Tutsak ailelerinden Manap'ın tekrar tutuklanmasına tepki

Tutsak aileleri, 30 yıllık tutsak Şadiye Manap’ın tahliye kararına rağmen yeniden tutuklanmasına tepki gösterdi, "Kürt olduğumuz için bunlar yapılıyor" dedi.

Hasta ve infazları yakılan tutsakların serbest bırakılması için aileler tarafından başlatılan Adalet Nöbeti, 385’inci gününde devam etti. Tutsak yakınlarının Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi önünde yaptıkları eyleme Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAY-DER) katıldı.

'KÜRT OLDUĞUMUZ İÇİN BUNLAR YAPILIYOR'

Hasta tutsak Civan Boltan'ın annesi Nazime Boltan, adalet taleplerinin devam edeceğini ve hasta tutsakların özgür bırakılması gerektiğini söyledi. Hasta tutsakların durumlarının kötü olmasına rağmen cezaevlerinde durumun değişmediğini vurgulayan Boltan, "Meclis bugüne kadar hasta tutukluların durumunu dile getirmedi. Çocuklarımız için bir gelişme henüz yapılmadı. Çocuklarımızın tedavi edilmesini istedik. Madem tedavileri yapılmıyor, serbest bıraksınlar, biz tedavilerini yaparız. Çocuklarımızın infazlarının yakılmaması gerektiğini istedik. Hak, hukuk ve adalet nerede? Çocuklarımız niye hak, hukuk ve adaletten mahrum bırakılıyor? Biz çocuklarımızın ve hasta tutuklularımızın serbest bırakılması için her zaman adalet talebinde bulunacağız. Çocuklarımız, toprakları için şu an cezaevinde bunu herkes biliyor. Yüz yaşından büyük yaşlılar var cezaevinde, onlar yüz yaşında cezaevinde yapacaklar mı, gidip görsünler. Hasta tutukluların derhal serbest bırakılması lazım" diye konuştu.

Hasta tutsak ailesi olduğunu ve yaklaşık 5 yıldır oğlu Civan Boltan'ı görmediğini dile getiren Anne Boltan, "Çocuklarımızı bizden uzak yerlere götürüyorlar. Oğlumu gidip görme imkânım yok. Çocuklarımızı yakın yerlere getirsinler, gidip görebilelim. 30 yıllık tutuklu Şadiye Manap serbest bırakıldıktan sonra tekrar gözaltına alınıp tutuklandı. Bu ülkenin ayıbı. Hak, hukuk ve adalet bu mu? Çocuklarımız bunu mu hak ediyor? Biz Kürt olduğumuz için bunlar yapılıyor" dedi.

Eylem, "Bijî berxwedana zindanan" ve "Hak, hukuk ve adalet" sloganlarıyla son buldu.