Cebhet El Ekrad: Kesilen suyun önü derhal açılmalı

Cebhet El Ekrad Genel Komutanlığı, uluslararası toplumu Türk devletinin suyu savaş silahı olarak kullanmasının önüne geçmeye çağırdı. Komutanlık, “Hesekê ve Suriye halkının hakkı olan suyu derhal ulaştırılmasını istiyoruz” dedi.

Cebhet El Ekrad Genel Komutanlığı, Türk devletinin suyu savaş silahı olarak kullanarak suç işlediğini belirtti.

Komutanlığın açıklaması Minbic Askeri Meclisi’nin resmi sitesinde yayınlandı.

“İşgalci Türk devletinin Efrîn, Girê Spî, Serêkaniyê, Cerablus, Ezaz, Bab ve İdlib’i işgal etmesi üzerinden yıllar geçti. Bu bölgeler yıkıldı ve halkı büyük zararlar gördü” diyen Genel Komutanlık, Türk devletinin işlediği suçları şöyle sıraladı:

“Türk işgali, bütün bu suçları ‘Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Milli Ordu’ adı altında ve NATO’daki silahları kullanan askerleri aracılığıyla işledi. Suriye bölgelerine işgal saldırıları gerçekleştiren Türk devleti, sivillerin evleri yıkmak, halkı göçertmek, şehirlerin alt yapılarını bozmak, demografik değişim, Türkleştirme politikası, Türk dilinin dayatılması, okulların, resmî kurumların ve sokakların isimlerinin değiştirilmesi, Türk parasının dayatılması gibi birçok suç işledi. Bölge halkına karşı saldırılarına devam eden Türk devleti şimdi de halka karşı su savaşı politikası yürütüyor. Hesekê’deki Elok Su İstasyonu’ndaki suyu keserek suyun Fırat Nehri’ne geçişini engelledi. Bu eylem uluslararası ve bölgesel bütün kanunlara aykırıdır.”

Açıklamada devamla şunlar ifade edildi: “Cebhet El Ekrad olarak, bu suçun savaş ve insanlığa karşı işlenen suç olduğunun vurgusunu yapıyoruz. İşgal edilen şehirlerin terör merkezi haline dönüştürülmesi konusunda uyarıyoruz.

Uluslararası toplum, AB, Güvenlik Konseyi, hukuki ve insani bütün örgütlere, insani, ahlaki ve kanuni sorumlulukları gereği ayağa kalkması, Hesekê ve Suriye halkının hakkı olan suyu derhal ulaştırılmasını istiyoruz. Bu durum aynı zamanda Suriye krizinin siyasi çözüme ulaştırılması önüne de engel çıkarmakta ve mevcut krizi derinleştirmektedir.

Bölgedeki bütün halkımızın yanı sıra işgal altındaki şehirlerde yaşayan halkımızın da yanında olduğumuzu belirtiyoruz. İşgal altında olan bütün bölgelerimiz özgürleştirilinceye kadar mücadelemize devam edeceğiz. Suriye topraklarının ve halkının bütünlüğüne bağlıyız.”