Temelli: Türkiye derin bir krizde

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Erdoğan'ın sabah akşam topluma düşmanlık yaptığına dikkat çekerek, Türkiye'nin derin bir krizde olduğunu belirtti. 

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin Amed Seçim Bildirgesi'nin açıklandığı toplantıda konuştu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendi mitinglerinde sinevizyondan HDP temsilcilerini izleterek nefret söylemleri kullanmasına değinen Temelli, "Sen videolarda bizi göstereceğine biraz da 2014'te kendi söylediklerini göster" dedi.   

'HALK CUMHURBAŞKANI ARIYOR AMA BULAMIYOR!'

Temelli'nin konuşmasından satır başları şöyle:

"Türkiye’nin içinde bulunduğu en önemli sorunlardan biri demokrasidir. Vesayet rejimini güçlendirerek ayakta duran hatta bu vesayet rejiminin en kristalize olmuş biçimi olan kayyımlarla yol almaya çalışan bir anlayışa karşı 'yerel demokrasi' diyoruz. Faşizme karşı demokrasi, özgürlük ve yerinden yönetim diyoruz. Sürekli olarak partimiz ve bizler hedef haline getiriliyoruz, bizzat Cumhurbaşkanı ve iktidar tarafından. 

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi uydurma bir sistemdir. Mevcut demokratik kurumlara bile tahammül edemez. Kuvvetler ayrılığını yok sayar, halkın iradesini yok sayar. Ortada ne kuvvetler ayrılığı, ne hukuk üstünlüğü kalmıştır. Demokratik siyaseti savunanlar cezaevindedir ve tehdit altındadır. Halkın bizzat katıldığı, temsiliyetini sağladığı yerel yönetimler kayyım eliyle yok sayılmıştır. İktidarda kalabilmek için, üç beş belediyeyle iktidarlarının meşruiyetlerini sağladıklarını göstermek için.

Türkiye halkları bir Cumhurbaşkanı arıyor ama göremiyorlar. Çünkü bu ülkenin Cumhurbaşkanı sabah gözünü açıyor, nefret söylemiyle akşam yatıyor nefret söylemiyle.

'2014'TE NE DEDİYSEK AYNISINI SÖYLÜYORUZ, YA SİZ?'

Hatta bu ülkede yaşayan 20 milyon Kürde ‘defolun gidin’ diyor. Terörist diyor. Her türlü suçlamayı yapıyor, sonra da ben ‘böyle bir şey demedim’ diyor. Sen videolarda bizi göstereceğine biraz da kendi söylediklerini göster. Neyi mi göster? Örneğin, 2014 yılını göster. 2014 yılında yerel seçimlere giderken, Newroz’u kutlamaya giderken, bu ülke nasıl bir siyasi bir iklim içerisindeydi ki o gün ne diyordu onu göster. Çıkar o bantları! Hepsi arşivlerde, hepsi hafızalarda. Biz 2014 ne dediysek şimdi de aynısını söylüyoruz, siz?

'DAHA FAZLA BELEDİYEYİ KAZANACAĞIZ'

Yerellerde iktidara geleceğiz. 2014’te, 102 belediye kazanmıştık, bugün çok daha fazla belediyeyi kazanacağız. Yerellerde iktidara gelerek, yerel demokrasiyi güçlendirerek Türkiye’nin önünü açacağız. 

Türkiye halklarını, Türkiye toplumunu seçeneksiz bırakmadık. Onlara demokrasi seçeneğini sunduk. Türkiye halklarını seçeneksiz bırakanlar, sandıktan soğutanlar sandıkları kaçıranlar, seçmenlerin kaydını silenlere karşı Türkiye halklarına demokrasi seçeneği yarattık. 

'TÜRKİYE DERİN BİR KRİZDE'

Yerel demokrasi mücadelemiz üç temel ayakta şekillenecektir. Bugün Türkiye bu üç ayakta da derin kriz içerisindedir. Tüm bu krizleri aşmanın yolu yerellerden başlar. Her şeyden önce Türkiye siyaseti derin bir kriz içerisindedir. Türkiye siyaseti tekleştikçe, insanları siyasetten uzaklaştırdıkça, siyaset giderek ciddi bir kriz sarmalına sürüklenmektedir. Bu krizi aşmanın yolu, yerel demokrasidir. Halkın bizzat yönetime katılmasıdır. ‘Üreten biziz, yöneten de biziz’ diyerek herkesi siyasete, bir arada mücadeleye, kentini yönetmeye davet ediyoruz. Siyaseti toplumsallaştırıyoruz. Kürt siyasetinin mücadelesi Türkiye halklarına öncülük yapıyor.

Hiçbir vaatleri kalmadı. Ne bu tür vizyonları ne de bu tür sözleri var. Varsa yoksa düşmanlık! Tam da bu düşmanlığın karşısına projelerimizle, irademizle, anlattıklarımızla bu düşmanlığın karşısına çıkıyoruz. 

Hakça paylaşıma olanak sağlayan yerel yönetim anlayışımızı var edeceğiz. İktidara geldiğimiz yerlerde yapacağımız bu projelerle tüm Türkiye’ye örnek olacağız, iddiamız ve inancımız büyüktür, mücadelemiz büyüktür."