Son kurşunu kendisine saklayan fedailer

'90’lı yılların nesillerinden Şehit Cudi nasıl bir direniş sergiledi ise onun ardılı 2000’li yılların nesilleri de aynı direniş ruhu ile fedaileştiler.

‘Ülkem, kültürüm, dilim, stranım, onurum’ diyen Kürdü öldürmeyi kendileri için hak ve meşru görüyorlar. Bin yıldır zihniyetlerinde bir milim bile değişiklik olmadı. Var olan soykırımcı, işgalci, Kürt-Kürdistan düşmanı zehirli zihniyetleri gittikçe daha fazla zehirli hale geliyor. Onlar öyle sadece işgalci değiller. Soykırımcı işgalcidirler. Soykırım yaparak işgalciliği kalıcılaştırıyorlar. “Türklüğün bekası tehlikededir” diyerek, Kürdü Kürdistan’da yok ederek işgalciliğini kalıcılaştırmayı bir amentü olarak belirlemişler.

Bu zehirli zihniyetlerine karşı, 40 yıldır insanlığın ilk nüveleriyle yola çıkıp savaşan Kürt Özgürlük Hareketi ve onun emsalsiz adanmış fedaileri var. Savaşçıları var.

DÖRT NESİL DİRENİŞ

O emsalsiz adanmış fedai savaşçılardan biri de Cudi, Mehmet Yakışır idi. Cudi, Amed-Çewlîg coğrafyasının birleştiği Çotele ve Qilê Şêm dağlarının doruklarının hemen altındaki Rîz (cennet anlamında) Vadisi'nin Xizginos köyünde geleceğin Kürt isyancısı olarak doğdu. Şêx Saidler'in fedaileri Mehê Evdler ve Emê Hêdler bu dağlar ve vadilerde mevzi tutmuşlardı. Şehit Cudi baba tarafından Mehê Evd (1935 yılında Riz köyünde) değirmeninde çeteler tarafından bir komplo sonucunda şehit edildi. Ve kafası kesilerek Türk askerine götürüldü.

Anne tarafından Emê Hêdin (Zikte aşiretinden olup, hep dağda isyancı olarak kaldı. İşgalci TC’ye hiç teslim olmadı) torunuydu. 1992 yılında daha 14 yaşındayken, küçük cep kitabı -o zamanlar PKK’nin bir yayınını bulundurmak ölümle eş değerdi. Her şey yasaklıydı. Bu nedenden dolayı Serxwebun Yayını olarak Avrupa’da küçük cep kitabı büyüklüğünde basılan kitaplar gizlice Kürdistan’a sokuluyor, gizli bir şekilde dağıtılıyordu -şeklinde yayımlanan, Kürdistan Devriminin Yolu (Manifesto) kitabını çobanlık yaparken okumuştu. Küçüklüğünde gelişime açık, kararlı bir karakter sergiliyordu. Silaha aşırı sevdalıydı. İyi bir avcıydı. Daha çocukken düşmanın zulmünü gördü ve yaşadı. Daha 16 yaşındayken, 1994 yılında Çiller-Ağar-Güreş üçlüsünün Kürdistan’da yakıp yıktığı, viraneye çevirdiği köyler arasında Xizginos köyü de vardı. 26 Nisan günü Xizginos köyüne işgal saldırısı başlatan Türk ordusu köylülerin yüzlerce yıllık varlığını, evini, ahırını, bağını, bahçesini yakar yıkar. Ceviz gibi meyve ağaçlarını teker teker lav silahlarıyla yakar. Köylülerden bazıları, yalın ayakla köyünü terk eder. Aynı vadideki köylerin ikisinde, sağır ve dilsiz kız çocuklarının ikisi canlı canlı, evle birlikte yakılırlar. Onlarca köylü kurşuna dizilir. Bu köylülerden biri, katledilen köylülerin cenazelerinin altında, yaralı bir şekilde kurtulur. Katledilen köylülerden biri de Şehit Cudi’nin babası Ali Yakışır’dır. Türk ordusu Xizginos köyünü yakınca, köylüler göç yollarına düşerler. Ali Yakışır’ın babası yürümeyecek kadar yaşlıdır. Ali, köyün dışında yaylalarda otlayan katırı getirip, babasını götürmek üzere Norşin ile Xizginos köyleri arasındaki Gaza Qerwaş Dağı'na yol alır.

Emê Hêdin

'AKP'Lİ OLAN CENAZEMİZE GELEMEZ'

Daha katırın bulunduğu yere yetişmeden işgalci TC’nin askerleri, oracıkta Ali Yakışır’ı kurşuna dizerler. Ve araziye atarlar. Aile yıllarca cenazeyi arar, bir mezar yapıp ziyaret edip, dua etmek isterler. Ali’nin eşi Xecê Teyze o dönemde orada gerilla olarak kalanlara sorar, “Ali’min cenazesini gördünüz mü?”

Xecê Teyze hem bunun acısıyla yaşar hem de geride kalan 6 küçük çocuğunu imkansızlık içinde büyütürken, benzer acılar yaşar. Acılar onu direngenleştirir. Öyle ki, Çewlîg'de (Bingöl) yaşayıp, devletle bağlarını koparmayan, işgalci AKP gibi partilere oy veren yakın akrabalarından iki kişi, şehit düşen yeğeni Egid Mazlum’un (Süleyman Yakışır) Amed’de kurulan taziyesine gittiklerinde onlara tavır koyar. Der ki, “Siz AKP’lisiniz, hem çocuklarımızı katlediyorsunuz hem de taziyesine geliyorsunuz. Kalkın gidin bir daha evimize gelmeyin. Eğer gerçek akrabamız olsaydınız düşmandan yana yer almazdınız!"

Kürt-Kürdistan yurtseverliğinin böyle simge annelerinden biri Xecê Teyze’nin büyük oğlu Mehmet (Şehit Cudi) büyür. Bir yandan babası ve Kürtlere yaşatılanların intikamını alma hırsı içinde bir yandan da işgalci TC askerliğini yapma ikilemine girer. Askere gider ama düşmandan intikam alma duygusu ağır basar. Askerden kaçar ve kendisi ile birlikte köyde çocukken birlikte büyüdüğü birkaç kişiyi daha örgütler. Hepsi PKK gerillası olma sözünü birbirine verirler.

ZAPTEDİLEMEZ GERİLLA

Gerillaya katılma anı gelince sadece Şehit Cudi ve başka bir arkadaşı özgürlük dağlarına yol alırlar. Tarih 1999 yılıdır. Geri çekilme süreci ile birlikte Kandil Dağı’na gider. O zaman gerillanın özel fedai timlerinde yer alır. Ve özel operasyon timlerine girer. 2002 yılında babasının yattığı topraklar olan Amed dağlarına geri dönüş yapar. Amed, Başûrê Kurdistan, Dersim ve en son Karadeniz dağları. En zor eylemler ve girilmez denilen yerlere, mevzilere giren, zaptedilmeyen bir gerilladır o. Gerilla komutanıdır.

SON KURŞUNU KENDİNE SAKLAYAN FEDAİLER

İşgalci Türk devleti Şehit Cudi hakkında tüm bilgileri toplar. İtirafçılar ve ihanetçiler düşmana net bilgi verirler ve derler ki, “Cudi’nin sağ ele geçirilmesi mümkün değil. En çaresiz durumda bile kendini vurur.” Ve itirafçılar ile ihanetçilerin dediği çıkar. Şehit Cudi, düşmanın 7 kurşunu ile yaralanır. Hareket edemez durumdadır. Ama düşmanın kurşunuyla değil, tabancasını çeker, şakağına dayar. Ölümsüzlüğe uçar. Kendi fiziksel ölümünü düşmana tattırmaz.

'90’lı yılların nesillerinden Şehit Cudi nasıl bir direniş sergiledi ise onun ardılı 2000’li yılların nesilleri de aynı direniş ruhu ile fedaileştiler.

Cizre Öz Yönetim direnişlerinde herkesin hafızasına kazılan bir fotoğraf vardı. YPS’li Ercan Bişkin'in son mermisiyle kendisini vurması. Amed-Sur Öz Yönetim direnişinde Mahsum Gürkan’ın (Şehit Cudi’in öz yeğeni), “7 kişi kaldık, 6 mermimiz var. Son mermilerimizi kendimize sakladık” diyerek kutsal sözüne sadık kaldı.

4 nesil boyunca süren bir direniş ve fedailik.

BU RUH İŞGALCİLERİ KÜRDİSTAN'DAN ATACAK

Bu fedai ruh işgalcileri Kürdistan’dan söküp atacaktır.

İşgalci TC, Şehit Cudi’yi vurmakla, sahte zafer naraları ile propaganda yapabilir. Erdoğan, ne kadar Kürdü vurduğunun çetelesini tutarak, miting meydanlarında ve her konuşmasında “şu kadar öldürdük, vurduk” diye övünsün dursun.

Şehit Cudi'nin, 19 yıllık gerilla yaşamı boyunca işgalci TC’ye vurduğu darbeler o kadar büyüktür ki… Şehit Cudi hem dedeleri Mehê Evd ile Emê Hêd, hem babası Ali Yakışır, hem de kuzeni Süleyman ile öz yeğeni Mahsum ve onlarca Kürdistan şehidinin intikamını fazlasıyla almıştır.