Siirt halkı: Seferber ve birlik olursak kazanırız!

Siirt halkı, hem tecridin kalkması hem de açlık grevlerini sahiplenmek için Kürtlerin güçlü bir birlik ve seferberlikte olması gerektiğini söyledi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit 20 yıldır devam ediyor. Türk devleti, İmralı'ya özgü bu tecrit politikasını 5 Nisan 2015 tarihinden beri ağırlaştırılmış durumda. Öcalan'ın avukatları, vasisi, ailesi veya herhangi bir heyetin kendisiyle görüştürülmesi çeşitli nedenlere engelleniyor. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Leyla Güven, 8 Kasım 2018'de rehin tutulduğu Diyarbakır E Tipi Kapalı Hapishanesi'nde süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemine başladı. Güven'in ardından eylemler giderek yaygınlaştı. Hewlêr, Galler, Strasbourg, Kürdistan ve Türkiye'deki hapishaneler başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında Güven'in öncülük ettiği eylemler halen sürüyor. Kürt halkının tarihsel olarak yabancı olmadığı bu eylem biçimini ve tecrit politikasını Siirtlilere sorduk. 

Siirt halkı, Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılmasını ve açlık grevlerinin de bu vesileyle kayıpsız bir şekilde sona ermesini istiyor. Yine 31 Mart yerel seçimlerinde HDP'nin başarısının tecridin kaldırılması yönünde önemli olacağını belirten Siirtliler, Leyla Güven'i de selamladılar.

'HEPİMİZ SEFERBER OLMALIYIZ Kİ KAZANALIM'

Siirt'te yaşayan Kahraman Yıldız, Kürt halkının devam eden açlık grevi eylemlerine daha fazla sahip çıkması gerektiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: "Ben halkımızın bu eylemlere katılım sağlamasını istiyorum. Bence hepimiz bu eylemi geliştirmek için seferber olmalıyız ki kazanalım. Hepimizin bu eylemlere katılım sağlayarak birliğimizi güçlendirmemiz lazım. Kürtler üzerindeki baskılar fazla olduğu için halkımız çekimser davranıyor. Ama halkımız 31 Mart'ta faşizmi sandığa gömmeli. Böylelikle Kürtlerin var olduğunu bir kez daha anlamış olsunlar. Bunun için de halkımızın ulusal birliğini sağlaması gerekir. Gün mücadele ve birlik günüdür."

'ÖNDERİMİZDEN KORKUYORLAR'

Resul Dündar isimli Siirtli ise, tecridin insani ve vicdani yönünün olmadığını belirterek, "Tecrit Kürt halkının üzerinde oluşan çok büyük bir hakarettir. Kürt halkının önderi eğer değerli bir şahsiyet ve siyasi bir aktör olmasaydı onun üzerinde tecrit uygulamayacaklardı. Demek ki önderimizden korkuyorlar ki ona tecrit uyguluyorlar. Tecridin kaldırılması için Leyla Güven'in ve arkadaşlarının başlatmış oldukları açlık grevini de selamlıyoruz. Bu konuda sonuna kadar onları desteklediğimizi bilsinler. Siirt halkı da bu eylemlere destek vermeli ve önümüzdeki seçimlerde gereken sahiplenmeyi göstermelidir. Zaten belediyemize kayyum atayarak Siirt halkına hakaret etmiş oldular" diye konuştu. 

'LEYLA GÜVEN'İ YALNIZ BIRAKMAMALIYIZ'

Kürt halkı olarak tecridin kırılması noktasında başarılı olacaklarını savunan Sıdık Saltık da, şunları dile getirdi: "Biz, namusumuz başta olmak üzere her şeyimize sahip çıkmamız gerekiyor. Bugün oy da tecride karşı gelmek de artık bizim için namus meselesidir. Leyla Güven açlık grevindedir bugün. Neden? Bizim geleceğimiz için. Televizyonda görüyorum bazen. Bedeni erimiş ve ölmek üzeredir. Bizim onun için ayağa kalkmamız lazım. Biz ondan daha iyi değiliz. Onu yalnız bırakmamalıyız."

'TECRİT, KÜRT HALKINA UYGULANIYOR'

Tecridin sadece Öcalan üzerinde uygulanmadığını, genel olarak Ortadoğu halklarına uygulandığını vurgulayan Nimet Kaçar, şunları kaydetti:

"Tecridin kaldırılması için açlık grevine giren başta Leyla arkadaş olmak üzere herkesi saygıyla selamlıyoruz. Biz ölene kadar da onları destekliyoruz. Ancak desteklemek sadece dile getirmekle olmuyor. Hepimizin nasıl olursa olsun sahiplenmesi gerekiyor. 1 Mart tarihinden bu yana tüm tutsaklar hapishanelerde açlık grevine girmiş durumdalar. Bu tutsaklar kimler? Onların hepsi bu halkın çocuklarıdırlar. O yüzden kimin üstüne ne düşüyorsa yapmalıdır. Çünkü tecrit politikasıyla Kürt halkını öndersiz bırakmak istiyorlar. Halkı ve önderini birbirinden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Tecrit, önderimiz şahsında tüm Kürt halkına uygulanıyor. Milyonlarca Kürt, önderliğimizi iradesi olarak kabul ettiği için bugün bu politika ile karşı karşıya kalıyor."

'ÖNDERİMİZİN ROLÜNÜN FARKINDALAR'

Abdullah Salim ise Kürt halkının tecride karşı maddi ve manevi olarak ne yapabiliyorsa ayaklanıp yapması gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti: "Ama maalesef halkımız bu konuda pasif kalıyor. Kürtlerin eylem ve etkinlik yapmaları gerekiyor. Çünkü önderliğimiz, Kürt halkının önderidir. Tecridi uygulayanlar da aslında önderimizin bu rolünün farkındalar ve tecridi daha çok ağırlaştırıyorlar."

'GEREKİRSE HEPİMİZ GREVE GİRERİZ'

Kürtlerin Leyla Güven'in başlatmış olduğunu eyleme daha fazla desteklemeleri gerektiğini söyleyen Kumru Taşkıran, "Abdullah Öcalan 20 yıldır hapishanededir. Avukatları ve ailesinin kendisiyle görüşmesini yasaklıyorlar. Onların bu uygulamalarını lanetliyorum. 20 yıldır bir adada tutuluyor. Kendisinden hiçbir haber alamıyoruz. Onun bu durumu bizim çok rahatsız ediyor. Artık bu meseleye bir çözüm getirilmelidir. Gerekirse çocuğumuzdan yaşlımıza kadar Kürt halkı olarak açlık grevine gireriz" şeklinde konuştu.

'BİRLİK OLURSA TECRİT OLMAZ'

Kürt halkının birliğini sağlaması durumunda tecrit diye bir sorunlarının kalmayacağını ifade eden Halit Taşçı da, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Allah bizi kardeş olarak yaratmış. Bizim de bir an önce Kürt halkı olarak aramızdaki kardeşlik bağının farkına varmamız lazım. Bizim birliğimiz olduğu zaman tecrit de olmayacaktır. Allah'tan bizi birbirimize daha fazla yakınlaştırmasını istiyorum. Çünkü bugün bize en çok gereken şey budur."

'SÜRECE CEVAP OLMALIYIZ'

Servet İlten ise, tecridin kaldırıp Kürt Halk Önderinin bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını dilediğini söyleyerek, şunları ifade etti: "Önderimizi bir an önce bırakmalarını istiyoruz. Bugün açlık grevleri de bunun için devam ediyor. Kürt halkının geleceği için grevdeler onlar. Tecrit kalkmalı ve grevler sona ermelidir. Halkımızın da bu grevlere destek olması gerekiyor. Birbirimizle uğraşacağımıza güçlü bir ittifak ve birlik sağlayarak bu sürece cevap olmalıyız."