SETA’dan 'Güney Kürdistan işgali' itirafı

AKP'nin kurumu SETA, Kürt karşıtı ve Güney işgaline ilişkin sözde belgesinde, Başurlu güçler için "uyumlu ortak" diyor. Belgede, Kürdistan'daki kazanımların engellenmesi gerektiği itiraf ediliyor.

Avrupa’daki Kürt kurumlarını hedef göstermesi ve Türkiye’deki başka ülkelerden gazetecileri fişlemesi ile gündeme gelen Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), bu kez de Türk ordusunun Alanları’ndan Xakurkê bölgesine dönük işgalci saldırılarını 'analiz' etti.

AKP’nin fonladığı SETA’nın, Ergenekon bağlantılı Aydınlık gazetesinde de yazıları yayımlanan, bir asker olan Murat Aslan tarafından hazırlanan sözde belgesinde, Güneyli güçler ile varılan anlaşmanın içeriğine de değiniliyor.

DAİŞ YENİLGİSİ UNUTTURULMAK İSTENİYOR

Söz konusu belgede, Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin Rojava’da DAİŞ’in yenilgisiyle birlikte yarattığı kazanımların uluslararası kamuoyunda yarattığı algıyı yıkmak için işgal saldırısının başlatıldığı belirtiliyor. Sözde belgede, Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadının ailesine ait silahların reklamı yapılıyor.

KARA PROPAGANDA İTİRAF EDİLİYOR

Belgenin girişinde yer alan, "PKK’nin tabu haline gelmiş söylem ve kişiliklerinin hedef alındığı” ifadeleriyle, işgalin bir kara harekatının aksine kamuoyuna mesaj kaygısıyla yapıldığı itiraf ediliyor.

Belgede, "Söz konusu stratejinin izlenmesi ve sonuç alınmasında ABD ve diğer Batılı ülkelerin desteğine muhtaç olunduğu göz önüne alınırsa PKK’nın Irak ve Suriye’deki mevcut statüsünün devamının garantiye alınması sonrası kontrollü bir şekilde asli gayretini Türkiye’deki eylemlerine yöneltmesi beklenmelidir" ifadeleri kullanılıyor.

PKK’nin 4 parça Kürdistan’da kazanımlar elde etmesinden duyulan rahatsızlığa sık sık vurgu yapılan raporda, “Akla karşı akılla mücadele” şeklinde bir ifade de kullanılıyor.

'AKP-MHP'NİN BİRİNCİ GÖREVİ...'

SETA, Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin mevcut prestijini zayıflatılmasının, AKP-MHP iktidarının birinci görevleri arasında yer aldığını belirtiyor. Rojava Kürdistan’ındaki yürütülen savaş ve Özerk Yönetimin oluşturulmasının ileride getireceği statünün önüne geçmek için bölge devletleri ile ortak Kürt karşıtlığında buluşulması gerektiğine de vurgu yapılıyor.

'GÜNEYLİ GÜÇLER DOKUMUZA UYUMLU'

Belgede, Başurlu güçler, özellikle KDP ile ticari ve askeri iş birliğine özel bir önem atfediliyor. Irak Hükümeti ile de PKK’ye karşı anlaşma yapılması gerektiğine vurgu yapılan belgede, “IKYB ve Irak merkezi hükümeti ile ortak anlayış ve iş birliği ile hareket edildiği" kaydediliyor.

Belgede, Güney’in bağımlı ekonomisinin, işgale stratejik ortak niteliğinde olduğuna dikkat çekiliyor.

Başûrê Kurdistanlı güçler için “Türkiye ile dokuya uyumlu” ifadesi kullanılırken, şunlara dikkat çekiliyor:

“Irak kuzeyinde güvenliğin tesis edilmesi ve terör örgütlerinin söz konusu uzanımı bir “alan” olarak kullanmasının önüne geçilmesi maksadıyla askeri anlamda güvenlik şeridi oluşturulmasının yanında idari, sosyal ve ekonomik tedbirlerin alınması zorunluluğu kendini hissettirmektedir. Bu çerçevede Irak kuzeyindeki sosyal yapının Türkiye’deki dokuyla uyumluluğu düşünüldüğünde ekonomik ve idari tedbirlerle halen var olan etkileşimin derinleştirilmesi kapsamlı strateji bağlamında ele alınabilir."

Belgenin son bölümünde, Güney hükümetinin işgaldeki rolüne şu ifadelerle de değiniliyor: “Irak kuzeyindeki ekonomisinde Türkiye’ye bağımlı olması ve güvenlik kaygılarının aslında aynı temeller üzerinde yükselmesi terörle mücadelenin askeri boyutunun ekonomik, sosyal ve idari tedbirlerle tamamlanması gerektiğini de işaret etmektedir."