'DAİŞ çeteleri uluslararası mahkemede açık yargılanmalı'

Kuzeydoğu Suriye Adalet Meclisi üyeleri, “Yabancı DAİŞ çetelerinin Kuzeydoğu Suriye’de kurulacak uluslararası mahkemede yargılanması için basına, hukuk kurumlarına açık mahkemeler gerçekleştireceğiz” dedi.

Demokratik Suriye Güçleri (QSD), 21 Mart'ta koalisyon güçleriyle birlikte Cizre Fırtınası Hamlesi’nde Baxoz aşamasını da başarıyla bitirerek, DAİŞ’e karşı yürüttüğü cephe savaşında zaferini ilan etti. QSD şu anda DAİŞ’in gizli hücrelerine karşı mücadelesini sürdürürken, binlerce çete Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi'ndeki alanlarda tutukluyken, binlerce kadın ve çocuk da kamplarda kalıyor ve büyük tehlike oluşturuyor.

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi'nin Uluslararası Koalisyon ve vatandaşları DAİŞ'li olan devletlere önerdiği DAİŞ tutukluları için uluslararası mahkeme ve özel eğitim programları projelerini Kuzeydoğu Suriye’deki hukukçular anlattı.

Kuzeydoğu Suriye Adalet Meclisi üyesi hukukçular, görüşmelerinin devam ettiğini fakat bu konuda henüz bir ittifaka varmadıklarını belirterek, “Kuzeydoğu Suriye’de uluslararası mahkeme ve DAİŞ üyelerinin terörist zihniyetten uzaklaştırılmak için eğitilmeleri şart. Bu konuda herhangi bir kanuni engel de yok. Tüm devletler dünya huzurunu tehdit eden DAİŞ’e karşı mücadelemizde destek olmalı” diye konuştu.

6500 CİVARINDA TUTUKLU ÇETE VAR

Kuzeydoğu Suriye Adalet Meclisi Üyesi Halit Ali, demokratik özerk yönetim alanlarında yaklaşık 6500 DAİŞ çetesinin tutuklu olduğunu belirterek, “Fakat bu son rakam değil. Çünkü DAİŞ meselesi büyük bir mesele ve DAİŞ çeteleri dünya geneline dağılmış. Fakat son dönemde Baxoz savaşında çok büyük sayıda çete teslim oldu" dedi.

Ali, şunları da ifade etti:

"Şu anda alanlarımızda tutuklu DAİŞ çetelerinin 6 bin  üzerinde aslında yaklaşık 6500 civarında DAİŞ çetesi var. Bunların 4 binden fazlası Suriyeli, 1400’e yakın Iraklı, binin üzerinde de dünyanın birçok ülkesinden gelen DAİŞ'çiler.  Ama bu son rakam değil, halen sayı fazlalaşıyor. Çünkü güvenlik güçlerinin DAİŞ çetelerinin hücrelerine karşı operasyonları oluyor."

‘KAMPLARDAKİ KADINLAR DA DAİŞ FİKRİNDE’

Yine kamplarda da DAİŞ çetelerinin ailelerinin olduğunu belirten Halit Ali, “Bunların son sayılarını henüz bilmiyoruz. Fakat bunlar da DAİŞ'liler. Bu kadınlar bazı kamplarda kalıyorlar ama halen DAİŞ fikrini taşıyor ve benimsiyorlar. Hatta çocuklarını bu fikre göre eğitiyorlar. Yani DAİŞ meselesi üzerinde ciddi durmak gerekiyor” diye konuştu. 

‘7 BİNİN ÜZERİNDE SURİYELİ DAİŞ’LİYİ YARGILADIK’

Halit Ali, 2014 yılından itibaren kanun çıkardıklarını ve bu yıldan itibaren Suriyeli çeteleri Halk Savunma Mahkemeleri adıyla kurdukları terör mahkemelerinde yargılamaya başladıklarını belirterek, şunları kaydetti:

“Şu ana kadar 7 binin üzerinde Suriyeli çeteyi bu mahkemelerde yargıladık. Bu yargılamalar hep sürdü. Fakat son süreçte Suriyeli çetelerin sayısı ciddi anlamda arttı. Bu da ciddi bir baskı oluşturuyor ve mahkemeleri ağırlaştırıyor. Biz Koalisyon güçlerinden delil toplama, mahkemeleri ve hapishaneleri genişletme konusunda yardım istiyoruz. Onlar da bu konuda sorumluluklarını yerine getirmeliler. 

‘AÇIK MAHKEMELER YAPMAK İSTİYORUZ’

Yine artık şu ana yargılanması yapılmamış bazı Suriyeli çetelerin yargılamalarının uluslararası katılımla gerçekleşmesini istiyoruz. Yani yapacağımız bu mahkemelere bütün uluslararası kurumları, buradaki kurumları ve hukukçuları, uluslararası hukuk müesseselerini hatta basını davet etmek istiyoruz. Aslında bütün dünyanın bu mahkemeleri nasıl yaptığımızı görmesini ve bir örnek teşkil etmesini istiyoruz."

‘YABANCI ÇETELER İÇİN ULUSLARARASI BİR İTTİFAKA ULAŞMALIYIZ’

Ali, Suriyeli olmayan DAİŞ çetelerini şu ana kadar yargılamadıklarını, onlara ilişkin hiçbir  mahkemenin yapılmadığını ve bir karar alınmadığını söyleyerek, şunları ekledi: "Biz bu konuda bu sorunu çözmek için bizimle birlikte bu sahada DAİŞ’e karşı savaşan koalisyon güçleri ve ilgili devletlerle bir ittifaka ulaşmayı bekliyoruz. Fakat şu ana kadar yaptığımız görüşmelerde bir ittifaka ulaşamadık. Vatandaşı tutuklu olan birçok devletle yine uluslararası kurumlarla görüşmelerimiz oldu.”

‘ORTAK BİR KOMİTE KURMALIYIZ’

Vatandaşı Demokratik Özerk Yönetim alanlarında DAİŞ davasından tutuklu olan devletlerle yaptıkları görüşmelerin içeriği hakkında da bilgi veren Ali, şunları dile getirdi:

“Bu görüşmelerde işte mevcut durumu, burada ne kadar çete olduğunu, alanlarımızda insan halklarının korunduğunu gördüler. Yine mevcut yükümüzün ağır olduğunu anladılar. Yani bunların ihtiyaçları konusunda da destek vermek istediklerini belirttiler. 

Bu görüşmelerde bizim gündemleştirdiğimiz temel konulardan biri bu devletlerle delil toplama, bu çetelerin ihtiyaçlarının karşılanması, hapishanelerin genişletilmesi, bunların nasıl yargılanacağının netleştirilmesi vb. birçok konuda birlikte çalışabileceğimiz ortak bir komite kurmayı talep ettik. Bu komite daima hazır olmalı ve bütün bu konular konuşulmalı.”

‘TUTUKLULARIN HAKLARI KORUNUYOR’

Kuzeydoğu Suriye Kanun Komitesi Üyesi ve hukukçu Lokman İbrahim, Demokratik Özerk Yönetim'in kurulduğu 2014 sürecinden bu yana tutukluların hakları konusunda titiz davrandıklarını söyledi. İbrahim, şunları ifade etti:

“Birçok uluslararası insan hakları kuruluşu gelerek hapishanelerimizi yerinde inceliyor. 

Cezaevlerinde insan hakları ilkelerine uygun davranılıyor. Avukat tutma, görüşme vb. her türlü haklarını kullanabiliyorlar. Bu DAİŞ tutukluları konusunda da böyle. Demokratik Özerk Yönetim birçok yönetime göre yeni olmasına rağmen bu ilkeler temelinde hareket ediyor. DAİŞ tutukluları konusunda da gelen heyetler, insan hakları kuruluşları bunu yerinde görebiliyorlar."

NEDEN ULUSLARARASI MAHKEME?

İbrahim, DAİŞ tutukluları için Demokratik Özerk Yönetim ve kendilerinin neden uluslararası mahkeme önerdiği sorumuza da şöyle cevap verdi:

“DAİŞ çeteleri soykırım suçları, saldırı suçları, insan hakları suçları vb. hepsini işledi. Çok ağır suçlar işlediler. Sadece bir grup çete bizim topraklarımızda sadece bizim insanlarımıza karşı bu suçları işlemedi. Bütün dünya için bir tehditler.

Zihniyetleri tüm dünya için ciddi bir tehdit. Alanlarımızda birçok ülkenin vatandaşı olan DAİŞ çetesi tutuklu var. Birçok ülkenin sınırı geçtiler. Zihniyetleri ve pratikleriyle bütün dünyanın huzuru ve güvenliği için tehditler."

‘SADECE LAHEY'DEKİ MAHKEMEYİ KASTETMİYORUZ’

Halit Ali, uluslararası mahkeme üzerine birçok tartışmanın olduğunu fakat içeriğinin net bilinmediğini belirterek, “Uluslararası mahkeme derken sadece Lahey’deki mahkemeden bahsedilmiyor. 3-4 ayrı biçimde uluslararası mahkeme kurulmuş. Bunlardan birisi Roma Statüsü'ne göre işleyen Lahey’deki Uluslararası Mahkemedir.  Yine özel mahkemeler var. Yine bir ittifakla ortak kurulan mahkemeler var" dedi.

‘ÜÇ MAHKEME ÇEŞİDİNDEN BİRİ OLABİLİR’

İlgili devletlerle bu her üç mahkemeden biri üzerine ittifaka ulaşmak için tartıştıklarını belirten Ali, devamla şöyle konuştu:

"Bu mahkeme biçimlerinin her birinin kendi sistemleri ve ilkeleri var. Örneğin merkezi Lahey’de olan Uluslararası Ceza Mahkemesi nasıl dava açılacağına ve bu davaya nasıl bakılacağına ilişkin kuralları var. İlgili devletler, BM, yada mahkeme savcısı dava açabilir. Yine özel mahkemelerinde örnekleri var. Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri cinayetini aydınlatmak için BM Güvenlik Konseyi’nin özel kurulmasına karar verdi ve kurdu. DAİŞ içinde bu noktada bir karar çıkarıp özel bir mahkeme kurulabilir. Bu da uluslararası bir mahkemedir. Yine ortak mahkeme de kurulabilir. Örneğin biz ve uluslararası koalisyon yada vatandaşları alanlarımızda tutuklu olan devletler ortaklaşıp böyle bir mahkeme de kurabiliriz. Nürnberg, Tokyo gibi örnekleri de var. 

Bu üç mahkeme biçimi de gündemimizdir. Bunlardan biri üzerine ittifaka varırsak bu önerdiğimiz uluslarası komitede ilkeleri, işleyişi ve gereklilikleri üzerine tartışırız.” 

NEDEN MAHKEME KUZEYDOĞU SURİYE’DE KURULMALI?

Kuzeydoğu Suriye Adalet Meclisi Hukuk Komitesi Üyesi Lokman İbrahim, alanlarındaki DAİŞ tutukluları için önerdikleri uluslararası mahkemenin Kuzeydoğu Suriye topraklarında kurulması gerektiğini belirterek bunun nedenlerini şöyle açıkladı:

Çünkü bu topraklarda suç işlediler. Suç delilleri, kurbanlar, şehitler bu topraklardadır. İşledikleri suçlar halen göz önündedir. Bu nedenle bu mahkeme ne kadar hızlı kurulursa o kadar iyidir. Gecikmemeli ki bu deliller kaybolmasın.”

‘KANUNİ ENGEL YOK’

Kuzeydoğu Suriye Adalet Meclisi üyesi Halit Ali, Lahey’deki uluslararası mahkeme kurallarına göre mahkemenin sadece Lahey’de kurulması şartının olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

"Lahey’deki mahkemenin kanunlarında 3 bölüm 3. Maddede mahkemenin yerinin Lahey olduğunu belirtiyor. Fakat ihtiyaç olduğu durumlarda mahkemenin suçun işlendiği yerde de kurulabileceğini söylüyor. 

Özel mahkemeler nerede istenirse kurulabilir, çünkü kuruluş ilkelerini kuranlar belirliyor. Ortak mahkemeler için de bu geçerli. Yani DAİŞ tutuklularının yargılanması için uluslararası bir mahkemenin alanlarımızda kurulması için herhangi bir kanuni engel yoktur."

‘SADECE ASKERİ SAVAŞ VE YARGILAMAYLA SONUÇ ALAMAYIZ’

Lokman İbrahim, DAİŞ çetelerinin sadece askeri savaşın ve uluslararası bir mahkemede yargılanmasının yeterli olmadığına, onların ve ailelerinin DAİŞ fikrinden uzaklaştırılması için özel bir programın olması gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:

"Başta da belirttiğimiz gibi DAİŞ zihniyeti çok tehlikeli ve tüm dünya için tehdittir. Kendi dışında herkesi ‘kâfir’ olarak ele alıyor ve yok edilmeleri gerektiğini düşünüyorlar. Bu nedenle tüm dünya üzerinde bir tehdit oluşturuyorlar. DAİŞ düşüncesi ve suçları bir devletin statüsünü çoktan aşmıştır. 

Kamplarda aileleri var ve halen DAİŞ fikrindeler. Kadınlar, çocukları bu fikre göre eğitiyor. Bu noktada onlara DAİŞ fikrinden uzaklaştırmak için özel bir program ve eğitim uygulamak için özel bir program, hatta psikologlar gerekiyor. Büyük kamplarda kalmaları bu fikri yaymaları ve devam ettirmeleri açısından elverişli. Daha parçalı küçük kamplarda özel programlara tabi tutulmalılar. Fakat bu noktada demokratik özerk yönetimin imkânları yetmiyor. Bu noktada uluslararası anlamda yardım gerekiyor. Bunları da ilgili devletlerle tartışıyoruz."