir’lerden ve İbrahim’lerden alınan bir mücadele geleneğinin devamı olduğunu belirtti.

“Bu daha sonraki Türkiye ve Kürdistan’daki mücadeleyi çok fazla etkilemiştir” diyen Karasu, şöyle devam etti:

“Zaten Denizlerin, Mahirlerin, İbrahimlerin şahadetleri ile birlikte 1970’de gençlerden başlamak üzere emekçiler, tüm Kürdistan ve Türkiye halkı, özgürlük, demokrasi mücadelesini yükselten, Türkiye devletini sarsan, Türkiye’de halkların özgürlük ve demokrasi mücadelesini yükselten büyük bir devrimci mücadelesini ortaya çıkarmışlardır. Bu yönü ile onları her zaman ve ne kadar ansak gerçekten azdır. Kürdistan halkının özgürlük mücadelesinde de onların büyük yeri vardır. Onlar idama götürülürken önder Apo Mamak cezaevindedir. Onlar Mamak cezaevinden götürülerek idam edilmişlerdir. Önder Apo Deniz’lerin Mamak cezaevinden idama götürülmelerini unutmamıştır. Onlara söz vermiştir. Onların duygularını, düşüncelerini, özlemlerini ve mutlaka devrimci mücadeleyi geliştireceği sözünü vermiştir. Nitekim önder Apo cezaevinden çıktıktan sonra Denizlere verdiği sözü gereği mücadeleye daha fazla atılmış, mücadeleye daha fazla asılmış ve ilk önce Türkiye’de devrimci gençlik mücadelesinin gelişmesinde ve yükselmesinde büyük bir rol oynamış, daha sonrada Kürt özgürlük mücadelesini geliştirmiştir. Kürt halkının özgürlük mücadelesinin geliştirilmesinde onlara verilen sözünde önemi vardır. Onların gerçekten militan duruşu Apocu grubu etkilemiştir. PKK’yi etkilemiş, bugünde etkilemeye devam etmektedir. Bugün eğer 40-45 yıldır Kürt halkının özgürlük mücadelesi her türlü baskı, sömürüye karşı direniyorsa, bu direniş ruhunda Denizlerin, Mahirlerin, İbrahimlerin ruhunun etkileri çok büyüktür. Biz bu ruhu özgürlük mücadelemizde yaşatıyoruz. Biz bu ruhu Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürdistan’ın özgürleşmesi mücadelesinde yaşatıyoruz.”

TÜRKİYE’NİN İHTİYACI: KÜRT VE TÜRK HALKLARININ KARDEŞLİĞİ

KCK YK Üyesi Karasu, Türkiye ve Kürdistan’da onbinler ve yüzbinlerce gencin nasıl ki gerilla hareketinden büyük bir güç ve ilham alıp devrimci mücadeleye katıldıysa, kendisinin de Denizlerin mücadelesinden ilham alıp mücadele eden biri olduğunu söyledi.

Karasu şöyle noktaladı: “Denizlerin, Yusufların, Hüseyin İnan’ların idam edilmesinin benimde üzerimde çok büyük etkisi olmuştur. Hüseyin İnan bizim komşu köylümüz sayılır. Ondan etkilenerek THKO sempatizanı oldum. Denizlerin duruşunu daha lisede iken, daha idam edilmemişken İstanbul’da gazetelerde duyuyorduk. Öğrenci iken duyuyorduk ve daha o zaman bir sempati gelişti. Bu sempatimiz onların idam edilmesinden sonra daha da büyük bir devrimci iradeye dönüştü. Bu yönüyle sadece benim açımdan değil, Kürdistan’da, Türkiye’de, on binlerce, yüzbinlerce genci devrimci mücadeleye çeken bir önderlik olmuştur.

Şunu söyleyebiliriz; Türkiye’de gençleri ve halkı devrimci mücadeleye çeken en büyük önderlik, en büyük devrimci duruş Deniz Gezmiş’e aittir. Bütün devrimci önderleri etkilemiştir. Mahir kendi ideolojik duruşu, teorik gücü ve ideolojik teorik gücü devrimci militanlıkla birleştirmesi ile gençleri etkilerken, İbrahim Kaypakkaya işkencede direnişi ile ve Kürt sorununa cesaretli bakışıyla gençleri ve bizleri etkilemiştir. Ama Deniz daha karizmatik ve biraz daha gençlik ruhunu okşayan, gençlik ruhuna seslenen bir devrimci önder olduğu için gerçekten de onun gençler üzerinde etkisi daha çok fazlaydı. Bu yönüyle bugün hala Türkiye ve Kürdistan’da özgürlük ve demokrasi mücadelesi gelişiyor ve varsa bunda tabi onların rolü hiçbir zaman unutulmayacaktır. Onlar idam sehpalarında “Yaşasın Türk ve Kürt halkının kardeşliği” demişlerdir. Bugün de Türkiye halklarına ihtiyaç olan budur. Türkiye ve Kürt halkının kardeşliğinde demokratik Türkiye özgür Kürdistan’ı gerçekleştirmek bugün en temel ihtiyaçtır. Bu 6 Mayıs’ta onları saygı ve minnetle anarken, bizler özgürlük mücadelecileri ve devrimcileri olarak onların halkların kardeşliğine dayalı demokratik Türkiye özgür Kürdistan özlemini mutlaka gerçekleştireceğimiz sözünü bir daha veriyoruz”.