Çete üyesi: QSD savaşçılarını zehirlemek için görevlendirildim

Türk istihbaratının ailesini öldürmekle tehdit ederek, QSD savaşçılarının yemeklerine zehir atması için görevlendirdiği İsa Ebdulfetah Hemûd, Türk devleti ile çetelerin ilişkilerine ilişkin önemli bilgiler verdi.

Kuzey-Doğu Suriye'ye yönelik saldırılarına farklı yöntemlerle devam eden Türk devleti, Demokratik Suriye Güçleri'nin (QSD) DAİŞ'in varlığına son vermesinin ardından uyuyan hücre saldırılarına ağırlık verdi.

QSD ile Halk Savunma Birlikleri (YPG) Fırat bölgesinde son günlerde düzenlediği özel operasyonlarla Türk istihbaratı ve DAİŞ'e bağlı çok sayıda kişiyi silah ve patlayıcılarıyla birlikte yakaladı. Yakalanan çete üyeleri Türk istihbaratı ve DAİŞ'in bölgeye yönelik kirli planlarına ve işledikleri cinayetlere ilişkin önemli bilgiler verdi.

MİT'İN KİRLİ YÖNTEMLERİ

Yakalanan çete üyeleri bölgenin kanaat önderlerini katletme, QSD, YPG ve bölgenin özsavunma güçlerinin kıyafetleriyle sivilleri kaçırma, fidye ve işkence gibi yöntemlere başvurduklarını itiraf etti. Reqa'da bir buçuk ay önce yakalanan İsa Ebdulfetah Hemûd’un anlattıkları ise Türk devletinin başvurduğu yöntemlerin kirliliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

QSD'ye katılıp savaşçıların yemeğine zehir atması için görevlendirilen Hemud, talimatın Türkiye'de yaşayan ve Türkiye vatandaşlığı almış olan Ebû Hela isimli bir kişiden aldığını ve kabul etmemesi durumunda ise aile bireylerinin öldürüleceğiyle tehdit edildiğini kaydetti.

İDLİB-HATAY SINIRINDA 'TİCARET'

Halep'in Meskene bölgesinden olan Hemûd, 2016 yılında çalışmak için İdlib üzerinden Türkiye'ye gittiğini ve bir süre İstanbul Zeytinburnu'nda çalıştığını belirtiyor. Zeytinburnu'nda dayısının yanında bir süre çalıştıktan sonra Deralı olduğunu bildiği Ebû Hela isimli bir kişiyle tanıştığını belirten Hemud, "Ebû Hela bana İdlib Türkiye sınırında ticaret yapmayı teklif etti, ben de kabul ettim."

Hatay'a geldiğini ve sınırda çalışmaya başladığını belirten Hemûd, burada Ebû Hela'nın sınır işlerini yürüttüğünü belirtiyor. Hemûd, Türk devletinin Hatay ile İdlib arasında açtığı resmi olmayan sınır kapılarını saati 32 bin dolara nasıl kiraladığı hakkında çarpıcı bilgiler veriyor.

'SINIR KAPISINI SAATİ 32 BİN DOLARA KİRALIYORDUK'

Hemûd, Türk devletinin sınırlarını çete gruplarına nasıl kullandırdığını şöyle anlatıyor: "Sınırda çalışmaya başladığımda bir gün Türkiye'deydim, bir gün Suriye'de. Sürekli malzeme ve insan geçiriyorduk sınırdan. Ne kadar şey geçirdiğinin bir önemi yoktu. Ama saati vardı. Her saat 32 bin dolardı. 32 bin dolarını verdiğinde sınır kapısı bir saatliğine sana ait oluyordu ve oradan istediğin kadar eşya ve kişi geçirebilirdin."

RESMİ OLMAYAN SINIR KAPILARI

Söz konusu sınır kapısının Cilvegözü Sınır Kapısı'nın (Bab El Hawa) birkaç kilometre uzağında olduğunu ve burada sorumlu olan rütbeli askerin ismini ise Emrah olduğunu söyleyen Hemûd, "O kapı resmi bir kapı değil. Oradan araçlar falan geçmez, sadece insan ve eşya geçiriliyor. Sınır kapısının kiralama işini Ebû Hela yapıyordu. Her iki taraftan da geçireceğimiz kişi ve malzemeleri kapıya yakın bir yere getiriyorduk ve saatimiz gelince onları geçiriyorduk" diyor. 

AİLEMİ ÖLDÜRMEKLE TEHDİT ETTİLER

Hemûd, Hatay'da bir otobüs firması ve Ankara otogarı yakınlarında da "Ebû Hela" ismiyle bir restorandı olan Ebû Hela isimli kişiyle 2018 yılının Haziran ayında sorun yaşadığını ve işten ayrıldığını belirtiyor. Sorun yaşadıktan sonra Meskene'deki ailesinin yanına döndüğünü belirten Hemûd, Ebû Hela'nın bir süre sonra tekrar kendisiyle telefon üzerinden bağlantıya geçtiğini ifade ediyor.

Hemûd, "Ben buradayken bir gün Ebû Hala aradı ve bana bazı şeyler sordu. Askeri noktaları ve buradaki askeri gücün durumunu sordu. Artık sık sık aramaya başlamıştı. Benden Reqa'ya giderek, QSD'nin içine girmemi ve kendileri için çalışmamı istedi. Kabul etmeyeceğimi söyleyince de Meskene'deki evimizin ve ailemin fotoğraflarını bana gösterip, dediklerini yapmamam durumunda her gün ailemden birini öldürtmekle tehdit etti" diyor.

QSD SAVAŞÇILARININ YEMEĞİNE ZEHİR ATMA TALİMATI

Hemûd, bunun üzerine Reqa'ya geldiğini ve burada bir süre kaldıktan sonra Ebû Hela isimli kişini kendisini aradığını ve yakında QSD'nin yeni savaşçı devresinin açılacağını ve gidip kayıt yaptırmasını istediğini söyledi. Ebû Hela'nın daha sonra bir kadın üzerinden kendisine çeşitli haplar ulaştırdığını ve savaşçıların yemeğine atmasını istediğini belirten Hemûd, bunu yapamadan yakalandığını belirtiyor.

'EBÛ HELA TÜRK İSTİHBARATIYLA ÇALIŞIYOR'

Hemûd, Ebû Hela isimli kişinin Deralı olduğunu, uzun süredir Ankara'da yaşadığını ve ailesiyle birlikte Türk vatandaşlığını aldığını belirtiyor ve şunları ekliyor: "Çok zengin biri. Ankara'da otogar yakınlarında Ebu Hela ismiyle büyük bir lokantası var. Hatay'da otobüs firması var. Türk istihbaratıyla birlikte çalışıyor."