Özelikle son günlerde Türk devleti Güney Kürdistan başta olmak üzere Medya Savunma Alanlarına yönelik ciddi hava saldırılar düzenlemekte, öyle ki kadın, çocuk, yaşlı ve genç demeden, bir gerillayı etkisiz hale getirebilmek için onlarca sivil insanı hiç tereddüt etmeden katletmekten geri durmamaktadır.

Kuzey Kürdistan'da yürütmüş olduğu savaşta hiçbir sonuç alamayan Türk ordusu sivil insanlara yönelmekte ve en son Hakkari'de olmak üzere birçok sivil yurttaşı 'gerilla' adı altında katletmişti.

Öyle anlaşılıyor ki, Güney Kürdistan'da da aynı yöntemi kullanmaktadır. 'Gerilla alanlarına saldırıyorum' adı altında gerçekleştirmiş olduğu operasyonlarda hiçbir sonuç alamayınca, bağ ve bahçe ile geçimini sağlayan sivil insanları hedeflediği gibi, bu sıcak günlerde serinlemek için piknik amaçlı doğaya çıkan insanları hedeflemekten de çekinmemiştir.

Yine Basya ve Avaşin üçgenine pikniğe giden sivil insanların bilerek ve kasıtlı bir şekilde hedef alınması, aynı şekilde Maruka köyünde kendi bahçesinde çalışan, bakım yapan ve hasat zamanı olmasından dolayı yine bahçede bulunan 3 sivilin hedef alınması, Ore köyünde kendi bahçesinde çalışan (kaç kişi olduğu tam olarak bilinmiyor) sivil insanların hedef alınması bir kaza mı yoksa gerçekten bilinçli bir saldırı mıdır?

Üç ayrı noktada da sivil insanların hedef alınması şüphesiz bir rastlantı veya kaza değildir. Bu tamamıyla bilinçli bir şekilde hedef gözeterek vurulduklarını doğrulamaktadır. Bazı kaynaklara göre 7 yurttaşın cenazesi ailelerine teslim edilmiş, Ore köyünde ise halen sivil insanlarımıza ulaşılamıyor. Kaç kişiler, yaralılar mı yoksa onlar da mı katledildi, tam olarak bilinmiyor.

Buna benzer saldırılar hatırlanıyor. Başta Kandil'deki katliam olmak üzere Metina, Heftanin ve Zap bölgelerinde birçok kez Türk ordusunun saldırısı sonucu sivil insanlar yaşamını yitirmişti. Ancak başta Güney Kürdistan hükûmeti olmak üzere Kürt örgütlerin yetersiz tavrı bu katliamları meşrulaştırmakta.

Daha birkaç hafta önce Hakkari’de piknik yapan sivil insanlar Türk ordusu tarafından katledilmişti. Güney Kürdistan’da sivil halka dönük yapılan bu saldırı, AKP hükûmetinin Kürt inkar politikasının nasıl uygulanacağını bizlere göstermektedir.

Türk bakan SİHA’lar için yaptığı açıklamada, sivil ve gerilla güçlerini çok iyi ayırt edebildiklerini, kesinlikle bir yanlışlık söz konusu olmadığını savunmuştu. Türk yetkililerin yapmış olduğu bu açıklama bile birçok hususu doğrulamaktadır. Bu kadar modern savaş tekniklerinin kullanıldığı yerdeki her tür cismin ayırt edildiği bir dönemde sivil insanların hedeflenmesi, Güney Kürdistan'daki sivil halka karşı kasıtlı bir saldırı ve katliam girişimi olduğunu doğrulamaktadır. Özelikle yerleşim yerlerinin hedef alındığı bu saldırıda 7 insanımızın yaşamını yitirmesi ve Ore köyünde halen kaç yurttaşın yaşamını yitirdiğine dair bilgi yok iken, Türk Genelkurmayı ve 'Savaş Bakanı' Süleyman Soylu bu saldırının nasıl izahatını yapacak? Doğrusu merakla bekliyoruz.

Sivil insanların kasıtlı bir şekilde üç ayrı yerde hedeflenmesi genel Kürdistan kazanımlarına dönük bir saldırı olduğu gibi, bu tür saldırıları boşa çıkarmanın tek yolu da, tüm Kürdistan paçalarının acil ulusal konferansa gitmesidir. Aksi durumda bu tür saldırıların önüne geçilemez; aksine faşist AKP zihniyeti bu tür saldırılarını giderek artıracaktır. Bugün AKP faşizminin gerçekleştirmiş olduğu bu saldırılara karşı seyirci kalırsak yarın daha büyük katliamlarla karşı karşıya kalabiliriz. Bunun için bir an önce tüm Kürt kurum ve kuruluşları toplanıp önlem almaya çağırıyorum.