Kayıp yakınları Orhan Yakar'ın akıbetini sordu

Kayıp yakınları, kaybedilenlerin faillerini sorduğu eylemin 472'nci haftasında Orhan Yakar'ın hikayesini paylaştı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" şiarıyla her hafta düzenledikleri oturma eyleminin 472'ncisini gerçekleştirdi. Diyarbakır Valiliği tarafından Koşuyolu Parkı'ndaki İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleştirilmesine izin verilmeyen eylem, geçmiş haftalarda olduğu gibi bu hafta da İHD Amed Şube binasında gerçekleştirildi.

Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, İHD Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, İHD Malatya ve İzmir yöneticileri, insan hakları savunucusu Akın Birdal, İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri ile kayıp yakınları katıldı.

Eylemde konuşan Akın Birdal, yıllardır ailelerle birlikte faillerin yargılanması için mücadele verdiklerini söyleyerek, annelerin İzmir, İstanbul, Batman ve Diyarbakır'da yakınlarını ve adaleti aradığını kaydetti.  

Eylem, 1996 yılında kaybedilen Orhan Yakar'ın hikayesinin paylaşılmasıyla devam etti. Orhan Yakar’ı anlatan İHD Kayıp Komisyonu üyesi Hasan Yalçın, "Anlatım ve beyanlara göre 1981 Doğubayazıt doğumlu Orhan Yakar, ekonomik sıkıntılar nedeniyle daha 15 yaşındayken 1996 İstanbul'a gider ve iş bulup çalışır. Ailesini sık sık telefonla arar. Son telefonun üzerinden iki ay geçer. Aile Orhan'dan haber alamaz. Babası Mehmet Yakar İstanbul'a gider. İHD İstanbul Şubesi'ne başvurur. Savcılık ve Emniyet Müdürlüğü'ne yazılı başvuruda bulunulur. Ayrıca gazeteye ilan verilir. Baba, resmi sonuçları beklemek üzere köyüne döner. Birkaç gün sonra Doğubayazıt İlçe Jandarma Komutanlığı'na çağrılır. Askerler 'Bingöl Jandarma Alay Komutanlığı haber verdi, oğlun orada git al' der" diye belirtti.

Orhan Yakar'ın babasının Bingöl'e gittiğini ve alay komutanlığındaki yetkililerin, babaya, "Oğlun dağa çıkmıştı, 16 Kasım günü teslim oldu. 17 Kasım günü operasyonda arazide bize yer gösterirken, daha önceden PKK militanları tarafından araziye döşenen mayına bastı parçalandı, öldü" dediğini söyledi.

Hasan Yalçın devamında şöyle dedi: "Babaya yakalanma tutanağı gösterilir. Ancak tutanakta Orhan'ın imzası yoktur. Baba parçalanmış olsa da çocuğunun cenazesini ister. Yetkililer, 'ceset paramparça oldu, o bölgede güvenlik sorunu var. Ceset orada kaldı' diyerek geçiştirmeye çalışır. Aile olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşır. AHİM 26 Kasım 2002 tarihli kararla Türkiye'yi mahkûm eder. Ancak tüm arama ve çabalara rağmen Orhan Yakar'ın cesedine ulaşılamaz ve kendisinden bir daha haber alınamaz."

Konuşmaların ardından kayıp yakınlarının 5 dakikalık oturma eylemi ile açıklama sona erdi.