Kuzey-Güney hattındaki savaş

Kuzey - Güney Kürdistan hattında askeri, siyasi ve psikolojik bir savaş yürütülüyor. Türk devletinin zor çemberi ve işbirlikçilik zinciri nasıl işliyor? Metina ve Heftanin'in iki tarafında neler oluyor?

Türk devleti sınır hattında taşımacılıktan kontralığa kadar işbirlikçiliğin kirli havzasını sürekli besliyor. Hêzil’den Zagroslara kadar Güney-Kuzey arasında kalan bölgenin tamamını denetime almak; tüm tepeleri tutmak, kalekol yapmak, yeraltı tünelleri açmak, yüz tanıma sistemi kurmak için çalışıyor. Korucular bunun öncü gücü oluyor. Koruculuğu kabul etmeyen Kürt Özgürlük Mücadelesi yanlısı halk ise geçim sıkıntısı yaşıyor. Yine korucu ya da korucu başı olup operasyonlara katılmayı reddedenlere PKK adına tehdit mesajları gönderip devlete sığınmaları sağlanmaya çalışılıyor. AKP yönetimindeki Türk devleti, artık geri dönüşü olmayan kişiliksizleşmiş, savaş kabiliyeti azalmış 45 yaş üstü olanları emekli edip onların varisleriyle zinciri sürdürmeye çalışıyor. Yeni nesil, daha fazla savaşta yer alıp daha hızlı Türkleşip JÖH elemanı olmaya koşturuyor. Kürt Özgürlük Hareketi ise devletin bu sinsi planlarının başarı kazanmaması için her zaman korucuları kazanmaya, daha fazla suça batmalarını önlemeye, halk düşmanlığını terk ettirmeye çabalıyor. Kürt ve Kürdistan’a hizmet eksenine çekmeye çalışan PKK'nin yetkilileri, her fırsatta çağrıda bulunup onları bu bataklığa saplamaktan alıkoymaya çalışıyor. Halkın ezici çoğunluğu da AKP-MHP iktidarının, yeni sürüm eski devlet zihniyetinin oyunları berhava edecek dirayette. Kürt Özgürlük Mücadalesinden vazgeçmiyor, örgütlülüğünü geliştiriyor, kendi iradesine sahip çıkıyor, en fedakar evlatlarını bağrına basıyor.

Şimdi sınır hattına ve burada olanlara yakından bakalım.

METİNA ALANI

Metina dağı doğuda Zap suyunun kıyısından başlayıp batıda Zaxo ovasına kadar uzanır. Yani Xabûr suyu ile Zap suyu arasında kalan bölgedir. Güneyde Garê silsileleri, kuzeyinde ise Qaşûra zozanlarına kadar gider. Doğuda Kanîmasî, ortalarında Begova ve Zaxo ovasının yakınlarında Batûfa kasabaları bulunmaktadır. Sınırın güney tarafında çoğunlukla Berwarî aşireti yaşıyor. Şirnex ile Colemêrg’in kesiştiği noktadaki Qaşûra, Metina’nın kuzey ile bağlantısı olan bölgedir.

Qaşûra hem bölgenin hem de aşiretin adıdır. Qaşûra’nın bir yarısı Çelê (Çukurca), diğer yarısı da Qilaban'dır (Uludere).

Qilaban mıntıkasına düşen köyler şunlardır: Elemûn (Andaç), Şifreza (Aslanlı), Geremûs (Yarma), Arûş (Orta Köy). Qilaban’da yaşayan köylüler genelde Goyî; bir kısmı da Sindî aşiretindendir.

Çelê mıntıkasına düşen köyleri: Aşûdê, Zawite, Merganê, Gemanê ve Deştanê. Zap tarafına doğru olan Aşûdê (Çığlı) yurtseverliğiyle bilinen bir köydür. Öz yönetim direnişlerinde tüm sınırdaki korucuları kullandılar. Fakat Aşûde köyünde bulunan korucular Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı operasyonlara katılmayı reddetti.

BÜTÜN KÖYLERİNDE KARAKOL

Metina kuzeyindeki bütün köylerde Türk karakolları; her karakola bağlı üs tepeleri var. Qaşûra sınır hattında olan karakollar şunlar: Kopki, Kurukê Omerya, Tepê Şehîda, Tepê Lezgîn, Kuro Şîno, Çeperê Şêxa, Tepê Sor ve Stûna (Çelê’nin üstü).

KÖYLERİNE GİDEMİYORLAR

Metina alanında yer alan güney köylerinden Bedehê (Stûna’nın aşağısına düşüyor), Stûna ile Kuro Şîno arasında kalan vadideki Orê ile Tirvaniş ve Helwê köylüleri, Türk devletinin yoğun saldırılarından dolayı köylerine gidemiyor.

HEFTANİN ALANI

Heftanin alanı ise Rojava (Batı), Kuzey (Bakur) ve Güney (Başûr) üçgeninde; Hêzil ile Xabûr suyu arasında yer alan bölgedir. Güney tarafı Zaxo’ya, kuzey tarafı da Silopiya (Silopi) ve Qilaban’a sınırdır. Qilaban ve Silopi, Qaşûra sınırına göre devlet denetiminin daha fazla olduğu, kontra ve koruculuğun daha yoğun olduğu alandır.

Devletin belirlediği sınırda boydan boya karakollar sıralanmış: Xabûr2, Yekmal, Hedriş, Bermane, Sinek, Maymun, Çete, Serbend, Şivan, Spindarok, Kiryareş, Gitte Kevin, Ş. Mesut, Deştokê, Silip ve Karaçalı karakolları.

Qilaban tarafına düşen köyler: Böceh (Gülyazı), Roboskî, Nêrweh, Mêrgeh, Billeh, Ziravik, Kiror, Ripinî, Derahîn, Kadûn, Sêgirkê, Şêxan, Hilal, Mijinî ve Rapinî.

Silopi tarafına düşen köyler ise şunlar: Gite, Silip, Kokitê, Bêspin, Bilika, Alanış, Sineht ve diğerleri. Ripinî, Sêgirkê ve diğer köylerin bazılarında Kürt Özgürlük Mücadelesine saldırılmak üzere 'hançer timleri' oluşturuluyor. Köy muhtarlarının birçoğu da Türk devleti tarafından seçilmiş ve genelde devlet yanlısı kesimdir.

Buradaki köylüler de Qaşûra ve Sindî aşiretlerine bağlıdır.

YÜZDE 90'I GÖÇ ETTİRİLMİŞ

Hezil suyundan Xelîl İbrahim Kapısı'na (Habur Sınır Kapısı) kadar gelen, suyun hem güney hem kuzey köyleri, Türk devlet terörüne maruz kalmış ve bu kıyı boyunda yer alan köylerin yüzde 90'ı göç ettirilmiştir. 1990’lardan bu yana boşaltılmış onlarca köy var. Köylüler, verimli arazileri ve meyve bahçeleri olmasına rağmen faydalanamıyor. Arazilerine gidip hayvanlarını otlatmak isteyenler, karakola gidip izin istemek zorunda. Kendi arazilerine izin isteyerek girmek zorunda kalan köylülere karakol tarafından çoğu zaman hakaret ve dayakla cevap veriliyor. Şimdiye kadar sınır hatlarında birçok sivil katledildi. Bunların çoğu da çocuk çobanlardı.

HALK İLE GERİLLANIN BAĞINI KOPARMAK

Kêrê, Hêzil ve Xelîl İbrahim arasında kalan mıntıkada, Türk devletinin saldırılarından dolayı 1990’lardan bu yana boşaltılmış onlarca köy var. Haftanin’in sınıra yakın köylerinin birçoğu bundan nasibini aldı. Merga Şîş, Dera Şîş ve Qesrok örnekleri barizdir. Bu köylere 'Xerab Gund' (Harabe köy) deniliyor. Hatırlanacağı üzere 1990’lı yıllarda Kuzey Kürdistan’da 14 binden fazla köy boşaltılmış, 4 milyona yakın nüfus zorla göç etmek zorunda bırakılmış, köylerini boşaltmak istemeyen halka türlü zulüm uygulanmıştı. Aynı politika Güney alanlarında da uygulandı. Türk devletinin sınırdaki bu politikalarının temel sebebi halk ile gerillayı birbirinden fiziki olarak koparmaktır.

KDP GÜVENLİKLERİNİ SAĞLIYOR

Burada KDP de devreye giriyor. Kêrê, Hêzil ve Xelîl İbrahim arasında kalan Güney bölgesi, 'Dehlikê' olarak biliniyor. Bu mıntıkanın karşısına düşen Kuzey'deki karakollar rakım olarak Güney'den düşüktür. Karakolların güvenliği, Güney'den sağlanıyor. Bu nedenle Türk karakollarının karşısına düşen Güney’deki stratejik tepelerin hepsinde KDP karakolları kurulu. Bu karakolların amacı, sadece Türk karakollarının güvenliğini sağlamaktır.

AJANLAŞTIRMADA KÖPRÜ ROLÜ

Türk devletinin güneydeki karakolları, aynı zamanda örgütlenen ajanlaştırmada köprü rolünü oynuyor. Örneğin Zaxo ve Batûfa’daki MİT noktalarının görevi; PKK içine ajan göndermek, çip yerleştirmek vs. Bunların KDP'nin rağmına olduğunu düşünmek abestir.

ZULMÜN KATMERLENDİĞİ ALANLAR

Gerilla alanlarına yakın halk, dozajda sınır tanımayan devlet zulmüyle hep yüz yüzeydi ve bu durum bugün de devam ediyor. Devlet sadece baskı, işkence ve ölümle yetinmiyor, aynı zamanda geçim kaynaklarını kurutarak muhtaç hale getirmeye çalışıyor. Gerilla alanlarına yakın olmanın bedelini ağır ödeyen bu hatlar, Kürdistan'ı parçalayan sömürgeciliğin çıplak hali görülür. Devlet tarafından "sınır ötesi" olarak da adlandırılıyor. Halbuki sınırın ötesi de berisi de Kürdistan'dır ve halkı birdir. Örneğin Güney Kürdistan’ın sınırında bulunan Kestê köyü ile Kuzey Kürdistan'da bulunan Elemûn ve Şifreza gibi köylerdeki halk akrabadır ama farklı devletlerin nüfus cüzdanlarını taşıyor.

ETRAFTA EĞİTİM FAALİYETLERİ

Ana merkezleri bilinen tüm karakolların eğitim faaliyetleri, karakolların etrafındaki dağlık alanlarda yapılıyor. Buralarda paralı askerler eğitiliyor. Çelê hattında ana merkezleri bilinen Tugay karakolunun tüm eğitim faaliyetleri, bu karakol etrafında yapılıyor. Bunlar, çoğunlukla korucu kesimler, kimsesiz çocuklar, işsiz kalanlar, okullarda başarısız olanlardan oluşuyor. Çelê’deki birçok kişi işsiz olduğu için devletin işlerine koşturmak zorunda kalıyor. Yol yapımına kum taşıma, sivil minibüslerle (transitler) karakollara malzeme taşıma, sivil araçları yol güvenliği için mayın var mı yok mu diye önden gönderme gibi…

KUZEY İLE GÜNEY'İ AYIRMAK

Türk devleti, Kuzey ile Güney sınırını ayırmak gibi gerilla ile halkı da ayırmak istediği için karakolları buna göre yapılandırmış durumda. Örneğin Haftanin’in Kuzey'de bulunan Xabur 2 karakolu, coğrafik olarak da bu rolü oynuyor. Bu karakolun en büyük amacı, iki sınır hattını birbirinden ayırarak halkı yabancılaştırmak, farklı ülkelerde olduklarının hissini yaratmaktır. En azılı kontralarını bu karakollarda yetiştiriyor.

İŞBİRLİKÇİLİĞİN KİRLİ HAVZASI

Metina-Haftanin kuzeyinde yer alan halkın en büyük geçim kaynağı, sınır ticaretidir (kaçakçılık). Türk devleti tarafından çoğu güvenlik gerekçesiyle yasaklandığı ve sürekli bombalandığı için araziler kullanılamıyor. Arazilerin büyük bölümü de zaten devlet tarafından kamulaştırma adı altında gasp edilmiş. Böylece tarım ve hayvancılık yapılamıyor. İstihdam sağlanacak üretim sahaları yok. Devletin bu kıskacından mecburen kaçakçılığa yöneliyor. Geçimini sağlayan tek yol bu. Ancak burada da yine karşılarına Türk devleti çıkıyor. Baskı, şiddet ve katliamla engelleniyor, katırları bile telef ediliyor. Bu yolu da kapatınca önüne tek seçenek bırakıyor, o da koruculuk. Dolayısıyla devlet öyle bir politika uyguluyor ki; taşımacılıktan kontralığa kadar işbirlikçiliğin kirli havzasına alıyor.

KORUCULAR EN ÖNE SÜRÜLÜYOR

Gerilla alanlarına yapılan tüm operasyonlarda öncülük koruculara veriliyor. Son dönemlerde gerçekleştirilen operasyonlarda öne sürülen korucular, Türk devletinin bilinçli seçimiyle belirlenmiş. Hêzil’den Zagroslara kadar Güney-Kuzey arasında kalan bölgenin tamamını denetime almak; tüm tepeleri tutmak, kalekol yapmak, yeraltı tünelleri açmak, yüz tanıma sistemi kurmak için çalışıyor. Korucular bunun öncü gücü oluyor. Koruculuğu kabul etmeyen Kürt Özgürlük Mücadelesi yanlısı halk ise geçim sıkıntısı yaşıyor. Yine korucu ya da korucu başı olup operasyonlara katılmayı reddedenlere PKK adına tehdit mesajları gönderip devlete sığınmaları sağlanmaya çalışılıyor. Örneğin Silopi’de bir korucu başı özyönetim direnişlerine yönelik saldırıya katılmadığı için evi silahla taranıp el bombası atıldı ve bunun PKK tarafından yapıldığı ileri sürüldü. Bu, deşifre olan bir örnek.

İŞBİRLİKÇİLİK ZİNCİRİ OLUŞTURULUYOR

Türk devletinin, kuruluşunu ilk yıllarından itibaren geliştirdiği koruculuk (devlet yanlısı milis güçler) 15 Ağustos Atılımı'ndan sonra yeniden diriltildi. Devlet, bununla hem daha iyi istihbarat toplama, araziye hakimiyet sağlama ve ucuz öncü güç oluşturmak hem de "Kürt'ü Kürt'e kırdırtma" anlayışıyla birliği engellemek istedi. Katil ve suçlu yaptığı korucuları, sürekli ölüm korkusu ve toplumsal tecritle kendisine mahkum etti. Böylece artık bazıları korucu olmakla yetinmeyip kontralaştı, devletin sadık birer çete elemanı oldu. Bunlar maddi olarak daha fazla ihya edildi, işbirlikçilikleri sabitlendi. AKP yönetimindeki Türk devleti, şimdi ise artık geri dönüşü olmayan kişiliksizleşmiş, savaş kabiliyeti azalmış 45 yaş üstü olanları emekli edip onların varisleriyle zinciri sürdürmeye çalışıyor. Yeni nesil, daha fazla savaşta yer alıp daha hızlı Türkleşip JÖH elemanı olmaya koşturuyor. İşte şehir savaşında gördüğümüz Özel Harekat elbiseli kontralar, bunlardan seçilenlerdi. Medya Savunma Alanları'na yönelik gerçekleştirilen lokal operasyonlarla da eğitilip tecrübe kazandırılıyor.

İŞİN KARŞILIĞI DA İŞBİRLİKÇİLİK

Sınır alanındaki sınırlı iş sahalarında istihdam edilmenin şartı da işbirlikçi olmaktır. Gümrük ve santrallerde çalışanlar, birer istihbarat elemanı gibi çalışmak zorunda. Bunu kabul edenler de işbirlikçilerdir. Örneğin Qilaban sınırında bulunan Gittê Bespin arazisinde Ceytaş Termik Santrali var. AKP’nin denetimindedir. Buraya alınan işçiler de fakir ya da ihtiyacı olan kesimler değil, genelde kontraların, korucuların akrabaları, işbirlikçilerdir.

DOĞA KATLİAMIYLA DA

Sınırdaki üs noktaları olası gerilla eylemlerini engellemek için tepelerin etrafı, geçiş noktalarının ağaçsızlaştırmakta. Bu doğa katliamını yine kontralar aracılığıyla bir geçim kaynağına dönüştürerek normalleştiriyor. Ağaç kesimini ihaleye çıkarıp ihaleyi de yine kontralara veriyor. Kendi yaktığı alanlar da cabası.

PKK HEP KAZANMAYI ESAS ALIYOR

Kürt Özgürlük Hareketi, devletin bu sinsi planlarının başarı kazanmaması için her zaman korucuları kazanmaya, daha fazla suça batmalarını önlemeye, halk düşmanlığını terk ettirmeye çabalıyor. Kürt ve Kürdistan’a hizmet eksenine çekmeye çalışan PKK'nin yetkilileri, her fırsatta çağrıda bulunup onları bu bataklığa saplamaktan alıkoymaya çalışıyor.

Bu alanların yurtsever halkı zaten bunun bilincindedir. Devletin tüm yönelimlerine rağmen Kürt Özgürlük Mücadalesinden vazgeçmiyor, örgütlülüğünü geliştiriyor, kendi iradesine sahip çıkıyor, en fedakar evlatlarını bağrına basıyor. Halkın ezici çoğunluğu, AKP-MHP iktidarının, yeni sürüm eski devlet zihniyetinin oyunlarını da berhava edecek dirayettedir.