GÖRÜNTÜLÜ

Êfrinli göçmen kadınlar yaşadıklarını anlattı

Efrînli kadınlar, Türk devleti ve çetelerinin saldırılarının ardından göç yollarında yaşadıkları ve karşılaştıkları zorlukları anlatarak, umudun önemini vurguladı.

ÊFRÎNLİ KADINLAR

Efrînli kadınların yaşadığı ağır travmalar ve zorlu hayat mücadeleleri, savaşın acımasız yüzünü bir kez daha gözler önüne seriyor. 2018 yılından bu yana Türk devleti ve ona bağlı çetelerin saldırıları sonucunda göç etmek zorunda kalan kadınlar, işgal sonrasında yaşadıklarını ve ailesinin karşılaştığı zorlukları dile getirdi.


4 çocuk annesi olan Bêrivan, Efrîn’de doğup büyüyen bir Êzidî. Efrîn’in işgali sonrası Şehba’daki kamplara yerleşen Bêrîvan, “Büyük zorluklarla dolu bir yolculuk ve güvenli bölgelere ulaşma çabasıyla geçen dört gün, hayatımızda derin izler bıraktı. Ailemizle birlikte, savaşın acımasız yüzüyle yüzleşmek zorunda kaldık. Türk devleti ve ona bağlı çetelerin zulmü altında, tüm bu zorlukları aşarken yaşadığımız travmaların etkisini henüz tam olarak anlayabilmiş değilim. Hava koşullarının soğukluğu ve belirsizliğin getirdiği kaygı içinde çocuklarımı nasıl kurtardığımı dahi hatırlamıyorum.

‘KADINLARA YÖNELİK BİR SALDIRI VARDI’

Üzerimize düşen acılar ve kayıplarla dolu yolda, bir aile daha yanımızdaydı. Gözlerimizin önünde, yolda hastalanan bir çocuğun durumu, çaresizlik içinde çırpınan bir annenin yıkımını ve mücadelesini gördük. Tanık olduğum silah sesleri, havada süzülen kurşunlar ve yol boyunca gördüğümüz cenazeler, her zaman içimde bir yara olarak kalacak. Yolculuğumuz sırasında, yaşlılarımız arasında kalp krizi geçirenler, zor koşullardan dolayı hastalanan çocuklar oldu. Gördüğüm kadarıyla, çetelerin özellikle kadınlara yönelik sistematik bir saldırısı vardı. Bizi korkutma çabaları, yaşadığımız zulmün bir başka boyutunu oluşturuyor. Tüm bunları düşünürken, bir nebze olsun korumaya çalışırken, yaşadığımız kayıpların derinliği de bir o kadar daha ağırdır. Bu yaşananların bir gün sona ereceği umuduyla, daha iyi günler yaşamak hakkımızdır” dedi.

 ‘HENÜZ EFRÎN’İN ACISI DİNMEMİŞTİ’


5 çocuk annesi Fatma Mihemed de Efrîn’in işgali ardından Serdem Kampı’nda yaşamına devam etti. Türk devleti ve çetelerinin saldırıları nedeniyle iki kez göç etmek zorunda kaldı. Fatma Mihemed, “2018 yılından bu yana, hayatımız boyunca verdiğimiz emeklerin ve özlemlerin acı bir şekilde sona ermesinin travmalarıyla dolu, çok zor dönemler yaşadık. Ömrümüz boyunca ellerimizle yetiştirdiğimiz zeytin ağaçlarımız bir anda Türk devleti ve çeteleri tarafından elimizden alındı. Yeni bir umudun peşinden Şehba’ya yerleştik; orada da huzur bulamadık. Başlarda, kamplara yerleşip yeni bir yaşam sistemi kurabilmişken, bu da zamanla elimizden alındı. Henüz Efrîn’in acısı dinmemişken, bir başka zorunlu göçle karşı karşıya kaldık. Sormak istiyorum: Bu zulüm ne zamana kadar devam edecek? Ne zamana kadar göç yollarında olacağız?

‘GÜZEL GÜNLER İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ’

Saldırılardan kaçarken araziye dağıldık, birkaç zeytin ağacının köküne sığındık. Ama biliyorduk ki o kökler, top ve mermilerden bizi koruyamazdı. Küçük çocuklarımızdan bazıları gözlerimizin önünde katledildi ve bu da onların ruhlarına büyük bir korku saldı. Gece olurken, çocuklarım çoğu kez korkudan çığlık atarak uyanır hale geldi. Beş çocuk annesi olarak, bu çocukları büyütene kadar yaşadığım her acıyı, sadece ben biliyorum. Yeni doğmuş bir torunumuz da hayatını kaybetti; onun kaybı, acılarımıza bir yenisini ekledi. Bu zor koşullar altında, eşimin sağlık sorunları nedeniyle yürüyememesi, bize daha fazla yük getirdi. İki kişinin yardımıyla zar zor kaldırabiliyoruz. Güvenli bir yaşam umuduyla yaşadığımız bu acılar, ruhumda birer yara açıyor. Her gün belirsizlik içinde yaşayarak, hayatta kalma mücadelesi vermek zorundayız. Ancak umudumuzu yitirmeden, daha güzel günler için mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.