Soykırımdan feminiside karşı mücadele gününe...

DAİŞ çetelerinin Şengal'e saldırmasının üzerinden 5 yıl geçti. Êzidîlere yönelik soykırımın ardından YJŞ ve YBŞ birlikleri kurulurken, soykırımın 5. yıldönümü dolayısıyla 3 Ağustos "Feminisid’e karşı eylem günü” ilan edildi.

3 Ağustos 2014 tarihi soykırımla anılan Êzidî halkı için yeni bir milat oldu. Bu tarih, 773 yıl önce başlayan katliamlar silsilesinin son halkasıydı. Êzidîlerin dilinde "73. Ferman" yani 73. Katliam oldu. DAİŞ'in Êzidîlerin kutsal mekanı ve sığınağı olan Şengal Dağı'na yaptığı soykırım saldırısının üzerinden 5 yıl geçti.

Soykırımda binlerce Êzidî öldürülürken 400 binin üzerinde Êzidî ise ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. 6 binin üzerinde insan DAİŞ tarafından kaçırıldı. Kaçırılanların yarısı ise kadın ve çocuklardan oluşuyordu. Bugün hala DAİŞ'in elinde 3 bine yakın Êzidî kadının olduğu tahmin ediliyor.

Bütün bu acılarla yaşamaya mahkum edilen Êzidîlerin dünya kamuoyundan başlıca talepleri arasında Birleşmiş Milletler'in (BM) 3 Ağustos'u 'Êzidî Soykırımı Günü' olarak kabul etmesi ve DAİŞ’lilerin uluslararası bir mahkemede yargılanması yer alıyor. 3 Ağustos'ta soykırımın 5. yılı etkinlikleri çerçevesinde Êzidîler ile birlikte çeşitli sivil toplum örgütleri ve insan hakları örgütleri çeşitli eylem ve etkinliklere hazırlanıyor.

ŞENGAL KİSMİ ÖZERKTİ

Şengal; Kürdistan’ın en güneyinde 70 kilometre uzunluğunda bir dağa sahip. Şengal'in iktidarlardan bağımsız kısmi özerkliğini korumuş bir yer. Êzidîler kutsal mekan Laleş’in de içinde olduğu Güney Kürdistan'ın sınırları içinde kalan Şeyhan bölgesi ile Musul’a bağlı Şengal bölgesinin olduğu birbirine uzak iki ayrı bölgede yaşamlarını sürdürüyor. Şengal'de 15 toplu-köyde yaşayan Êzidîler bölgede nüfusun büyük çoğunluğunu sahip.

İLK FERMAN 7 YÜZYIL ÇNCE VERİLDİ

İnançlarından dolayı yüzyıllardır İslam orduları ve devletleri tarafından soykırım saldırı ve tehditleri ile karşı karşıya olan Êzidîler için Şengal Dağı her daim bir sığınak oldu. İslamcı iktidarlar ve güçlerin yayılmacı politikalarına karşı kendi kadim inançlarını korumak isteyen Êzidîler bu direnişin bedeli olarak yüzbinlerce kişiyi kaybetti. Êzidîlere karşı soykırım kararlarının çoğu ise Osmanlı Devleti tarafından uygulandı. Katliamlar Osmanlı padişahlarının fermanları ile alındığı için soykırımın adı da "ferman" olarak isimlendirildi. 1246'da Musul'da uğradıkları ilk katliamdan 3 Ağustos 2014 katliamına kadar geçen sürede "73 Ferman"a maruz kaldılar.

İSLAMCI ÖRGÜTLERİN HEP HEDEFİ OLDULAR

Binlerce Êzidînin katledilmesine ve yüz binlercesinin de göç etmesine yol açan son 3 Ağustos saldırısının hemen öncesinde de Êzidîler büyük bir saldırıyla karşı karşıya kaldılar. 14 Ağustos 2007 tarihinde Şengal'in Siba Şêx Xidir ve Til Izêr köylerine bomba yüklü 4 araçla düzenlenen saldırılarda 300'ü aşkın sivil katledildi. Saldırıyı El Kaide bağlantılı Ensar El Sune örgütü üstlendi. İslam çatısı altında irili ufaklı çok sayıda örgütün hedefi olan Êzidîler, 14 Ağustos saldırısı sonrasında da çok sayıda öldürülme ve kaçırılma olayıyla karşı karşıya kaldı.

HALK PEŞMERGE'YE İNANMIŞTI

Ortadoğu’da emperyalist devletler tarafından yeni bir süreç başlatılmıştı ve kartlar DAİŞ eliyle yeniden karılacaktı. Ortadoğu’daki yeni paylaşım için DAİŞ'in sahaya sürülmesinden çok kısa süre sonra DAİŞ hiçbir direniş olmadan Musul kentine girdi. Ardından 16 Haziran 2014’de Musul’a bağlı Telafer’i ele geçirdi. DAİŞ'in sonraki hedefi ise Şengal'di. DAİŞ saldırının günler öncesinde Êzidilerin yaşadığı köylerin etrafına konumlandı.

Şengal tamamen sarılmıştı, sadece açık kapı Tıl Koçer (Rabia) kalmıştı. Peşmerge ise bu konumlanmaya karşı güvenlik noktaları oluşturdu. Bu hazırlıklar Êzidîlere karşı yapılacak herhangi bir saldırıya karşı savunma yapılacağının işareti olarak anlaşıldı. Fakat DAİŞ saldırıları başladığında Kürdistan Demokrat Partisi'ne (KDP) bağlı peşmergeler halkı savunma görevlerini yerine getirmedi ve kaçtı, ya da kaçma talimatı aldı.

PEŞMERGE DİRENİŞİ KIRDI

Uzun zamandır beklenen saldırı 3 Ağustos gecesi saat 02.00'de başladı. DAİŞ, Şengal'e havanlarla saldırdı. İlk saldırı Girzer köyüne yapıldı. Daha sonra ise Siba Şex Xidir ve Şengal’in Güney köylerinden saldırı haberleri gelmeye başladı. İlk saatlerde halk kendi gücü ölçüsünde saldırılara cevap verdi. KDP peşmergeleri ise halkın aksine Şengal’i terk etti. Musul'dan elde ettikleri cephane ile yoğun bir saldırı başlatan DAİŞ, peşmergenin alanı terk eden tavrı karşında cesaretlenerek hızlı bir işgal hareketine yöneldi. Bu durumu gören halk da Şengal’den çıkmak zorunda kaldı. Güney'deki köylerde yaşayanlar ile Kuzey'deki köylülerin bir kısmı ağırlıklı olarak dağa kaçmaya çalışırken bir kısmı da Güney Kürdistan tarafına ya da Rojava tarafına sığındı.

HPG-YJA STAR GERİLLALARI DİRENİŞ HATTI KURDU

DAİŞ'in saldırılarına karşı PKK Şengal’i savunmak amacıyla 12 kişilik gerilla birliği gönderdi. Dağa sığınan Êzidîlerin ilk savunmasını 12 gerilla yaptı. Daha sonra PKK güçlerinden oluşan iki tabur, direnişin yardımına koştu ve DAİŞ'in Şengal Dağı'nın içlerine kadar girmesine engel oldu. Ardından gerillalar kuzeyden Rojava bölgesine uzanan güvenlik koridoru oluşturdu. Rojava’ya geçen Ezidilerin bir kısmı Newroz kampında kalırken büyük kısmı Güney Kürdistan’a oradan da Kuzey Kürdistan'a geçerek Şirnex (Şırnak), Mêrdîn (Mardin), Êlih (Batman), Amed (Diyarbakır), Siirt, Riha (Urfa) gibi illere yerleşti.

ŞENGAL ÖZGÜRLEŞTİRİLDİ

PKK'nin gönderdiği kuvvetlerle birlikte savunma hattı güçlendirildi ve 11 ay boyunca çok dar bir alanda direniş sürdü. Gerillalar tarafından Êzidî halkı ile birlikte YBŞ (Şengal Direniş Birlikleri), YJŞ (Şengal Kadın Birlikleri) güçleri oluşturuldu. Direniş ihtiyaçlarına bağlı olarak “Şengal'in Kurtuluşu İçin Êzidxan Komutanlığı" adı altında ortak komutanlık oluşturduklarını ilan etti. Daha sonra savunma pozisyonundan, alan hakimiyetini sağlamaya yönelik hamleler yapılmaya başlandı.

Ortak Komutanlık, 12 Kasım 2015'te "Şengal'i Özgürleştirme Operasyonu" başlattıkları açıkladı. Bununla birlikte Rojava tarafında YPG/YPJ güçleri, Şengal tarafında ise HPG ve YJA-Star gerillaları Şengal'i özgürleştirmek için savaşıyordu. Operasyonun ikinci gününde YBŞ-YJŞ güçleri ile HPG-YJA Star gerillaları, şehir merkezini DAİŞ'ten temizledi. Ortak güçler, daha sonra da Şengal'in güney köylerini özgürleştirdi.

SOYKIRIMIN BİLANÇOSU KORKUNÇ

DAİŞ'in Êzidî Kürtlere yönelik saldırısının bilançosu ise korkunçtu. DAİŞ saldırılarında bin 293 Êzidî öldürüldü, 360 bin üzerinde Êzidî ise göç etmek zorunda kaldı. Ayrıca DAİŞ saldırılarında 68 kutsal yer ve ibadethane tahrip edildi.

Katledilen insanların gömüldüğü 69 toplu mezar daha sonra bulundu. 6 bin 417 kişi kaçırıldı. Bunların 3 bin 584 kadın ve çocuklardı. 3 bine yakın kadının ise akıbeti ise hala bilinmiyor. Şengal’de bugün yaklaşık 150 bin Êzidî’nin yaşadığı belirtiliyor.

CEZA MAHKEMESİ İÇİN İLK ADIM ATILDI

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) 12 Ekim 2017 tarihinde Avrupa Konseyi’ne üye ülkelere, DAİŞ’in Irak ve Suriye’deki saldırılarını resmen “soykırım” olarak tanıma çağrısı yaptı. Çağrı oybirliğiyle kabul edildi. Hollanda’nın Lahey kentinde yapılan toplantıya Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden yetkililer, uluslararası politikacılar, hukukçular, DAİŞ’in katlettiği insanların yakınları, katliam tanıkları ve Iraklı yetkililer katıldı. Irak hükümeti ile Güney Kürdistan Federal Hükümeti, DAİŞ’in gerçekleştirdiği katliamlar konusunda uluslararası kamuoyu ile birlikte çalışmayı kabul etti. Toplantıda DAİŞ'lilerin yargılanması için uluslararası özel bir mahkeme kurulması yönünde ilk adım atıldı. Ancak Irak’ta idamın halen uygulanması, uluslararası bir mahkeme kurulması önünde belirleyici bir engel oluşturuyor.

DAİŞ'İ YARGILAMA MAHKEMESİ ROJAVA'DA KURULMALI

DAİŞ çetelerinin yargılanması, Kuzey ve Doğu Suriye özerk yönetimi ve halkların gündeminde. Bu amaçla 6-7-8 Temmuz günlerinde Amude kentinde “Uluslararası DAİŞ Forumu” yapıldı. DAİŞ’in tüm boyutlarıyla masaya yatırıldığı forumda, DAİŞ’e karşı bundan sonra yürütülecek mücadele ile yargılama süreci konuşuldu. Toplantının sonuç bildirgesinde, uluslararası mahkemenin, DAİŞ’in yenildiği yer olan Kuzey ve Doğu Suriye’de kurulması gerektiği konusunda karar çıktı. Bu kararın hayata geçmesi için de BM başta olmak üzere uluslararası güçler ve devletlerin üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiği belirtildi.

3 AĞUSTOS FEMİNİSİD'E KARŞI EYLEM GÜNÜ

Soykırım süresince ortaya çıkan trajedilerden birisi de Êzidi kadınların yaşadıkları. Binlerce Êzidi kadın köle pazarlarında satılmak ve sistematik şekilde tecavüze uğramak olmak üzere her türlü insanlık suçuna maruz kaldı. Soykırımın 5. yılı nedeniyle Almanya Êzidî Kadın Meclisleri Federasyonu 3 Ağustos’u "Feminisid’e karşı eylem günü” ilan etti. Feminisid sadece kadın oldukları için öldürülen kadınları anlatmak için kullanılan bir kavram. Feminisid’e karşı dünyadaki bütün kadınları meydanlara çağıran federasyon, 3 Ağustos’ta düzenleyecekleri değişik eylem ve etkinliklerle dünya kamuoyunu soykırıma dikkat çekmeye hazırlanıyor.