19 partiden rejime cevap: Halkların iradesine saygı gösterin

Kuzey ve Doğu Suriye’nin 19 siyasi partisi, halklara yönelik tehdit açıklamalarında bulunan Suriye rejimi yöneticilerine, “Suriye’nin birliğini parçalayan akıl ve zihniyete bırakın, halkların demokratik iradesine saygı gösterin” çağrısı yaptı.

Kürdistan Yeşiller Partisi, Suriye Kürtleri Demokratik Dayanışma Partisi, Suriye Kürtleri Demokratik Partisi (El-Parti), Kürdistan Liberaller Birliği, Suriye Kürdistan Ulusal Topluluk Partisi, Suriye-Kürdistan Demokrat Partisi, Kürdistan Komünist Partisi, Kürdistan Kardeşlik Partisi, Demokratik Birlik Partisi (PYD), Suriye-Kurdî Demokratik Partisi, Kürt Demokratik Birlik Partisi (Yekîtî), Demokratik Sol Partisi, Suriye Kürtleri Demokratik Sol Partisi, Suriye Yapılandırma Hareketi, Tevgera Nûjen a Kurdistanî, Partiya Şepêla Pêşerojê ya Kurdî li Sûriyê, Demokratik Barış Partisi, Emekçiler Birliği, Partiya Roj a Kurdistanî tarafından yapılan ortak açıklamayla Suriye rejimi yetkililerinde yapılan halklara yönelik tehdit açıklamalarına yanıt verdi.

Açıklama şöyle:

“DAİŞ’in yenilgisi ve Newroz’un bayramının arifesinde bulunduğumuz bugünlerde DAİŞ’in yenilgisinde öncü rol oynayan Kürt, Arap, Süryani, Asuri, Türkmen, Ermeni, Çerkez ve Çeçen halklarımızı, YPG-YPJ ve QSD güçlerimizi kutluyoruz.

Böylesi önemli ve kutsal günlerde çözüm ve halkların kardeşliğinin gelişmesini tartışmamız gerekirken maalesef halkların kardeşliğini bozmayı ve çözümsüzlüğü esas alan açıklamalara şahit oluyoruz. Bundan iki gün önce Suriye ordusunun bir komutanının açıklamaları dikkat çekmektedir. Suriye ordusu komutanı açıklamasında Kuzey ve Doğu Suriye’yi ya askeri yollarla ya da başka türlü kontrol altına alacaklarını açıklamıştır. Bu açıklamanın provokatif olduğunu belirtiyor ve şiddetle kınıyoruz.

Başta Suriye rejimi olmak üzere tüm alakadar güçler ve dünya kamuoyu bilmelidir ki, DAİŞ ve benzeri gruplara karşı verilen mücadelede Kuzey ve Doğu Suriye’yi oluşturan Arap halkı 2 binden fazla; Süryani, Türkmen ve enternasyonalistler yüzlerce, Kürt halkı da 8 binden fazla şehit vermiştir. Yani Kuzey ve Doğu Suriye’nin kurtuluşu için 10 binden fazla şehit verilmiş ve Suriye’nin en güvenli bölgesi haline getirilmiştir. Tüm halklar bir arada barış ve kardeşlik içinde yaşamaktadır.

Şehitler veren Kürt, Arap, Süryani, Asuri, Ermeni, Türkmen, Çerkez ve Çeçen halkları en başından beri bu topraklarda var olmuştur. Bizler yabancı değiliz, başka bir yerden gelmedik ve her daim topraklarımızda yaşadık. Ödediğimiz bedellerle Kuzey ve Doğu Suriye’de demokratik ulus paradigması ve halkların kardeşliği temelinde Demokratik Özerkliği oluşturduk. Bu ağır bedeller DAİŞ, El Nusra ve işgalci Türk devletine karşı verilen mücadelede verilmiştir ve Suriye’nin bütünlüğünü parçalamak için değildir. Tersine Suriye’nin birliğini korumak adına halkların birliği inşa etmek içindir.

Suriye rejimi ve komutanlarının bu durumun bilincinde olmaması mümkün değildir. Kuzey ve Doğu Suriye, demokratik bir Suriye için insanlık düşmanı çetelerden kurtarılmıştır. Eğer kurtarılması gereken bölgeler varsa da bunlar Türkiye devletinin işgali altında olan bölgelerdir. İdlib, Bab, Ezaz, Cerablus ve Efrîn bugün Türkiye devleti ve ona bağlı çetelerin işgali altındadır. Bu sebeple, Suriye rejimi ve komutanları bu tehditlerini bize yönlendirmek yerine onur ve yurtseverlik gereği, bu bölgelerin kurtarılması için işgalci Türkiye devletine karşı tavır göstermelidir.

Suriye rejimi ve komutanların Kuzey ve Doğu Suriye halkları olan Kürt, Arap, Süryani, Türkmen, Çeçen düşmanlığı, Suriye rejimine bir şey kazandırmamıştır. Bu tehdit dili Suriye birliğine ve barışına hizmet etmediği açık. Tehlikeli açıklamalar yerine, müzakerelerin ve siyasi dilin ön plana alan bir yaklaşım olmalı. Eğer diyalog dili olmasa ve bundan ısrar edilmese, bu en fazla Suriye rejimine kaybettirecektir. Suriye rejimi gerçekten Suriye’nin birliğinden yana ise, başta Türk işgaline karşı savaşmalıdır. Suriye rejimi hem Türk işgaline boyun eğiyor hem de halkımıza karşı tehditler savuruyor, bu kabul edilemez. Kuşkusuz halkımız bu tehdit diline karşı şimdiye kadar olduğu gibi özgürlük, kardeşlik için nasıl bedeller vermişse, bundan sonra da vermeye hazırdır.

Şu net bir biçimde anlaşılmalıdır ki, Suriye rejimi komutanın tehditleri başta Kürt ve Arap birliğine karşıtlıktır. Bu zihniyet Suriye’nin parçalanmasına hizmet ediyor. Görünür ki Suriye rejimi bu türden açıklamalarla Suriye’yi parçalamak istiyor. İlginçtir Türk devleti de aynı zihniyetle hareket ediyor. Fakat bu zihniyet hiçbir zaman başarı kazanamayacaktır. Suriye rejimi ve komutanı Suriye’nin parçalanmasını istiyor. Ama biz Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ise, Suriye’nin birliğinden yana, demokratik, birleşik ve merkezi olamayan demokratik bir Suriye savunuyoruz.

Suriye rejimi ve yetkililerinden talebimiz, Suriye’yi parçalayan, dışlayıcı, istikrarsızlık yaratan yaklaşımı bırakmasıdır. Demokratik iradeyi saygı göstermeli, demokratik bir çözüme açık olmasıdır. Demokratik Özerklik ve Demokratik Suriye çözümünü hedefleyen Kuzey ve Doğu Suriye halkları her çözüme ve müzakerelere hazırdır. Unutulması gereken temel nokta biz topraklarımızı karış karış insanlık düşmanı DAİŞ çetelerinden ağır bedellerle özgürleştirdik. Ve halkların kardeşliği ve özgür iradesiyle her şart altında meşru savunma hakkını kullanacaktır.