Spor yazarları: Hükümetin dili futbola da yansıyor

Amedspor takım kaptanı Mansur Çalar, Sakaryaspor maçı sonrası hedefe konuldu. Spor yazarları ise yaratılan ırkçı ortamın ve Amedspor’a yapılan saldırıların cezasız kalmasının her defasında yenilerine kapı açtığını ifade etti.

Amedspor'un, Sakaryaspor ile oynadığı maç sonrasında yaşanan olaylar üzerine Takım Kaptanı Mansur Çalar, kesici aletle diğer oyunculara saldırmakla suçlanıyor. Suçlamanın ardından Çalar hakkında savcılık soruşturması başlatıldı. 

Olayın üzerine Amed Sportif Faaliyetler Kulübü’nden bir açıklama yapıldı. Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Tv264’ün sosyal medyaya servis ettiği görüntülerde sporcumuz Mansur Çalar’ın elinde herhangi bir delici-kesici alet olmamasına rağmen sporcumuzun İstiklal Marşı okunurken sol elinin üzerine televizyonlarının logosu atılmak suretiyle işaretlenmiş ve elinde bir şey varmış izlenimini verilmiştir. Görüntüler dikkatlice izlendiğinde ise sporcumuzun elinde herhangi bir delici ve kesici aletin olmadığı görülecektir.”

Amedspor’un başına ilk kez böyle bir olay gelmiyor. Genellikle ırkçı saldırıların hedefi haline gelen takımın yaşadıklarını, futboldaki ırkçılığı ve son olayları spor yazarları Mehmet Özyazanlar ile Emre Caka’ya sorduk.

'HER DEPLASMANDA IRKÇILIKLA KARŞILAŞIYOR'

Mehmet Özyazanlar, Amedspor’un bir kez daha hedefte olduğunu belirterek, her şeyden önce Çalar’ın itham edildiği olayın aydınlığa kavuşturulmasının şart olduğunu söyledi:

“Buna karşılık olan bitene sorgulayıcı bir yaklaşımla ve daha derinden bakmak gerekiyor. Bir kulüp her gittiği deplasmanda ırkçı saldırılara maruz kalarak dışlanır, tacize uğrar, ötekileştirilirse ve üstüne bu ırkçı saldırılara göz yumulur, hatta bu saldırılar bizzat teşvik edilirse, futbol ortamı elbette nefretten, düşmanlıktan arınamaz. Irkçılığın her seferinde cezasız kalması yetmezmiş gibi bir de mağdur pozisyonda olmasına karşın Amedspor’un sürekli olarak cezalandırılmasından daha büyük bir provokasyon olabilir mi?” 

'ŞOVEN FUTBOL OLDUKÇA PROVOKASYON DEVAM EDER'

Özyazanlar, yaşanan bu son örneğin devlet, federasyon, medya iş birliğiyle yaratıldığını ve taraftar kitlelere de “vurucu güç” misyonu biçtiğini ifade ederek, “Şoven futbol ortamı varlığını korudukça, provokasyonların karşı provokasyon doğurması kaçınılmazdır ve oyun asla sağlıklı bir şekilde icra edilemez. Bu tür olaylar; kulüplerin, oyuncuların linç kampanyasının hedefi haline getirilmesiyle değil, mevcut şoven futbol ortamının enine boyuna sorgulanıp değiştirilmesiyle son bulabilir” dedi.

'SADECE SAKARYASPOR’A SÖZ HAKKI VERİLDİ'

Spor Yazarı Emre Caka ise bu yaşananları Türkiye’deki atmosferin sahaya yansıması olarak yorumladı. İktidarın seçim startıyla birlikte yaptığı açıklamaların her geçen gün kutuplaşan toplumu daha da keskin bir zemine getirdiğini ifade eden Caka, şunları söyledi: “Son olarak yapılan ‘Defolun gidin’ açıklaması bunun en net örneklerindendir. İki yılı aşkın süredir Amedspor’a uygulanan taraftar yasağı, TFF tarafından verilen cezalar, deplasmandaki ırkçı saldırılara karşılık hukuki hiçbir adımın atılması; rakip takım yöneticileri ve taraftarlarına verilen ‘Saldırı hakkı’na tekabül eder. Son yaşanan olayda da gördük ki birçok medya yalnızca Sakaryaspor yöneticileri ve oyuncularına söz hakkı verdi. Bu durum yalnızlaştırma ve ötekileştirme politikasına hizmet ediyor.”

'TOPLUMU BİÇİMLENDİRME MEKANİZMASINA DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR'

Futbolun egemen oyuna dönüştüğünü ve yalnızca Amedspor karşılaşmalarında değil, geçtiğimiz haftalarda Cizrespor’a uygulanan şiddetin ardından da ortaya çıktığını ifade eden Emre Caka, “Türkiye’de futbol, her geçen gün egemenlerin kullandığı, toplumu biçimlendirme mekanizması olarak görüldüğü bir alana dönüştü. Türkiye’deki iktidar anlayışı,  '90’lardan bu yana hiçbir gelişme göstermeden, var olan iktidara riayet etmeyen futbol takımına, basılı ve yazılı yayın organlarına, kültür merkezlerine, yaşam alanlarına kontrolsüzce saldırıyor” diye kaydetti.