Şahin: AKP'nin uzun süre ayakta kalma şansı olmayacak!

Özerk Yönetim'den Mihemmed Şahin, AKP'nin ayakta kalmak için demokrasiyi öldürmek istediğini belirterek, "Arap ülkelerindeki gibi 40-50 yıl direnen ve sonra yıkılan rejimler gibi olmayacak. Bugünkü koşullar AKP’ye bu şansı vermeyecektir" dedi.

Fırat Bölgesi Özerk Yönetim Yürütme Meclisi Eşbaşkanı Mihemmed Şahin, Türk devletinin 2014 Kobanê serhildanlarını gerekçe yaparak HDP’ye yönelik başlatmış olduğu siyasi soykırımın, AKP rejiminin nasıl bir çıkmazda olduğunu gösterdiğini belirtti. Şahin, HDP yöneticilerinin tutuklanmasının DAİŞ’in altı yıl önce Kobanê'de yaşadığı yenilginin intikâmı olduğunu söyledi.

Fırat Bölgesi Özerk Yönetim Yürütme Meclisi Eşbaşkanı Mihemmed Şahin, ANF’nin sorularını yanıtladı.

'AKP ÇÖKÜYOR, BU YÜZDEN HER YOLU DENİYOR'

Kobanê serhildanlarının üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen, Türk devleti neden siyasi soykırım operasyonlarını Kobanê soruşturması adı altında yapıyor? AKP bu operasyonlarla DAIŞ’in intikâmını mı almaya çalışıyor?

Suriye’deki kaos ve Ortadoğu'da halkların baharıyla birlikte başlayan halk serhildanlarından sonra Ortadoğu ülkelerinde birçok boşluk oluştu. Bu oluşan boşluktan birçok radikal terör örgütleri yararlandı. Bunun üzerine kendilerini örgütlediler. Başta DAİŞ ve Cebet El Nusra, Ortadoğu'nun tümünde ve özellikle Kobanê'de bu boşluğu doldurdu. Bugün Ortadoğu'da, özellikle Suriye’de verilen savaş demokrasi savaşıdır. Bir taraftan demokrasi ve özgürlük için gerçekleştirilmek istenen halkların devrimi, diğer taraftan radikal terör örgütlerinin bir kez daha halkları köleleştirmek ve halkların emekleri üzerinden kendilerini yaşatma çalışmasıdır. Suriye'de kendini örgütleyen bu terör örgütlerinden biri DAIŞ idi. Bunlar birçok bölge devletleri ve uluslararası devletler tarafından desteklendiler. Başta AKP partisi hem açık bir şekilde, hem de gizli, bu güçleri maddi ve manevi destekledi. AKP’nin bu desteği herkes tarafından biliniyordu. Bu terör örgütü kendini Irak ve Suriye'de örgütlemesinden sonra bunların yönünü Rojava Kürdistanı'na verdiler. Ve özellikle Kobanê hedef alındı. Buradaki amaç, Rojava Devrimi ile birlikte ortaya çıkan halkların iradesini, demokratik sistemini, halkın kendi bölgelerini korumak için oluşturduğu savunma gücünü ortadan kaldırarak, halkın iradesini kırmak istediler. 6 yıl önce, Ekim 2014'te DAİŞ’in yönünü bunun için Kobanê’ye verdiler. Ancak, tüm dünya halkları, demokrasi güçleri, dünyadaki demokratik örgütler Kobanê halkına, Kobanê savunma güçleri olan YPG ve YPJ’ye destek verdiler. DAİŞ’e karşı verilen tarihi direnişi gördüler. Maddi, manevi ve demokratik eylemlerle Kobanê halkının yanında oldular. Çünkü, onlar DAIŞ’in tüm dünya için tehlike oluşturan bir terör örgütü olduğunu gördüler. Ta ki DAIŞ Kobanê'de kırılana kadar. Bu kırılma DAİŞ’in Ortadoğu'da çöküşünün başlangıcı oldu.

Uluslararası bir koalisyon kurma kararı alındı. Çünkü herkes şunu gördü, eğer DAİŞ Suriye ve Rojava'da başarırsa tüm Ortadoğu ve dünya için büyük bir tehlike oluşturacak. O dönem BM sekretaryası tüm dünyada gençlerin gelip YPG ve YPJ’nin yanında DAİŞ’e karşı savaşmalarında Türk devletinin kapılarını açma kararını vermesi için baskı oluşturma kararı aldı. Türkiye içindeki demokratik partiler, başta HDP olmak üzere demokratik eylemlerle destek verdiler. Yine demokratik, devrimci gençler Türk devletinin sınırlarını aşarak Kobanê’ye geçtiler. Bu gençlerin çoğu Kobanê'de kanlarını döktü.

Bugün Kobanê zaferinden altı yıl sonra AKP, DAİŞ’in intikâmını Türkiye’nin içinde alıyor. Kobanê’nin yanında yer alanlardan, teröre karşı kendi imkân ve güçleriyle destek veren ve radikal terör örgütlerinin diktatörlüğüne karşı demokrasi zaferinin kazanmasına vesile olan bu insanlardan bugün AKP, DAİŞ’in intikâmını alıyor.

AKP’nin Ortadoğu'da yürütmüş olduğu siyaset, Ortadoğu'nun tümünde terör örgütlerine verdiği destek, Libya'dan Akdeniz'e kadar, yine Irak’tan Başûrê Kurdistan'a kadar yürütmüş olduğu yanlış siyaset, Türk devleti ve Türk halkının çıkarı için değildi. Bu siyaset AKP’nin çıkarları için yürütüldü. Bu siyasetin sonucu olarak bugün AKP ve AKP rejimi resmi olarak tüm uluslararası boyutta ve bölge halkları boyutunda kara listeye girdi. Bugün Türk devleti siyasi olarak tümden sıkıştırılmıştır. AKP ve AKP rejimi Türkiye içinde de tıkandı. Türkiye'de büyük bir tıkanma yaşıyor. Siyasi, ekonomik ve toplumsal olarak büyük bir kriz yaşıyor. AKP dışarıya dönük siyasetini de kaybetti. Ve şimdi içeride yaşadığı siyasi krizleri aşmanın peşinde.

Çünkü, önünde bir seçim var ve Türkiye içindeki demokratik güçlerin ona karşı kazanmamaları için her yönden bunlara saldırıyor. Seçimleri kazanmak için bu güçlerden intikâm almak ve sıkıştırmak istiyor. Ayrıca ileride Türkiye içinde oluşacak demokratik sistemlerin önünü almaya çalışıyor. Bir taraftan dışarıya dönük siyasetinde yaşadığı sıkışmışlık ve içeride siyasi, ekonomik ve toplumsal olarak giderek kötüye giden bir durum var. Bu da şunu ifade ediyor; AKP’nin elinde artık Türkiye toplumunu ikna edecek bir gerekçe kalmamıştır. Yine uluslararası kamuoyunu ve uluslararası devletleri ikna edecek bir gerekçesi kalmamıştır. Bu gün görüyoruz, tüm dünya AKP’nin siyasetine karşı ve kabul etmiyor.

'KAZANAMAYACAĞI İÇİN DEMOKRASİYİ ÖLDÜRMEK İSTİYOR'

AKP rejimi hem iç hem de dış siyasetinde yürütmüş olduğu bu tarzıyla ne kadar ilerleyebilir? Bu şekilde ne kadar dayanabilir?

artık şunu biliyor, Ortadoğu'da birçok yeri ele geçirmek için yürütmüş olduğu siyaseti kaybetmiştir. Şimdi de içeride kaybedecektir. Bundan dolayı kendi varlığını sürdürmek için, Türkiye içinde demokrasiyi bitirmek ve Türkiye de kendi egemenliğini savunmak istiyor. Yine Ortadoğu içinde artık demokratik güçler rahat bir şekilde kabul ediliyorlar. Adım adım demokratik oluşumlar ve demokratik güçler kendilerini ispat ediyorlar. Eğer demokratik sistemler Kuzey ve Doğu Suriye gibi başarırlarsa, AKP biliyor ki bu demokrasi Türkiye’nin içine de geçecek ve ileride Ortadoğu'nun tümünde ve Türkiye içinde özellikle AKP gibi sistemler Ortadoğu'nun geleceğinde yer almayacaktır. Bu nedenle Ortadoğu'daki demokratik güçlere destek verdikleri için demokratik parti yönetimlerini tutukluyorlar. HDP’nin yönetimlerini tutukluyorlar. Neden? Rojava Devrimi'ni destekledikleri için, tüm dünya tarihine geçen onur direnişini destekledikleri için. Bu da şu anlama geliyor, AKP’nin elinde artık hiçbir şey kalmamıştır. AKP artık şuna inanmıştır, dışarıda ona destek verecek kimse kalmamıştır ve içeride de zarara uğruyor ve kazanamayacaktır. Bu nedenle Türkiye içinde demokrasiyi öldürmek istiyor.

Nasıl kırk elli yıl boyunca halklara karşı duran diktatör rejimler en sonunda yıkılmaktan kurtulamadılar, AKP hükümeti de öyle onlarca yıl dayanamayacaktır. Çok daha kısa bir sürede yıkılacaktır. Çünkü, Türkiye de yaşayan halklar örgütlüdürler. Birçok örgütlü partileri var, demokratik güçleri var. Türkiye de demokratik partiler ve devrimci güçler var. Bundan dolayı AKP öyle Arap ülkelerindeki gibi 40-50 yıl direnen ve sonra yıkılan rejimler gibi olmayacaktır. Bugünkü durum ve koşullar AKP’ye bu şansı vermeyecektir. Çünkü durum onun sandığı gibi bir durum değil. Bugünkü durum senin öyle siyasi soykırım yapacağın süreç değil. Tam tersine, tüm dünya, Ortadoğu ve Türkiye halkları demokrasiyi tanımıştır, demokratik yaşamı ve özgürlüğü tanımıştır. AKP gibi sistemler, AKP gibi ideolojiler, beyinler ve AKP’nin zihniyeti Ortadoğu halkları içinde kabul görülmeyecektir. Belki Türkiye içinde birkaç yıl dayanır ama sonu yakındır.

Türk devleti her çıkmaza girdiğinde Kürt halkını ve partilerini hedef alıyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Ortadoğu kaosunun ilk sürecinde AKP kendisini, kendi rejimini diktatör rejimlere alternatif olarak sunuyordu. Yeni Osmancılığı ya da zihniyetini AKP zihniyeti olarak Ortadoğu'da kurmak istiyordu. Bu siyaset kaybetti. Şimdi Türkiye içinde kendi sistemini korumak istiyor. AKP kendi elinde kalan teknik güçle askeri bir savaş yürütmek, Türkiye içinde kendi ekonomik çıkmazlığını finanse edebilmek için, diğer taraftan Türkiye içindeki siyasi demokratik partileri ve güçleri siyasi soykırım ile ortadan kaldırmak istiyor. Tek parti olarak yönetmek istiyor. Kürt halkına yönelmesinin nedeni de buradan geliyor. Çünkü, Kürt halkı en çok örgütlü olan bir halktır. Kendi partileri var. Demokrasiyi ve özgürlüğü daha çok tanıyan bir halktır. Bunun için uzun zamandır mücadele ediyor. AKP’nin gerçekliğini uzun zamandan beri tespit eden ve bunun değişmesi için mücadele ediyor. Türkiye’nin demokrasisi için mücadele ediyor. AKP siyasetine karşı şehit veriyor. AKP bunu açık bir şekilde biliyor. Kendi varlığını Kürt halkının katliamında buluyor. Çünkü, Kürt halkı örgütlü bir halktır. Bu nedenle AKP’nin önünde engel olan tek güçler örgütlü olan güçlerdir. HDP’yi bu nedenle hedef alıyor. Kendi varlığını Kürt halkı ve örgütlerinin tasfiyesinde görüyor. AKP eğer Kürt halkı ve örgütlerini tasfiye etmeyi başarırsa bu sefer yönünü diğer demokrasi için çalışan güçlere ve halklara verecektir. Bugün demokrasi için mücadele eden Kürtlere ve partilerine yönelmesinin nedeni Ortadoğu'da diktatör rejimi hayalini gerçekleştirmek içindir.