'Arkadaşlığı ve öncülüğünde bir örnekti'

Amed’in Sur ilçesinde 28 Kasım 2015’ten başlayan ve 15 Mart 2016’ya devam eden Sur direnişinin komutanı ve Kürt halkının tarihinin altın sayfalarına “Sonuç ne olursa olsun, muhteşem olacaktır” sözlerini yazan Çiyager Sur’u yoldaşları anlattı.

Çiyager Sur ile Amed’in Şehit Kendal alanında tanıştıklarını söyleyen Amed ve Dirok, “Çok neşeli bir arkadaştı. Ne zaman yanımıza gelseydi büyük moral alıyorduk Heval Çiyager'den. Öyle bir yoldaştı ki her zaman bütün enerjisini dışarıya veren bir yapıya sahipti” diye konuştu.

Sur direnişinde yer alan Haki Amed ile Hogir Dirok, tanışmalarını, kişiliğini ANF’ye anlattı.

Çiyager Sur ile nasıl tanıştınız?

Hogir Dirok: 2014 yılında eğitimden sonra Çiyager arkadaşın yanına görevlendirildik. Beraber kaldığı arkadaşlar onun yönetim tarzından, savaş taktiklerinden çok bahsediyordu ve özellikle şehir savaşındaki koordine tarzından dolayı onunla savaşa giden arkadaşlar büyük bir coşku ve moralle gidiyordu. Sonra Şehit Rojhat alanına noktaya vardığımızda ben orada Sur’a gitmek istediğimi söyledim ve toplantıdan sonra Sur’a geçtim. Çok kısa bir süre sonra Heval Çiyager de geldi. Sur’a geldiğinde gerçekten arkadaşları konumlandırma tarzı iyiydi. Heval Çiyager Sur’a geldikten sonra elimize geçirmediğimiz alanları da kontrol altına aldık, alanımızı daha da genişlettik.

Çiyager yoldaş arkadaşlığı ile de öncülüğü ile de bir örnekti. Öngörülüydü ve her ihtimale karşı düşündüğü bir taktik ve tarz vardı. Her zaman gençlerin etrafında bir nöbetçi gibi duran, savaşarak moral veren bir yapıya sahipti.

Kendisi de savaşın en fazla kızıştığı mevzilerde her zaman olurdu. Örneğin yoğun saldırı altında kalan yerlerde arkadaşları geri çeker daha sonra bir iki arkadaşı alarak, gidip orayı tekrar özgürleştirir ve kontrolümüzdeki alanı daha da genişleten bir savaş taktiği yürütürdü. Heval Çiyager’in olduğu mevzi ve cephelerde düşman bir adım ilerleyemez, aksine geri cephelere kaçardı. Sözü ve eylemi bir olan bir arkadaştı, söylediğini yapan bir kişilikti bu yüzden çok seviliyordu, yoldaşlarına karşı hiçbir zaman bir olumsuzluğu yoktu bu nedenle arkadaşlar genelde ondan çekinirdi.

SONU MUHTEŞEM OLACAK…

Heval Çiyager geleceği düşünerek, çözen ve yerine getiren bir kişiliğe sahipti. Gerçekten şimdi baktığımızda çıkan sonuçlar tersine olmalıydı. Bizim tarafımızdan da halk tarafından da tersine olmalıydı. Çünkü Amed'in hepimiz için ayrı bir anlamı var. Amed Kürdistan'ın başkenti, PKK’nin kuruluş yer, zindan direnişinin kalesidir. Yoldaşların üzerine düşen özellikle Heval Çiyager üstüne düşen görevleri sonuna kadar yerine getirildi. Sonlara doğru ulaştığımızda, hiçbir şeyimiz kalmamasına rağmen ve birçok yaralı arkadaşımız olmasına rağmen Heval Çiyager hep “Sonu muhteşem olacak” söyleminden vazgeçmiyordu ve her şartta dile getiriyordu.

Tabi bunun sonucunda da düşman 6 ay boyunca Sur’a giremedi. Sur dışında da savaş gelişti. Cizre, Gever, İdil, Nusaybin, Şırnak’ta da gelişti. Ancak Çiyager yoldaş sözünü dile getirerek düşmanı Sur’da kırıma uğrattı. Sur direnişi karşısında düşmanın askerlerinin nasıl da bir grup cesaretli ve yürekli gence karşı kırılıp psikolojik bozukluk yaşayarak sokaklara düştü. Bu Nusaybin'de de düşmana yapıldı. Düşman ilk Sur’a girdiğinde Sur'u birkaç gün içerisinde bitireceğini umuyordu. Ancak burada kırıldıktan sonra yönünü Nusaybin'e vererek orada da aynı şeyi yaşadı. Heval Çiyager de bunların hepsini ön görüyordu, düşmanın görüyordu. Bunun için her zaman "Sonu muhteşem olacak" diyordu. Düşmanın bu kırılışı uyguladığı vahşetten belli oluyordu. Her yerden ve her taraftan bize saldırıyordu. Bugün yaşananlar da Türk devletinin 2014'te devreye koyduğu Kürt soykırım konseptidir. Öz yönetim direnişçileri karşısında Türk ordusu kırıldı. Kırılmasını gizlemek için de ve yine kendisine moral toplamak için Rojava'daki halk kazanımlarımıza saldırıyor.

Halkımız hiçbir zaman unutmamalı ki bu devlet 5-6 ay boyunca sadece 10 gencimize karşı savaştı. Ancak her yeri yakıp yıktıktan sonra şehirlerimize girebildi.

Haki Amed, siz de onunla birlikte Sur direnişinde yer aldınız? O günleri anlatabilir misiniz?

Haki Amed: Heval Çiyager'i Sur'da direniş esnasında tanıdım. Sur'a yeni geldiğinde arkadaşlara sürekli alanlarımızı genişlememiz gerektiğini söylüyordu. Heval Çiyager, ilk geldiğinde sanki bu iş için hazırlanmıştı. Geldiğinde sadece 15 gün bize yetecek kader cephanemiz vardı, ama pratiği ve taktiği, duruşu ile bunun silahlı bir mücadelenin yanı sıra irade savaşı olduğunu gösterdi.

Benim en çok etkilendiğim özelliği ise insanları kazanma için yürüttüğü çabaydı. Sonuna kadar insanı kazanmak için büyük bir çaba gösteriyordu. Önderliğin, “Eğer bir insan sonuna kadar bataklıktaysa ve sadece bir tek saç teli kalmışsa oradan tutup kurtarmak lazım” söylemini pratiğinde yerine getiriyordu. Yaralı arkadaşlara çok moral veriyordu yine, savaş taktikleri de çoktu.

Uzman bir sabotajcı ve savaş taktiğinde derinleşmiş bir komutandı. Moral, motivasyon verme konusunda da bir öncüydü. Savaşın en kızgın olduğu bütün mevzilerde o da hazırdı. Günlük olarak bütün mevzileri geziyordu. Özel kuvvetlerden bir arkadaştı ve her zaman bu kimliğine de sahip çıkıyordu. “Tek bir ev kalana kadar direneceğiz” diyordu ve gerçekten de öyle oldu. Son ev kalıncaya kadar direndik. En son 37 arkadaş kaldık ve bodrumlara girdik. Hiçbir savaş imkanımız kalmamıştı. Heval Çiyager “Bize geri çekilmek yoktur” diyordu. Gerçekten de öyle yaptık. Hem konuşmaları hem de pratiği bizim için bir tarihti.

Dolaştığı her mevzide neşe kaynağı oluyordu, moral veriyordu. Bir kez 4 ayaklı caminin yanında görüştük. Arkadaşları hiçbir zaman incitmez, kırmazdı. “Militan anlayıp da yerine getirendir” düşüncesini hayata geçiriyordu, ne anlamışsa onu yerine getiren bir arkadaştı. Her öğrendiğini de yoldaşlarına öğretmeye çalışırdı.