‘Xerîb bir destan, bir romandı’

Silahı, kamerası ve kalemiyle Rojava Devrimi’nin nasıl kahramanlıklarla geliştirdiğini dünyaya duyuran gazeteci Xerîb Welat’ı çalışma ve mücadele arkadaşları anlattı.

1992 yılında Efrin’in Şera ilçesine bağlı Sinkayê köyünde dünya gelen Xerib Welat yurtsever bir aile ortamında büyür. İlk ve orta öğretimini Efrin’de tamamlayan Xerib Welat Halep’te Ziraat Fakültesi’nde yüksek öğrenim görür. 2012 yılında Rojava Devrimi’nin başlamasıyla birlikte YPG saflarına koşan Xerib Welat, 2013 yılında YPG Basın Merkezi’nin kuruluş çalışmalarında öncü düzeyde yer alır. 2014 yılından şehadetine kadar devrim şehitlerinin tanınması için yönetmen ve yapımcı olarak “Cangoriyên Azadiyê” isimli televizyon programını hazırlar.

Gözleri ve tüm ruhuyla gülen YPG Basın Merkezi üyesi Xerib Welat kendisini gören ve bir süre de olsa tanıma fırsatı bulan herkeste bir etki yaratır.

22 Nisan Kürt Gazeteciler gününde Derik’teki Şehit Xebat Şehitliği’nde son yolculuğuna uğurlanan Xerib Welat’ı YPG basın çalışmalarını birlikte yürüttüğü ve eğittiği arkadaşları “Xerib yoldaş öncü bir arkadaş ve bir destandı. Ona layık olacağız” dedi.

‘YPG BASIN MERKEZİNİN KURULUŞUNDA EMEĞİ BÜYÜK’

Mervan Rojava: Heval Xerib’le 2012 yılında tanıştık. Bazı savaş cephelerinde karşılaşıyorduk. Fakat çok yakından da tanışmıyorduk. O zaman ikimizde savaşçıydık. YPG Basın Merkezi’nin kurulmasında Heval Xerib’de görevlendirildi. Gerçekten de bu görevi yerine getirmek için çok büyük çabası oldu. Bu çalışmaya uygun arkadaşlar bulabilmek için tüm cepheleri dolaştı. Çok sınırlı imkanlarla YPG basın merkezini oluşturdular. Bende YPG’ye katılmadan önce basın işleri yapmıştım. Bundan dolayı benimde çalışmaya katılmamı istedi, kabul ettim. Çünkü bu işi yapacak yürütecek gücü arkadaşta gördüm. İşine çok ciddi yaklaşıyordu.

Arkadaşların toplanması ve eğitilmesi çalışmalarını da birebir hep takip etti. Onlarca arkadaş basın çalışması için toplandı. O zaman işte Şehit Mazlum Bagok, şehit Arin Cudi, Keder Revan Zagros arkadaşlar hepsi gelmişti. Bir ekip olduk. YPG Basın Merkezi Kuruldu. Savaş artık her yerdeydi. YPG’nin hamleleri başlamıştı. Biz de ekip olarak tüm cephelere, mevzilere gidiyorduk. O dönem Til Koçer, Serêkaniyê, Mabruka, Ceza’dan Şengal’e kadar birlikte çalışma yürüttük.

Xerib gerçekten öncü bir yoldaş ve komutandı. O dönem yeni olduğu için basın çalışmalarının çok önemsememesine rağmen, o çalışmaya çok ciddi yaklaşıyordu. “Basın üzerinden gelişen savaş çok önemli. Savaşanları, şehitlerimizi anlatmak onları dünyaya tanıtmak önemli” diyordu. Bizi de bu temelde eğitti. Birlikte birçok cephe ve savaşta yer aldık.

‘KLEŞİ, KAMERASI VE KALEMİ HEP YANINDAYDI’

Hem savaşçı hem gazeteciydi. Kleşi, kamerası, kalemi hep yanındaydı. Ceza savaşında çok büyük rol oynadı. Şunu söyleyebilirim ki YPG Basın Merkezi’nin yaptığı işlerle duyulduğu bir süreç oldu. Oradan binlerce görüntü çıkardık. Diyebilirim ki o zaman YPG basın bir düzeyde profesyonelleşti. Bunda Heval Xerib’in büyük emeği oldu.

Kendisi de hep savaşın içerisindeydi. Hiçbir zaman savaşa sadece bir gazeteci yaklaşmadı. Yani işte “Bugün gidip bir haber yapayım sonra arkadaşların içerisinden çıkayım” gibi bir yaklaşımı olmadı. Cephede çekimlerini ve alacaklarını alır, gidip bir yerde çalışmalarını düzenleyip habere ya da programa dönüştürürdü. Onları gönderdikten sonra hemen yine cepheye arkadaşların içine dönerdi. Mevziiye girer savaşır, nöbet tutar, arkadaşlara yemek yapardı. Hiçbir şey yapamadığı zaman bile arkadaşlara moral verirdi.

Mazlum Bagok arkadaşın şehadetinden hepimiz etkilendik ama en çok Heval Xerib etkilendi. O’nun ardından bağlılık ve mücadele sözünü yine basın çalışmalarını güçlendirme sözünü yenilediği ve güçlendirdiği bakışlarından, duruşundan her şeyinden belliydi. Heval Mazlum’un şehadeti ardından hem kendisi eskisinden daha büyük düşünmeye ve adım atmaya başladı. Hem de hepimizde bu ruhu yarattı.

‘XERİB BİR DESTAN, BİR ROMANDI’

Xerib arkadaşla 4-5 yıldır birlikte çalıştık. Bize karşı güleryüzlülüğü, moralimizi yükseltmesi, bizim gelişimimiz için kendisini yormasıyla ve verdiği emekle örnekti. Her bir anını mücadeleye, çalışmaya ve yoldaşlarına ayırıyordu. Bir dakikasını boş geçirmezdi. Bize devrimimizi kavratmanın da büyük mücadelesini verdi. 24 saati bizi ideolojik, haber, çalışma noktasında eğitirdi. Özellikle yaralı arkadaşlarla çok fazla ilgilenirdi.

Gerçekten Heval Xerib bir destan, bir romandı. Ne kadar bahsedersek de hakkını veremeyiz. Til Koçer cephesinden Ceza, Serêkaniyê, yine Kobanê, Minbic her yerde yer aldı. Minbic Hamlesinde dokça mermisiyle ayağından yaralanmıştı. Fakat yaralanmasını kendisine hiçbir zaman engel yapmadı. Biz ona takılırdık, “Artık sakatlandın, yapamazsın” derdik. O da “Her iki ayağımda gitse ben bu çalışmayı başaracağım” diye yanıtlardı. Gerçekten de başardı. İyileşir iyileşmez hemen gitti Fırat’ın Gazabı Hamlesi’ne katıldı. Savaşın en yoğunlaştığı yerlerde yer aldı, bir adım geri atmadı. Çok önemli çekimler yaptı ve savaşçıların kahramanlığını dünyaya duyurdu. Son anına kadar çalıştı ve kahramanca şehadete ulaştı. Ona layık olup, yolunu izleyeceğiz.

‘ÖRNEK BİR DEVRİMCİ VE YOLDAŞTI’

Bager Mordem: Heval Xerib devrimcilikte örnek bir arkadaştı. Bir ara “yoldaşlık” üzerine çok düşündüm. İnsan heval Xerib’le yaşadığında aslında onda yoldaşlığın tanımını buluyordu. Sevgi doluydu ve bu sevgiyi her insanın kalbine akıtabiliyordu. Heval Xerib’in en büyük amacı bu devrimde şehit arkadaşlarına ve Önderliğe layık olabilmekti. Bunun için her zaman çaba gösterdi. Cangoriyen Azadi’nin ilk yapımcısıydı ve hep bu işini sürdürdü. Arkadaşın en büyük isteği şehitlerimizi hep yaşatmaktı.

YPG basının kurucularındandı. Ben 2015 yılında basın çalışmalarına geçtim. Hep bizi geliştirmeye çalışıyordu. Çok fedakârdı ve arkadaşları için her şeyi yapardı. Bir gün yine hamledeydik ve havalar çok soğuktu. Kaldığımız yerde sobada yoktu. Heval Xerib o zaman yanımızda değil merkezdeydi. Sonra baktım birden yanında bir sobayla geldi. “Hayırdır, sobayı niye getirdin?” dedim. Beni, “Arkadaşların üşüdüğünü, burada battaniye sayısının az olduğunu ve sobanızın olmadığını duydum. O yüzden size soba getirdim” diye yanıtladı.

Yine hep özeleştirel bir yaklaşımı vardı. Hep “Yaşamı ve çalışmaları nasıl güzelleştiririm” diye düşünüyordu. En son Rakka hamlesine gitti. Biz merkezde kaldık. Bizim Onu arayıp sormamız gerekirken o hep bizi arayıp, “Durumunuz nasıl, işiniz nasıl gidiyor, herhangi bir sorun var mı diye sorardı. Bundan sonra da ondan öğrendiklerimizle onun mücadelesini yaşatacağız” derdi.

‘YAPTIĞI HER İŞİ HİSSEDEREK YAPARDI’

Haki Bagok: Ben de heval Xerîb’i 2015 yılında YPG Basın Merkezi’ne geçtiğimde tanıdım. İlk etapta çok ciddi zorlandım. Bu zorlanmalardan dolayı kendimi hep uzak tutardım. Ama hep heval Xerîb’i yanımda bulurdum. Moralimin bozulduğunu, zorlandığımı ilk fark eden arkadaş olurdu. Ve her zaman moral ve kendime güven kazandırmaya çalışırdı. Ben 2 yıldır basın çalışmalarındayım. Gerçekten de ilk etapta heval Xerib yanımızda olmasaydı belki bir ay bile bu çalışmaları yürütemezdim. Heval Xerib her zaman arkadaşlarına destek vermeye hazırdı.

Heval Xerib, Cangoriya Azadî programının ilk bir yılını doldurduğunda gelip bize “Tam 52 annem oldu” demişti. Gerçekten her bölümü yaparken gider o şehidin ailesinde 2-3 gün kalır, onları tanır, şehide ilişkin tüm bilgileri alırdı. Böyle bir yılda tam 52 ailede kalmış ve 52 şehidimizi dünyaya anlatmıştı. Basın çalışmalarına asla tekniki ve şekilsel yaklaşmıyordu. Yaptığı her işi hissederek yapıyordu.

Minbic Hamlesinde arabaları çeteler tarafından taranmış ve ayağından yaralanmıştı. Bir süre hastane de kaldı. Doktor basın merkezine gelmesine izin verdiğinde yine geldi çalıştı. Belki habere, çekime gidemiyordu. Ama merkezde yapılabilecek montaj, yazı gibi tüm işleri yapıyordu. Hatta merkezin önünde yaralı olmasına rağmen bahçe ekiyordu ve bunun görüntüleri var. Onu çok çok özleyeceğiz ama sözümüzü onun şehadetiyle daha da güçlendirdik.

‘GÜZELLİKLERİ KENDİSİNDEN ÖNCE ARKADAŞLARI İÇİN İSTERDİ’

Welat Dara: Heval Xerib’in yaşamı hep bir mücadeleydi. Yaşam tarzıda çok istikrarlıydı. Çok mütevazi ve emekçi bir arkadaştı. Her zaman arkadaşlarına bir şeyler öğretmek ve onlardan öğrenmek çaba gösterirdi. Güzellikleri her zaman kendisinden önce arkadaşları için isterdi. Her zaman kendi iç mücadelesini yürütüyordu. Kendini geliştirme ve oluşturma noktasında çok çabacıydı. Bir de aynı çabayı çevresi içinde veriyordu. Kendisine şehitlerin izinde yürüme, onları doğru temsil etme, tanıtma sözü vermişti. Bunu da yaşamıyla, yaptığı işlerle yansıtırdı.

Ben YPG Basın Merkezine ilk girdiğimde sinema çalışmalarında yer almayı hedefledim. İlk ona danıştım, beni destekledi. Bana, “İyi bir seçim fakat çok yoğunlaşman ve sabırlı olman lazım ki bu işi yapabilesin” dedi. Üzerinden zaman geçti. Bir gün cepheye arabayla gidiyorduk. Bana, “Sen hala sinema işini yapmayı düşünüyor musun” diye sordu. Ben de onaylayınca, “Eğer Şehit Halil’in izinden gitmek istiyorsan ısrarlı olmalısın. Cephede de farklı yerlerde yaptığın işleri kendine bir zemin yapıp sürekli geliştirmelisin” diye konuştu. Böyle birkaç cümleyle sende bir moral ve motivasyon yaratmayı biliyordu. Artık Onun bize verdiği gücü bizde onun gibi daha fazla çevremize yayacağız.