Patnos Cezaevi'nde işkenceci bir ekip: TİT

Patnos L Tipi Cezaevi'nde tutsaklara ve ailelerine işkenceyle yetinmeyen devlet birimleri, 'TİT' adını kullanan işkenceci bir ekibi de tutsakların üzerine salıyor.

Geçen yılın sonlarına doğru açılan Patnos L Tipi Cezaevi, hak ihlalleri, baskı, işkence ve ailelere yönelik rencide edici uygulamalarla diğer cezaevlerini geçmeye çalışıyor. Bir yandan da veremin yayıldığı cezaevinde, şimdi de 'TİT' adı altında oluşturulan özel bir ekip tutsaklara işkence etmeye başladı.

Türk devletinin 1990'larda kontra faaliyetleri kapsamında suikast ve katliamlarda kullandığı Türk İntikam Tugayı (TİT) etiketinin, Patnos L Tipi Cezaevi'nde tutsaklara işkence yapan bir ekibe yapıştırıldığı öğrenildi. Bir aydan fazladır bu ismi kullanan ekip tutsaklar üzerinde terör estiriyor. Özellikle 5. koğuş üzerinde yoğunlaşan ekip, bazı hasta tutsakları, hastaneye götürüyormuş gibi yapıp işkence seanslarından geçiriyor.

Tutsaklar, hayata geçirilen baskılara karşı kamuoyuna sessiz kalmamaları çağrısı yaptı. Görüşe giden aileleri aracılığıyla baskıları anlatan tutsaklar, birçok hasta tutsağın aylardır hastaneye sevk edilip tedavi edilmeyi beklediğini söyledi. Cezaevi revirinde bir doktorun olduğu bu doktorun da keyfi şekilde çoğu tutsağı tedavi etmediğini dile getiren tutsaklar, kendilerinden alınan ya da ailelerinin getirdiği iç çamaşır, radyo ya da kitapların verilmediğini, istediklerinde ise cezaevi yönetimi tarafından "Kantinden alın" yanıtı aldıklarını kaydetti. Tutsaklar, ayrıca istenilen eşyaların kantinde de bulunmadığını sözlerine ekledi.

VEREM HASTALIĞI YAYILIYOR

Aylardır cezaevinde bulunan onlarca hastanın tedavilerinin yapılmadığını ve içeride verem hastalığının gün geçtikçe arttığını dile getiren tutsak yakını Nure Terlak, Jinnews'e yaptığı açıklamada, "Aylardır orada gençlere çocuklara işkence yapılıyor. Bıktık artık bundan, cezaevi kullanılmaya başlandığından bu yana sıcak su sorunu yaşıyorlar. Bir doktor var, o da hastaları kendi isteğine göre tedavi ediyor. Bütün tutsaklar ne ilaçlarını alabiliyor ne de hastaneye götürülüyor. Kalp krizi geçiren tutsaklar bile bir iki hafta sonra hastaneye götürülüyorlar" dedi.

AİLELERE İŞKENCE

Görüşe gittikleri zaman kendilerine de işkence edildiğini ifade eden Nure Terlak, görüşe giden ailelerin bezdirilmeye çalışıldığının altını çizdi. Terlak, sürgünlerle maddi durumu kötü olan ailelerin cezaevlerine gitmesinin engellendiğine dikkat çekerek, çok sayıda tutsağın ailelerinden uzak yerlere sürgün edilmesini "yalnızlaştırma" ve "eziyet çektirme" olarak tanımladı. Görüşe giden ailelerin de baskı ve psikolojik şiddete maruz bırakıldığını vurgulayan Terlak, "Her seferinde bize aynı şeyi yapıyorlar. Aramalardan tut görüşe kadar her yerde bizi taciz ediyorlar. Bu zulüm daha nereye kadar devam edecek? Ama ne biz ne de tutsaklar onların yaptıkları işkencelerle yılmayız. İstedikleri şeyi yapsınlar ancak bugüne kadar nasıl direndiysek yine aynı şekilde direnmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Kapşonlu, lacivert ve yeşil renkli kıyafet giyen insanların çıplak dahi kalsa üzerindeki elbiselerin çıkarıldığını kaydeden aileler, lacivert türbanı olan bir kadının türbanının dahi çıkarıldığını söyledi. İnce aramaya da maruz kaldıklarını belirten aileler, mont, şal gibi üzerlerindeki kıyafetlerin çıkarılarak tişört ile bekletildiklerini söyledi.