Dağlarda küçük insan olmaz: Nurhak Siser

Nurhak Siser, şehadete ulaştığı 2017 yılına kadar düşmanının 'korkulu rüya'sı olur. Kararlı, birikimli ve şakacı özellikleriyle hafızalarda kalır.

İnsanlığın ve toplumsallığın özü yok edilmeye çalışıldıkça, büyür öz arayışı. Kendilerini insanlık için özü aramaya adayanlar, onun merkezine yani dağlara akın etmeye başlar. Dağlara ulaştıklarında en başta kendileriyle tanışırlar. Büyük bir inanç ve aşkla girişirler yaşamın özünü aramaya. Mücadele ettikçe, kendi yaşamlarının ve mücadelelerinin öz olduğunu anlarlar.

Adanmışlığı alan bir savaşçı ardı arkası kesilmeyen mücadele dolu bir yaşamın içinde bulur kendini. Öyle bir yaşamdır ki bu; en fırtınalısını, dolu dizginini ve pişmanlık duyulmayanını verir savaşçılarına. Sonrasında farkına varılır ki öz için kendilerini fırtınaların içine atanlar aslında öz olmuşlardır.

'BÜYÜK BİR EKSİĞİ FARK ETTİKTEN SONRA...'

Bitlis’te 1988 yılında doğan ve yurtsever bir ortamda büyüyen Nurhak Siser (Mehmet Bakır Başboğa), yüreğini dağlara verdi.

Siser, 2009 yılında Aydın’dan gerilla saflarına katılımını ve amacını şu sözlerle dile getiriyor:

“Uzun bir süre sistem içinde yaşadım ve imkânların, rahat yaşam şartlarının içinde olmama rağmen çekici gelmiyordu, büyük bir şeyin eksik olduğunu hissediyordum. Bu ülkenin bir evladı olarak halkımızın içinde olduğu duruma cevap olabilmek için gerilla saflarına katıldım. Toprağımızla, halkımızla özümüze dönebilmek için mücadele alanlarını seçtim. Önderliğe ve şehitlere kendimi borçlu hissettiğim için katıldım ve bu değerlere bağlılık, onların yolundan gitmekle olur düşüncesindeyim."

'DAĞLARDA KÜÇÜK İNSAN OLMAZ'

Dağların kendisinde yarattığı duyguyu da şöyle anlatıyor:

"Dağlara geldikten sonra tabii çok farklıdır. Dağlardaki özü, özgür yaşamı ruhunda ve hislerinde sonuna kadar yaşıyorsun. Bu dağlar Önder Apo’nun ideolojisi ve yoldaşlarıyla bir başka güzel oluyor. Çok iyi anladım ki bu dağlarda küçük insanlar yoktur ve küçük insanlara yer yoktur. Bu dağları hisseden ve dağlarla yaşayan insanlar küçük olamaz. Çünkü bu dağlar insanları her zaman büyütüyor ve yüceltiyor. Etrafımdaki uçsuz bucaksız dağlara her baktığımda sanki uykudan yeni uyanmış gibi oluyorum. Dağlara baktığım zaman ilk heyecanımdan hiçbir şey kaybetmediğimi, tam aksine dağlara olan aşkımın ve heyecanımın daha da arttığını hissediyorum. Amacım özü aramak, özü bulmaktı. Dağlarda özü, yaşamın özünü buldum, diyebilirim. Önderlik ideolojisinin ve dağların gücüyle kendimdeki özün farkına vardım."

CİLO'NUN ZİRVELERİNDE...

Dağlara geldikten sonra kendisini her açıdan eğiten Siser, son olarak sabotaj eğitimi aldıktan sonra 2013 yılında Zagroslar'ın Cilo eyaletine geçer. Cilo’nun asiliği ve erişilmezliği Nurhak’ın gücüne güç katar. Öncü bir komutan olarak görevinin başındadır. Yıl 2015’i gösterdiğinde, Cilo’nun Deriye Cafer alanında bölük komutanlığı yapar. Kaldığı alanda hem komutanlık hem de sabotaj çalışmaları yürütür. Askerî açıdan yetenekli ve heveslidir. Eylemci bir komutandır. Çevresindeki yoldaşlarının ve Eyalet Komutanlığının ona karşı büyük bir güveni vardır. 2015 yılında ateşkes süreci bozulduğunda, Komutanlık tarafından eylemler için tercih edilen komutan-militan olmasından dolayı, bir takımlık yoldaşını alarak Yeni Köprü alanına geçer. Gidecekleri yeni alan zorlu bir alandır ve bu alan için tecrübeli gerillalar seçilir. Bu gruba komutanlık yapacak kişi, tam da zorlu alanların komutanı Nurhak Siser’dir.

SAVAŞI YAŞAMDAN AYIRMAZ

Yaşamında ve savaşında öncülük yapan ve örnek alınan bir komutandır. Yoldaşları onun yaşamına bakarak nasıl savaşabileceğini bilir. O, savaşı yaşamından kopuk ele alanlardan değil, tam tersine yaşamında savaşa hazırlanan ve kazananlardandır. Yaşam içinde ve savaştaki ölçülerde, ilkelerde çok nettir. Partisiyle, felsefesiyle yaşamakta, onlarla nefes almaktadır. Devrimcinin ve gerillanın savaş çizgisine hakimdir. Savaş meydanlarında oldukça soğukkanlı ve gidişatı değiştiren hamlelerin sahibidir. Devrim mücadelesi için kendisini yeniden yaratmış ve sürekli yenilemektedir. Kendisini devrimin ve savaşın doğasına adapte etmiş, amacında keskin ve nettir.

KENDİ MAYININI YAPAR, ONLARCA EYLEM HAZIRLAR

Onun olduğu yerde yoldaşlarının sırtı sağlamdır. Yoldaşlarını koruyan ve eyleme, kavgaya çağırandır. Komutanları onu iyi tanıdığından konuşup, taktiksel aktarımlar yapmazlar. Hem taktiksel açıdan güçlü olduğunu hem de cesaret olarak tereddütsüz olduğunu en iyi komutanları bilmektedir. Bütün yoldaşları, onun yetenekli ve hem kendisine hem de yoldaşlarına yeteceğini bilir ve ona göre yaklaşır. Nurhak Siser, bu yetenekleri sayesinde eylem ve zorlu alanların aranan komutanı olur. Kimse ona cihaz üzerinden "eylem yapın" dememiştir, mücadele hayatı boyunca. O hep eylem insanı olmuş, en ufak bir fırsatı bile kaçırmamıştır. Kendi keşfini yapıp, bizzat eyleme kendisi gider, öncülük eder. Yapacağı eylemlerin başından sonuna kadar her aşamasında yer alır, yönlendirir. Kendi mayınını kendisi yapar, kendisi döşer ve patlatmak için günlerce mayının üzerinde kendisi bekler. Verdiği emek ve çabalarla onlarca eylem çıkarır. Fiziki olarak yoğunluktan dolayı zorlansa da kendisine çok yüklenir. Yaşamın her konusunda, eylemlerde, pratik işlerde her zaman öndedir. Kendisini asla geriye vermez. Öncü bir komutan olarak her zaman devrim için daha fazla emek harcamaya çalışır.

EN UFAK BOŞLUKTA ELİNDE KİTAP OLUR

Büyük sorumluluklar ve onca yoğunluğa rağmen zamanını değerlendirmeye büyük özen gösterir. Ortaya çıkan en ufak bir boşluğu değerlendirip eline bir kitap alır ve okumaya başlar. Kendisini eğitmeye büyük özen gösterir. Devrim mücadelesi içinde birçok konuyu yaşayarak tecrübe etmiştir. Bilimci ve tecrübesi birleştiğinde bilge, birikimli bir militan ortaya çıkar. Zamanını boşa harcamaz. Sürekli düşünür ve yoğunlaşır. Yoldaşları arasında yaptığı kaliteli şakalar ile her zaman anılan bir komutandır. Diğer yanları gibi şakacı yanı da güçlüdür. Şakaları tam zamanında ve yerinde yapar, uzun süre unutulmaz ve arkadaşlarının dilinde dolanır.

DEDİĞİNİ YAPAR

En belirgin özelliklerinden birisi de tereddütsüz olmasıdır. Bu özelliği hem savaş hem de yaşam için böyledir. Yanındaki birçok yoldaşı bir eylem için ya da planlama yaparken "acaba" deseler de bu kelimeye Nurhak Siser’in yanında yer yoktur. Çok net ve keskindir. Ağzından bir kelime ve karar çıkıyorsa kesinlikle o konuda çok nettir. Düşündüğü bir şeyi yapandır, önüne bir karar ve planlama koymuşsa taviz vermeden tereddütsüzce onu uygulayan, hayata geçirendir. Arkadaşlarına ve kendisine güvenmektedir. Bir şeyi söylemeden önce her yönüyle tartar, öyle söyler, fakat söyledikten sonra kesinlikle yapar. Düşmanı onun tereddütsüz ve kararlarını uygulayan biri olduğunu bildiğinden çok dikkatli yaklaşır. Aklına bir eylem koymuşsa kesinlikle yapandır. Aradan yıllar geçse bile unutmaz, uygun zamanda yapar.

YOLDAŞLARINI KURTARIR

Harekete geçtiği zaman düşmanı korkar ve tedbir almaya başlar. 2016 yılında Cilo’da yapılan bir operasyonda 5 yoldaşı düşman çemberi içinde kalmıştır. Operasyon alanına uzak olmasına rağmen cihaz üzerinden yoldaşlarıyla bağlantıya geçer ve “kurtların sesi geliyor mu?” der, yoldaşlarına. Şifreli olarak, "yanımdaki arkadaşlarla gelip, çemberi yarıp sizi kurtaracağız" demektedir. Operasyon içinde kalan yoldaşları ise cihazdan “kurtların kokusu geliyor” der. Yoldaşları "geleceğini biliyoruz, bizi bırakmazsın, kokunu alır gibiyiz" demek ister. Düşman Nurhak’ın sesini cihaz üzerinden tanımış ve panikleyip, tedbir almaya başlamıştır. Cihaz konuşmasından sonra alana keşif uçakları ve helikopterler sevk edilir, fakat gidip çemberi kırmayı başarır. Onun hangi alanda olduğunu bilen düşmanı hemen o alanda tedbirlerini almaya başlar. Savaşta her zaman düşmanını ciddiye alır.

ŞEHADET VE DİLLERE DESTAN MİLİTANLIK...

Tarihler 2017’nin 9 Temmuz’unu gösterdiğinde Nurhak tekrardan cenge atılmaya hazırlanır. Yapılan eylem planlamasıyla Gever’de aynı gün içinde 3 düşman noktası birden vurulacaktır. Nurhak’ın gideceği eylem yeri riskli ve zorludur. Gever havaalanına gidip, konuşlanan düşman güçleri vurulacaktır. Nurhak ve yoldaşları, Gever ovasını aşıp eylem yerlerine varır ve Nurhak öncülüğünde yoldaşları özgürlük halayına başlarlar. Yapılan eylem ile havaalanında konumlanan düşman vurulur ve 15 polis öldürülür, 2 tank ve 1 TOMA imha edilir. Bu başarılı eyleme komutanlık eden, zor zamanların komutanı Nurhak’tır. Eylem sonrası geri çekilmede tekrar ovadan geçerler. Yanındaki diğer yoldaşlarını gönderip, eylem hakkında bilgi alabilmek için bir köyün yakınında beklemeye başlarlar. Korucu olan köylüler, Nurhak ve diğer yoldaşını fark edip pusu atar. Burada yaşanan çatışma sonucu Nurhak Siser ve bir mücadele yoldaşı şehitler kervanına katılır. Arkasında dillere destan yaşam ve militanlık kalır.