MAKALE-40. yılında: Devrim içinde devrim

Denilebilir ki, Apocu Hareket Kürdistan’da devrim içerisinde, devrimi yaşatan bir hareket olma özelliğini sürekli olarak korumuştur. Daha ilk adımını atar atmaz bunu gerçekleştirmiştir.

PKK’nin 39. yıldönümünün karşılandığı günlerden geçiyoruz. Kürdistan’ın dört parçasında ve Kürtlerin yaşadıkları tüm coğrafyalarda PKK 40. yılına girişi büyük bir coşku ve heyecanla karşılanıyor. PKK’nin Kürdistan halkı için ifade ettiği anlamda bunun böyle olmasını gerekli kılıyor.

39 yıl önce 26-27 Kasım 1978 tarihinde, Amed’in Lice ilçesinin Fis Köyü’nde gerçekleştirilen toplantı ile PKK’nin kuruluşu karar altına alınmıştı. Ondan öncesi de vardı. Apocu Hareket partileşme kararı almadan önce de mücadele etmekteydi. 1973 yılında Önder Apo tarafından başlatılan bir hareket olma özelliğine sahipti. Daha sonra da Haki Karer’in sorumluluğu altında Kürdistan Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi olarak kısa süreli de olsa bir örgütlenme pratiği de vardı. Daha çok da halk ve diğer sol ve devrimci hareketler tarafından da Apocular adıyla da tanınmaktaydı. Aynı şekilde diğer farklı çevreler ve devlet de bu hareketi Apocular olarak adlandırmaktaydı.

Yayınladığı bildiri ve açıklamalarında kendini “Kürdistan Devrimcileri” olarak adlandırmış olsa da, bu harekete Apocular denmesinin nedeni Önder Apo’nun başlatmış olduğu ve öncülük etmesiydi. O nedenle de, reddedilen bir isim olmadı. Aksine kabullenilen bir isim oldu. PKK’nin kuruluş ilanının gerçekleşmesinden sonra da bu isim kullanılmaya devam etti ve halen de kullanılmaya devam etmektedir. PKK’liliğin aynı zamanda Apocu olma gerçekliğini ifade etmekte olması da bunu gerekli kılmaktadır.

PKK, 27 Kasım 2017 itibarıyla 40. yılına girecek. 40 yıl bir ömür içerisinde hiçte azımsanmayacak bir zaman dilimini kapsamaktadır. Hele hele bu yıllar; dolu, dolu yaşanmışsa ve içerisine tarihi öneme sahip anlar sığdırılmışsa, geride kalan bu 39 yılı da aşan süre, yüzlerce yılda yaşananların içerisine sığdırıldığı bir zaman dilimi anlamına gelmektedir. Apocu Hareketin tarihi içerisinde mücadelesi ile ortaya çıkardığı sonuçlarda bunun böyle olduğunu göstermektedir.

Denilebilir ki, Apocu Hareket Kürdistan’da devrim içerisinde, devrimi yaşatan bir hareket olma özelliğini sürekli olarak korumuştur. Daha ilk adımını atar atmaz bunu gerçekleştirmiştir. O güne kadar Türkiye ve Kürdistan’da varolan Kürt ve Kürdistan’ın inkarına karşı bir devrim gerçekleşmiştir. Klasik bir örgütlenme modelini esas almamıştır. Pratiğin yaratıcı dilini kullanmış pratik içerisinde dönemlerin gerektirdiği örgüt ilişkisi, çalışma düzeni ve mücadele içerisinde olmuştur. Kendisini hiçbir şekilde dar, dogmatik kalıplar içerisine sıkıştırmamıştır. Bağımsızlık ilkesini esas almış ve özgüce dayanmıştır. O güne kadar ağaların, jandarmanın ağır baskısı altında insan bile sayılmayan, nefes alamaz, yaşayamaz bir halde bulunan yoksul Kürt köylüsünü ayağa kaldırarak Hilvan’da kendi kendini yönetir bir hale getirmiş ve bunu Batman vb. yerleşim merkezlerinde yerel yönetimlere taşırmıştır. Halkı PKK adıyla çağdaş bir öncülüğe kavuşturmuştur. Eskinin sömürge bile sayılmayan, yitik artık hayat emareleri bile göstermeyen bir halk gerçeğini yerle bir ederek savaş içerisinde kendini yeniden yaratan, ordulaşan bir halk kimliğine ulaşılmıştır. Şimdi de Bakur ve Rojava Kürdistanlarında Demokratik Ulus İnşası temelinde kendi geleceğini belirlemektedir. Başur ve Rojhilat Kürdistan’ında da bu doğrultuda yürütülen ciddi mücadelelerin sahibi haline gelinmiştir.

Bunların hepsi de Kürdistan’da devrim içerisinde, devrimi yaşamayı anlatmaktadır. Sadece bununla da kalmamıştır. Kürdistan’ı terk edilen, kaçılan bir ülke konumundan da çıkarmış; engin yurtseverlik bilinciyle tarihini, yaşadığı topraklarını savunan bir hale getirmiştir. Ülke dışına çıkarak, farklı kültürler içerisinde erimekle/yok edilmekle karşı karşıya getirilen, kendi gerçekliği yerine farklı kültürlere özenen, onlara benzeşerek kendini tanınmaz hale getiren mültecilik, yabancılaşma, yozlaşma vb. gibi içerisine girilen sömürge ülke insanı psikolojisini parçalamıştır. Bunun bir sonucu olarak ta yeniden ülkeye dönüşü, orada yeni bir yaşam kurma arayışını başlatmıştır. Kürdistan’da 1984 Büyük 15 Ağustos Atılımı’yla birlikte, Avrupa’dan, Türkiye metropollerinden ve diğer farklı ülkelerden gerillaya gerçekleşen katılımlar, özgürlük ve demokrasi hareketi etrafından yaşanan kenetlenme de bunun en somut göstergeleri arasında yerini almıştır.

Bugünde PKK, devrim de, devrimi yaratmaya/yaşamaya devam etmektedir. Kürdistan devriminin aynı zamanda Ortadoğu devrimi olması, yine tüm dünya insanlığı için bir umut haline gelmesi, kapitalist modernite karşısında, Demokratik Moderniteyi temsil ederek, toplumun kendini alternatifini oluşturması da var olan bu gerçekliğin bölgesel ve uluslararası alanda bir göstergesi olmaktadır.

Kürdistan halkı, Ortadoğu halkları ve tüm insanlık PKK’nin 39. yıldönümünü böyle bir gerçeklik içerisinde karşılamaktadır. Ancak bu gerçeklik Kürdistan halkı, Ortadoğu halkları ve tüm dünya insanlığının önüne de yeni görev ve sorumluluklar koymaktadır. O da; Kürdistan özgürlük ve demokratik mücadelenin yarattığı değerleri daha fazla korumak, savunmak, büyütmek anlamına gelmektedir. Özellikle de anti-Kürt ittifakı temelinde bir araya gelerek Kürdistan halkının özgürlük ve demokrasi arayışlarını boğmak, kazanımlarını yok etmek isteyen; başta TC devleti olmak üzere sömürgeci, soykırımcı egemen devletler karşısında bunların gereklerinin yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu da tüm Kürdistan parçalarından, Avrupa ve diğer yurtdışı ülkelerinde, egemen sömürgeci devletlerin metropollerinde ve yerleşim merkezlerinde yaşayan genç kadın ve erkeklerin özgür alanlarına, gerillaya her zamankinden daha fazla katılmasını, yine yurtsever Kürdistan halkının ve dostlarının sunmuş oldukları desteği daha da arttırmalarını gerekli kılmaktadır.

PKK’nin 40. yılında üzerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmesi, halkın özgür bir ülke de, inşa edecekleri demokratik toplum ve yaşam gerçekliği de bunu ertelenemez, yerine getirilmesi gereken bir görev haline getirmiş bulunmaktadır.

PKK’nin 39. yıldönümü tüm Kürdistan halkına, Ortadoğu Halklarına ve Dünya insanlığına kutlu olsun!

Kaynak: Yeni Özgür Politika