PKK ve PAJK'lı tutsaklardan deklarasyon

PKK ve PAJK'lı tutsaklar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ilişkin bir deklarasyon yayımladı. Tutsaklar 7 maddeden oluşan talepleri karşılanmadıkça eylemlerini sürdüreceklerini belirtti.

Türkiye ve Kürdistan’daki zindanlarda rehin tutulan PKK ve PAJK’lı tutsaklar adına Deniz Kaya bir deklarasyon yayımladı.

Tutsakların yayınladığı deklarasyonda şunlar belirtildi:

“Zalimlerin zulmüne karşıt direnen halkların zaferi haline gelen Newroz başkaldırının başarının ve direnişin adı olarak baharın gelişini halklara müjdelerken direnişin kazandırdığını büyük bir coşku seliyle anlatmaktadır. Kawa’nın zalim diktatörlerin zihninde patlayan örsü baskıya talana soykırıma ve zulme karşı edi bes ê diyerek başkaldırıp, Newrozlaşan halkın eşit ve özgürce yaşama duruşunun adı olmuştur. Newroz varlığının coşku selinde kutlanması soykırımcı faşist diktatöryal rejimlere karşı asla direnmekten vazgeçmedik mesajını çok net bir şekilde dile getirmiştir. Çünkü Newrozlaşan halk soykırım kıskacında ortaya çıkmış ve direnerek kimliğini bulmuştur. Bugün Newroz’un arifesinde olduğumuz böylesi anlarda halk ve hareket olarak Newroz’u büyük bir coşkuyla sahiplenerek umudu ve zaferi Newrozlaşan halkın direnişiyle karşılıyoruz. Önderliğimizin “PKK Newroz partisidir” sözü; PKK’nin halklar için anlam ve önemini ortaya koymaktadır. Partimiz PKK’nin çıkış koşulları faşizmin kıskacında gelişirken, zorun zor bilincini yenerek toplumsallığını korumayı başarmıştır. Bu bağlamda faşizmin zindanlarında ‘teslimiyet ihanete pasifizim yenilgiye direniş zafere götürür’ şiarıyla ölümsüzleşen ilk Newroz şehidimiz Mazlum Doğan’dan Zekiye, Ronahi ve Berivan yoldaşlara kadar uzanan Newroz şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyor ve onlar şahsında Önderliğimizin kahraman şehitlerimizin, halkımızın ve direnen gerilla yoldaşlarımızın Newroz’unu kutluyoruz. Newroz bir taraftan baharın gelişini müjdeleyen gün olurken diğer taraftan soykırımcı faşist rejimlere büyük korku yaratan günün adı oluyor.

Özgürlük mücadelemizin açığa çıkardığı tüm soylu güzelliklerin muhtevasını oluşturan direniş olayı, halkların demokratik ve özgürce yaşamasının her bir kilometre taşına sirayet etmiştir. Bu sebeple direniş tarihimizin diyalektik gelişim felsefesi faşizme boyun eğmeyi kabul görmüyor, büyük bir adanmışlıkla halkların demokratik ve özgür yaşama olan özlemlerini her zaman her yerde direnerek gerçekleştirmekten kopmamıştır.

AKP-MHP MAHKEMELERİNİ BOYKOT EDİYORUZ

Bizler Bakurê Kurdistan ve Türkiye zindanlarında bulunan PKK ve PAJK’lı tutsaklar olarak faşist rejimin başta önderliğimiz üzerindeki mutlak tecridin kaldırılası özgür yaşar ve çalışma koşullarının sağlanması için direnişimizi kararlı bir şekilde yürüteceğiz. Geldiğimiz aşamada AKP-MHP hükümetinin kendi koyduğu yasaları çiğneyen ve hiçbir hukuk normuna sığmayan uygulamalarla Önderliğimizi tecrit altında tutmalarının hiçbir meşruluğu kalmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin adalet ve hukuk anlayışı AKP-MHP iktidarı şahsında sarsılmış ve bağımsızlığını yitirmiştir. Bu sebeple böylesi bir direniş içerisinde olan bizler AKP-MHP mahkemelerini boykot ederek çıkmama kararı aldığımızı bildirmek istiyoruz. Eylem süreci içerisinde hiçbir mahkeme kaygımızın olmadığını dışarı çıksak dahi eylemimizi sürdürdüğümüz bilinmektedir. Bu bağlamda mahkemelere çıkmayacağız, zor kullanılıp götürülürsek dahi savunma vermeyeceğimiz bilinmelidir. Bedeli ne olursa olsun içinde bulunduğumuz açlık grevi direnişini devam ettireceğiz. Direnişimizin görkemi zindan ve mahkeme duvarlarını aşmıştır uygulanan bu adaletsizliğe karşı direnerek meşru taleplerimizi ve tutumumuzu ortaya koymuş bulunmaktayız.

Gelinen aşamada Türkiye/nin kaos ve krizden çıkmasının tek yolu Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesidir. Bunun yolu da Önder APO’nun muhatap alınarak gerçek anlamda bir çözüm sürecinin başlatılmasıdır. Bu çerçevede Önder APO’nun güvenliği, sağlığı, özgür çalışma koşullarının oluşması gerekmektedir. Bu bağlamda İmralı’dan çıkartılarak ev hapsi de dahil uygun koşullarda çözüm görüşmelerinin yapılması gerektiği çok net bir şekilde anlaşılmalıdır.

EYLEMİMİZİ KARARLICA SÜRDÜRÜYORUZ

Önderliğimizin şahsına uygulanan tecrit tümden bir imha ve soykırım konseptinin devrede olduğunu göstermektedir, Bu konseptin kırılmasının tek yolu Önderlik üzerindeki tecridin kırılmasından geçmektedir. Bu sebeple bizler PKK, PAJK’lı tutsaklar olarak süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemini kararlıca sürdürüyoruz. Sonuç olarak aşağıda tecride ilişkin deklere edeceğimiz maddelerin bir an önce yaşamsallaşması ve sürekliliğinin sağlanması gerekmektedir.

TUTSAKLARIN TALEPLERİ

Buna göre ;

1- Önderliğimizin mevcut yasalar çerçevesinde ailesi ve vasisi ile düzenli olarak görüşmesi meşru bir haktır ve bu hakkın engellenmemesi.

2-Önderliğimizin avukatlarıyla düzenli görüşmelerini yapması ve kesintiye uğratılmaması.

3-önderliğimizin mevcut yasalar çerçevesinde ailesiyle telefonla görüşme hakkını kullanması, her yere mektup faks vb göndermesinin veya almasının engellenmemesi ve bu temel hakların kesintiye uğratılmaması

4-Önderliğimizin radyo ve tv hakkının kesinlikle engellenmemesi ve günlük olarak istediği tüm gazete dergi, kitap vb istemlerinin karşılanması.

5-Önderliğimizin yanında bulunan arkadaşlarla düzenli görüşmesinin sağlanması ve bu yasal hakların engellenmemesi.

6-Önderliğimizin sağlıklı yaşam koşullarının oluşturulması için bağımsız heyetlerce düzenli olarak tedavi koşullarının sağlanması.

7-Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümünde ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesinde Önderliğimizin aktif rol alabilmesi için engellerin kaldırılması, özgür yaşar ve çalışma koşullarının sağlanılması.

Bu taleplerin hepsi evrensel hukuk normunda yeri var ve yaşamsallaşmasının önünde hiçbir engel bulunmamaktadır. Ancak verili hükümet bu konuda engel olmaktan çıkarsa gözlemciler huzurunda yukarıda belirttiğimiz maddeleri hayata geçireceğine ve sürekliliğini sağlayacağına dair adım artarsa bizlerde arabulucu ve gözlemciler huzurunda kamuoyunda süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemimizi sonlandırdığımızı bildiririz. Aksi taktirde Önderliğimiz üzerindeki tecrit devam ettikçe direnişlerimizde devam edecektir. Olası bir şahadet durumunda AKP-MHP hükümeti yaşananlardan sorumludur. Tüm halkımız ve kamuoyu bunu böyle bilsin.”