Dünya savaşı ve Kürtler

Tarih, III. Dünya Savaşı’ndan büyük halklar devrimiyle çıkmanın ve diktatörleri intihara sürüklemenin zamanının geldiğini söylüyor.

I. Dünya Savaşı, Ekim Devrimi’nin gerçekleşmesiyle doğdu. Dünya insanlığını aslında bitmez tükenmez bir savaştan kurtaran sosyalist devrim oldu. Devrim, tüm dünyayı etkisi altına aldı; umut ve direniş oldu, insanlığa soluk aldırdı.

II. Dünya Savaşı daha karmaşıktı. Büyük katliamların ardından II. Dünya Savaşı da Alman yayılmacılığının büyük yenilgisi ve Hitler’in intiharıyla sona erdi. Neyse ki, insanlık olarak devrimler ve diktatörlerin intiharıyla sonuçlanan dünya savaşları tarihimiz var.

Şimdi III. Dünya Savaşı’nın ortalarında olduğumuz tahlilleri yapılıyor. 40 yıllık ABD-İran gerginliği biraz daha ısınıp saldırılarla derinleştirildi. Tarih, bu dünya savaşından büyük halklar devrimiyle çıkmanın ve diktatörleri intihara sürüklemenin zamanının geldiğini söylüyor. Bu da öyle bekleyerek, kendiliğinden olacak değil.

Kürtler, böyle bir dönemde saflıklarını bir yana bırakmalı. Duygusal, dar, parçacı, aşiretçiliği aşmayan zihniyetten vazgeçmeli. Bunun tüm Kürtlüğe kaybettireceği, bazılarının kuvözde yaşamasına izin verilmeyeceği bilinmeli. Kürtler, ulusal inşa ve bütünlüğü dikkate alıp ona göre hareket edebilmeli. İran ve ABD’nin derinleşen gerginliğinde de Kürtler, 3. Çizgide ısrar etmeli. Kürtlerin tutumu, tüm gidişatı belirleyecek düzeyde önemlidir. Dar bölgesel çıkarlar kadar tümden kendi dışında görüp ona göre yaklaşmak da yerinde olmaz. Elbette yaşananları değerlendirmeli, böyle durumlarda ne yapılması gerektiğine kafa yormalı. Kürtlerin özgücü ve ulusal çıkarları düşünülerek adımlar atılmalı. Kürtlerin, Trump-Hamaney söz düellosunun çıkmaz sokağına girmesinin kazandırıcı bir yanı görünmüyor.

Yeni bir devrimler çağı, halkların çağı başladı. Ülkeler parçalanıyor, dağıtılıyor ama bütünlükte her zaman keramet yoktur. Ortadoğu zorlama bütünlüklerle dizayn edilmiş, ulus devletlerin kan dökülerek inşa edildiği bir bölgedir. Özünde ise demokratik konfederalizmin beşiğidir. Büyük bir demokratik uluslaşma zemini vardır.

III. Dünya Savaşı, kimi dönemsel mekan değişiklikleriyle birlikte Ortadoğu ve Kürdistan merkezli olmaya; Kürt ve Arap halkını içine katarak sürmeye devam ediyor. Böyle bir süreçte yapılacak en doğru şey, Kürt ulusal birliğinin ve demokratik ulus çerçevesinde Kürt ile diğer halkların birliğinin derinleştirilmesidir. Ancak böyle bu dünya savaşından Ekim Devrimi etkisinde halklar devrimi doğar ve diktatörlükler hakettikleri yere gider.