Amed’den Strasbourg’a uzanan bir hikaye

Pelda Arşimet, 127 gündür süren Strasbourg’daki açlık grevinin müdavimlerinden. Eşi Ekrem Yapıcı, 14 eylemciden biri. Arşimet, açlık grevini "Hayatımın en anlamlı 5 ayını yaşıyorum" diye tanımlıyor.

Amed’in Silvan ilçesinden olan Pelda Arşimet'in, Kürt Özgürlük Mücadelesi ile tanışması çocukluk yıllarına dayanıyor. Dayısı ve ailesinin diğer üyeleri, 1980 yıllardan buyana mücadelenin içerisinde yer alıyor. Arşimet de onlardan etkilenerek, bu geleneği sürdürüyor. Daha 15 yaşındayken Amed’de gençlik faaliyetlerine başlıyor. Sonraki yıllarda DBP parti yöneticiliği, kadın, sendikal çalışmalar derken 2016 yılında gözaltına alınarak, cezaevine giriyor.

O yıllarda aynı çalışmalarda yer alan eşi Ekrem Yapıcı ile 3 ay cezaevinde kalan Pelda Arşimet, çıktıktan sonra politik faaliyetlerine kaldığı yerden devam ediyor. Devletin bütün baskı ve şiddetine rağmen topraklarında kalmak isteyen eşler, kendilerine yaşam alanı bulamadıkları için sürgüne çıkmak zorunda kalıyorlar. 6 ay önce Fransa’ya gelen Pelda Arşimet ve Ekrem Yapıcı, kısa bir süre sonra da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecride karşı Strasbourg’da açlık grevi başlayacağını duyarlar.

'NEREDE OLURSAK OLALIM ÖNEMLİ OLAN MÜCADELE ETMEK'

Her ikisi de süresiz-dönüşümsüz açlık grevine girmek istiyor. Ancak Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi tarafından Ekrem Yapıcının isteği kabul edilirken, Pelda Arşimet’in talebi ret ediliyor. Fakat Pelda Arşimet, yol arkadaşını yalnız bırakmak istemez. Bundan dolayı da 5 aydır açlık grevinin devam ettiği merkezde diğer tertip komitesi üyeleriyle birlikte hareket ediyor. Bir an olsun onları yalnız bırakmıyor. Eylemin müdavimlerinden…

Pelda Arşimet’in her ne kadar kendisi Strasbourg’da olsa da aklı da başka yerde. 45 yaşındaki Annesi Fatma Arşimet Antalya L Tipi cezaevinde. Anne Arşimet, ağır hasta. Bundan dolayı sürekli onu düşünüyor. Arşimet’in iki kardeşi de devletin zülüm ve baskılarına karşı gerilla saflarında. O ise sürgünde.

Ama sürgün ve topraklarından uzak olması onu mücadelesinden alı koymamış. "Amed’de, Strasbourg’da benim için birer direniş kalesidir. Kürtler 20 yıldır bu şehirde direniyor. Artık burası bizim mücadelemizin bir parçasıdır. Nerede olursak olalım önemli olan direnmek ve mücadele etmektir" diyor Pelda Arşimet. 126 gündür devam eden açlık grevi için ise, "Hayatımın en anlamlı 5 ayını yaşıyorum" sözleriyle dile getiriyor.

‘DİRENİŞ DESTANSI VE DERİNDİR’

AKP tarafından yürütülen tecrit politikasının İmralı ile sınırlı olmadığını dile getiren Pelda Arşimet, tecridin Öcalan şahsında, bütün Kürdistan halkına uygulandığını söylüyor. Leyla Güven öncülüğünde başlayan ve bugün başta cezaevleri olmak üzere dünyanın bir çok merkezinde binlerce kişi tarafından yürütülen açlık grevlerinin Kürt halkına uygulanan tecridi kırmaya yönelik önemli bir adım olduğunu belirten Arşimet, devamla şunları söylüyor: "Mücadelemizin tarihinde daha önce de açlık grevleri oldu. Ama bu kadar uzun soluklu bir eylem ilk kez yaşanıyor. Destansı bir direniş var. Çünkü tecrit önderlik şahsında bütün Kürdistan’a yöneliktir ve çok çok derindir. Bundan dolayı da buna karşı mücadele de kapsamlı ve o kadar derindir, sabır gerektiriyor. Eylemin ruhu ve amacı böyledir."

‘DİRENİŞE GÖRE ÇARPAN KALP RİTİMLERİ..’

5 aydır açlık grevi eylemcileriyle birlikte olan Pelda Arşimet, şimdiye kadar bir çok anıya tanıklık etmiş. Anlatırken zaman zaman sözcükleri yutkunsa da eylemcilerin direnişinden güç aldıklarını söylüyor. "Hayatımın en anlamlı 5 ayını yaşıyorum" diyen Arşimet, eylemcilerle geçirdiği anılarını şöyle sıralıyor: "Belki çocukluktan beri mücadelenin içerisindeyiz. Ama PKK’yi yeniden tanıma fırsatını buluyorsun burada ve bunu Nirvana’ya çıkarıyorsun.

Bu harika bir şey. Çok etkileniyorum. Herkes biliyor, Heval Gulê’nin (Gülistan Çiya İke) kalp sorunu var. Yukarı çıkıp ‘nasılsın heval Gûlê’ dediğimde, ‘iyiyim’ cevabı alınca ‘çok iyi’ sözlerime ‘kalbim artık direnişin ritmini öğreniyor’ söylemi duymak çok farklı bir şey. Eylemcilerle her gün böylesi anılar yaşamak kendimi yeni tanımlıyorum.

Örneğin eşim Ekrem, eskiden çok sinirliydi. Ona karşı çıktığın zaman sinirlenip, konuşmayı kesip atıyordu. Şuanda ise tam tersi. Oldukça sakin, sabırlı. Bu kadar açlık ve zorlanmaya rağmen bu sabrı bende hayranlık bırakıyor. Herkese büyük bir sabırla bir şeyler anlatıyor. Bu da eylemin kutsallığını gösteriyor. Onun için her gün en mutlu düşüncelerimi kuşanıp buraya geliyorum. En güzel hayallerimi, en güzel anılarımı kendimde biriktirip buraya geliyorum ki, bu direnişe layık olayım."

‘BİZ KAZANDIK, TAÇLANDIRACAĞIMIZ ZAMANI BEKLİYORUZ’

Pelda Arşimet’in öfkesi ve kızgınlığı da oldukça keskin. Konuşmasının akışında sarf ettiği cümlelerden anlaşılıyor ki, kızgınlığı binlerce kişinin başlattığı açlık grevinin ölüm sınırına gelmesine rağmen yaşanan sessizliğe. Tepkisi bu ölüm sessizliğine. Ancak bütün bunlara rağmen Pelda Arşimet’in gözlerinde umut, gelecek ve inanç, okunuyor.

Başarıya olan inancını, şu sözlerle dile getiriyor: "Biz 5 aydır her an, her saniye, dakika, gün kazandığımızın farkındayız. Sadece taçlandıracağımız demi bekliyoruz. Bunun AKP’nin faşizan ve düşmanlığından da görüyoruz. Bu kazandığımızın göstergesidir."