Efrîn İnsan Hakları Örgütü: Efrîn'de demografik değişim sürüyor

Türk devletinin Efrîn'in işgalinin üzerinden 2 yıl geçti. Efrîn İnsan Hakları Örgütü, işgalin ilk gününden beri Türk devletinin talan, hırsızlık, işkence, katliam, haraç, fidye ve demografik değişim politikalarının aralıksız sürdüğünü belirtiyor.

Türk ordusu ve ona bağlı cihatçı çete gruplarının 20 Ocak 2018'de işgal saldırıları başlattığı Efrîn'de Özerk Yönetim, sivilleri korumak için 18 Mart 2018 tarihinde çekilme kararı aldı.

Üçüncü yılına giren işgalde, Türk devleti; katliam, işkence, insan kaçırma, talan, hırsızlık, demografik değişim gibi her türlü her türlü vahşeti Efrîn'de uygularken, Efrîn'in çocukları ve halkı da topraklarını işgalden kurtarmak için büyük bir direniş sergiliyor.

MAHABAD'IN 72'NCI YIL DÖNÜMÜNDE 72 UÇAKLA SALDIRDILAR

Mahabad Kürt Cumhuriyet'inin 72'nci yıl dönümünde 72 savaş uçağıyla Efrîn'e işgal saldırılarına başlayan Türk devleti, büyük bir direnişle karşılaştı. NATO'nun ikinci büyük ordusu Efrîn'de istediği ilerlemeyi sağlamayınca sivilleri hedef almaya başladı.

KADIN, ÇOCUK DEMEDEN YÜZLERCE SİVİL KATLEDİLDİ

Efrîn Kantonu Sağlık Konseyi'nin verilerine göre, işgal saldırılarının ilk bir ayında 27'si çocuk, 21'i kadın 176 sivilin katledildi; 60'ı çocuk, 71'i kadın 484 sivil ise yaralandı.

İşgal saldırıları 52'nci güne geldiğinde ise Efrîn Kantonu Sağlık Konseyi ile Heyva Sor a Kurd'un verilerine göre; 35'i çocuk, 29'u kadın 232 sivilin katledildi; 90'ı çocuk, 100'ü kadın, 668 sivil ise yaralandı.

Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) de saldırılarda, 55 çocuk ve 36 kadının bulunduğu 380’den fazla Kürt, Arap, Ermeni sivil Türk devleti tarafından Efrîn'de öldürüldüğünü açıkladı.

Aralık 2018 tarihinde ise Kuzey ve Doğu Suriye yönetimi tarafından yapılan açıklamada, katledilen sivil sayısının 501, yaralananların ise 797'ye ulaştığı açıklandı.

BM'NİN ATEŞKESİ DİNLENMEDİ

Birleşmiş Milletler'in (BM) Şubat ayında Suriye geneli için almış olduğu ateşkes kararına rağmen, Türk devleti sivil katliamında sınır tanımadı.

SİVİL KATLİAMI ÜZERİNE ALINAN BİR KARAR

Sivillerin hedef alınması ve katliam tehlikesinin büyümesi üzerine 16 Mart günü Efrîn yönetimi halkın Efrîn'den tahliyesine karar verdi. Efrînlilerin yüzde 90'ı Türk devletinin işgalini kabul etmeyerek kentten ayrılma kararı aldı.

İki günlük göç yolculuğundan sonra 175 bin'i aşkın Efrînli Şehba Kantonu'na ulaştı. Burada Şehba halkı ve yönetimi tarafından karşılanan Efrînliler; Şehba'nın Ehres, Fafînê, Til Rifat ve Kefernayê kasabaları ve bu kasabalara bağlı yaklaşık 50 köye yerleşti.

EFRÎN HALKI TOPRAKLARINDAN VAZGEÇMİYOR

Efrînlilerin büyük bölümü Şehba'daki Berxwedan, Serdem, Efrîn ve Veger kamplarına yerleşmeye başladı. Şehba'da yeniden yaşamlarını kuran ve örgütlülüklerini sağlayan Efrînliler, hala Türk devletinin saldırıları altında olmalarına rağmen Efrîn'i özgürleştirmesini bekliyor.

Diğer yandan işgalci Türk devletinin Efrîn'deki katliam, işkence, insan kaçırma, talan, hırsızlık, demografik değişim gibi her türlü kirli icraatları ise devam ediyor.

EFRÎN İNSAN HAKLARI ÖRGÜTÜ'NÜN RAPORLARINDA İŞGALİN BOYUTU

Efrîn İnsan Hakları Örgütü'nün Ocak ayındaki verilerine göre, Türk devletinin Efrîn'deki bazı icraatlarının bilançosu şöyle:

Göç: Efrîn'in işgalinin ardından 300 binden fazla Kürt göç etmek zorunda kaldı.

Katliam: 58 günlük işgal saldırılarında 486 sivil katledildi.

İnsan kaçırma: Mart 2018 tarihinden bu yana Efrîn'de en az 6 bin sivil kaçırıldı. Bunlardan 700'ü işkence gördü, 3 bin 300 kişinin akıbeti belli değil.

İşkence: Kaçırılan insanların büyük kısmı işkenceye maruz kaldı. Son iki yılda 54 kişi işkence altında yaşamını yitirdi.

Fidye: Türk devleti ve ona bağlı çete grupları en az 500 kişiyi fidye için kaçırdı. Kaçırılan kişiler için 3 bin ile 100 bin dolar arasında fidye isteniyor.

Tecavüz: İşgal saldırılarından sonra en az 60 kadın tecavüze uğradı.

Talan: Efrîn'de talanın her türlüsüne başvuruluyor. 

Zeytin işletmelerinin talanı: İşgalden önce Efrîn'de 270 zeytin işletmesi vardı. Bunlardan 140'ın malzemeleri çeteler tarafından Türkiye'ye götürüp satıldı, geri kalan işletmelere ise el konuldu.

Zeytin talanı: Efrîn zeytinlerinin yüzde 85'ine el konularak Antakya'daki işletmelerde işletildikten sonra "Made in Turkey' etiketiyle piyasaya sürülüyor. 2018 yılında 70 bin, 2019 yılında ise 90 bin ton zeytin talan edildi.

Zindanlar: Türk devletine bağlı her grup kendine göre işkencehaneler ve zindanlar kurarak kaçırdıkları insanlara burada işkence ediyor.

Doğa katliamı: Efrîn'de en az 2 bin 180 dönüm arazi ve 10 binden fazla zeytin ağacı yakıldı. 450 bin zeytin ağacı kesildi.

Okulların yıkımı: 64 okul yıkılarak kullanılamaz hale getirildi. Birçok okul ise çete grupları tarafından karargah, zindan ve işkencehane olarak kullanılıyor.

Tarihi yerlerin talan edilmesi: 42 tarihi ve inanç mekanı yakılıp yıkıldı. Birçok tarihi eser Türkiye'ye kaçırıldı.

Su hırsızlığı: Efrîn'in Şera ilçesindeki Meydankê Barajı'nı suyu, Türkiye'ye götürülerek, Hatay'daki Amik ovası bu suyla sulanıyor.

Dini baskılar: Efrîn'deki tüm Hristiyanlar göç etmek zorunda kaldı. Êzidî Kürtlere ait 10 ibadet mekanı yıkıldı, Alevilerin cemevleri şeriat okullarına dönüştürüldü.

Haraç: Türk devleti ve ona bağlı çeteler "vergi" adı altında kentte kalan ailelerden her ay 10 ila 15 bin Suriye lirası haraç alıyor.

Duvar: Efrîn'i Suriye'den koparmak için kentin etrafına duvar örülüyor.

Demografik değişim: Kentte kalan Kürtleri de söz konusu icraatlarla göçe zorlayan Türk devleti İdlib başta olmak üzere farklı yerlerden getirdiği çete gruplarının ailelerini Efrîn'e yerleştiriyor. Son aylarda İdlib'ten getirilenlerle birlikte Efrîn'e 400 bine yakın yabancı yerleştirildi.

Sömürge yönetimi: Efrîn Türk istihbaratı tarafından yönetiliyor. Resmiyette ise Hatay Valiliği'ne bağlı olarak gösteriliyor.

Terör merkezleri: Türk devleti, Efrîn'i çete grupları için ileri de tüm dünya için tehdit oluşturacak yeni bir eğitim merkezi olarak kullanıyor. Efrîn'in dağlarında büyük mağaralar yapılıyor, tüneller kazılıyor ve burada birçok çete üyesi eğitim görüyor.