Son Dakika: Stêrk TV ve Medya Haber TV'ye baskın: Polisler tüm binayı talan etti

'Sur ve Hasankeyf için 28 Nisan'da alanlara!'

 Çevre örgütleri, Sur ve Hasankeyf’i kurtarmak için 28 Nisan’da dünyanın birçok kentinde yapılacak eyleme katılım çağrısında bulundu.

Amed'in önemli tarihi mekânlarından biri olan Sur ilçesi ve Ilısu Barajı nedeniyle sular altında kalacak 12 bin yıllık geçmişi olan Batman’ın Hasankeyf ilçesi için Mezopotamya Ekoloji Hareketi, Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi ve Sur'un Yıkımına Hayır Platformu, Hasankeyf ve Sur Küresel Eylem Günü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, uluslararası çevre örgütlerini ve tüm gönüllülere her yerde harekete geçirme çağrısında bulunuldu. Çevre örgütleri, Sur ve Hasankeyf'in yıkılmasını DAİŞ’in Palmira'yı yıkması ile eş değer bulduklarını kaydetti.

'AKP TALAN EDİYOR'

Açıklamada, Mezopotamya'nın Dicle Nehri kenarındaki yerleşim yerlerinden olan Hasankeyf ve Sur'un AKP hükûmetinin sistematik talan politikasına maruz bırakıldığı vurgulanırken, şöyle denildi:

"Ülkenin hem yüksek bütçeli yatırım projelerin neden olduğu ekolojik-sosyal talanı konusunun, hem de 2015 yılından beri yürütülen savaş politikasının sembollerinden olmuştur. Hasankeyf 12 bin yıldır aralıksız olarak bir yaşam alanıdır ve henüz fazla etkilenmemiş olan Dicle Nehri ile eşsiz bir tarihe sahiptir ve birçok açıdan Efes, Truva ve Kapadokya’dan zengindir."

UNESCO’YA TEPKİ

Hasankeyf'in sular altında bırakacak Ilısu Barajı'na ve hidroelektrik santraline karşı UNESCO'nun harekete geçmediğine dikkat çekilen açıklamada, şunlar da ifade edildi:

"UNESCO'nun 10 kriterden 9'una sahiptir. Ilısu Barajı'nın Dünya çapında geliştirilen HES'lerden yalnızca biri olduğu belirtilen projenin aynı zamanda 80 bin insanın da yaşam alanlarının çalınacak. AKP Ilısu’yu ekonomik-politik hedeflerinin stratejik araçlarından biri olarak gördüğü için sürekli yapımını sürdürmüştür.

Proje günümüzde yoğun askeri destekle neredeyse yapım aşamasının sonuna gelmiştir ve milyonlarca insanı bir faciaya sürüklemektedir. Uluslararası şirketler de (özellikle Avusturya firması olan Andritz) HES projesi yapımına ve Hasankeyf’in 300’den fazla tarihi eserinin yok edilmesine ortak olmuştur.

'İNSANLIĞA KARŞI SUÇLAR İŞLENDİ'

Sur 7 bin yıldır kesintisiz olarak bir yaşam alanı olan, antik Amed’in (Diyarbakır) ilçesidir. Sur son derece politiktir ve 2007 yılından farklı yapılar tarafından daha fazla demokrasi ve kadının kurtuluşu için örgütlenmiştir. AKP 2015’de Kürt halkına karşı tek taraflı bir savaş açtığında Sur ve başka illere yoğun bir biçimde saldırmaya başladı ve insanlığa karşı askeri suçlar işledi. Sur’a karşı en büyük fiziksel zarar 2016’nın Mart ayında, silahlı çatışmalar sırasında verildi. O zamanda bu yana 25 bin ev yerle bir edildi. Aynı şey Cizre, Nusaybin ve Şırnak’ta yaklaşık 175 bin insanın başına geldi. Bu bölgelerde ve Sur’da yüzlerce sivil hedef alınarak katledildi. 90’lı yıllardaki iç savaş dönemini hatırlatan bu suçlar BM İnsan Hakları Komitesi’nin Şubat 2017 tarihli raporunda belgelendi!

'28 NİSAN'DA HAREKETE GEÇELİM, ALANLARA ÇIKALIM'

Hasankeyf ve Sur tahribatı Taliban’ın Afganistan’da Taliban’ın Buddha Tapınağı’na ve IŞİD’in Suriye’deki Palmira’ya uyguladığı saldırılara denk düşüyor. Bir devlet kültürel ve insani miraslarını bilinçli ve sistematik bir biçimde yok ediyorsa diğer devletler ve BM gibi uluslararası organizasyonlar sessiz kalmamalıdır. Bu destek özellikle AB’den beklenmektedir fakat AB insan haklarını savunmak yerine Türkiye ile mülteci anlaşmaları yapmayı tercih etmektedir. Bu durum insanlar ve kurumlar ahlaki bilinçle sokağa çıkmadan değişmeyecektir. Sizi Kürdistan’daki ve Türkiye’deki binlerce insan ile dayanışma göstergesi olarak Hasankeyf ve Sur için mücadele etmeye çağırıyoruz. Her iki bölgenin kurtuluşu hala mümkün ve bu kurtuluş olası kültürel, sosyal ve ekolojik saldırılar için bir umut ışığı olacak, barış perspektifini güçlendirecektir. AKP göründüğü kadar güçlü değildir. Yerellerinizde bir araya gelin ve 28 Nisan Cumartesi günü eyleme geçin, yaratıcı olun ve diğer çevreleri eylemlerinize katın. İktidarı, bankaları, BM ile uluslararası şirketler gibi uluslararası kuruluşları teşhir edin. Eylem günü öncesinde daha fazla bilgi ve araçlar paylaşılacaktır.”

Eyleme Avrupa'daki çeşitli çevre örgütleri destek verirken, eylem ve etkinlikler için hazırlıklar da başlandığı öğrenildi.