Gerillalar, Atakan Mahir’i anlattı

HPG’nin efsane komutanlarından Komuta Konseyi Üyesi Atakan Mahir’i, yoldaşları anlattı.

HPG’nin efsane komutanlarından Komuta Konseyi Üyesi Atakan Mahir’i anlatan HPG’li Fırat Cesur, Mahir’in komuta tarzında yetkiden çok etkiye önem veren komünal bir yaklaşıma sahip olduğunu belirtti. YJA Star Gerillası Sema Gabar ise, “Heval Atakan toplumsal bir kişilikti, yalnızca kendisi değildi" dedi.

Maraş’ın Elbistan ilçesinde 1974 tarihinde dünyaya gelen İbrahim Çoban, göç ettikleri İzmir’de büyüdü. İlk, orta, lise öğrenimini burada gördükten sonra gittiği üniversite sıralarında Kürdistan’da özgürlük mücadelesinin yükselişi ile yurtsever gençlik çalışmalarına katıldıktan sonra Kürdistan dağlarına, gerillaya 1993 tarihinde katıldı. Uzun yıllar Dersim’de gerillacılık yürüten Atakan Mahir, Kürdistan özgürlük hareketinde birçok görev yürüten ve 25 yıl gerilla yürüyüşüne sahip, Dersim’in dervişi bir devrimciydi.

PKK Yürütme Komitesi ve HPG Komuta Konsey Üyesi Atakan Mahir’i (İbrahim Çoban), şehadetinin yıl dönümü vesilesiyle yoldaşları anlattı.

'İLK KOMUTANIMDI'

HPG Komutanlarından Fırat Cesur; Atakan Mahir ile 1998’de Dersim’de tanıştığını belirterek, "Atakan arkadaş ilk bölük komutanımdı. Katıldıktan dört gün sonra Atakan arkadaşla nişan eğitimi yapmaya gittik ve atışımı onun silahıyla yaptım. Bir gerilla için hiç unutulmayan ilkleri Atakan arkadaşla birlikte yaşama şansım oldu” dedi. PKK’de yaşam, savaş, komuta, komutanlığa dair ilk fikirlerinin Atakan Mahir üzerinden şekillendiğini dile getiren Cesur, “Dağa yeni geldiğinizde ‘komutan’ denildiği zaman sistemdeki gibi düşünüp algılıyorsun; aslında gerillanın farkını teorik olarak biliyorsun ama Atakan arkadaşta bunu pratik olarak da gördüğüm zaman şaşırmıştım” diye konuştu.

Atakan Mahir’in komuta tarzının, yetkiden çok etkiye ve sorumluluğu paylaşan komünal bir mantığa dayandığını sözlerine ekleyen Cesur, “Yine ilk katıldığım örgütsel toplantıda Atakan arkadaşın tavrı ilgimi çekmişti. Arkadaşta en öne çıkan yaklaşım; komutan olmasına rağmen yetkiden ziyade gösterdiği ve ortaya koyduğu etkiyi tercih etmesiydi. Kendisinde var olan etki gücüyle yanındaki arkadaşlarını güçlendirme ve bir program, planlama varsa ona katma vardı ve bu tarz benim üzerimde de oldukça belirleyici oldu” diye belirtti.

'YOLDAŞLIK RUHU HEP DİRİYDİ'

Mahir’in eğitici yönüne de dikkat çeken Cesur, "Atakan Mahir arkadaş, eğitime bambaşka yaklaşırdı. Birikimi, süreci tahlil edişi ve arkadaşları sürece adapte etme konusundaki yetkinliği ile etkin bir arkadaştı” dedi. Atakan Mahir’in çoğunlukla dervişane yaşamıyla tanındığını anlatan Cesur, "Her zaman eğiten, eğitirken kendisini de eğiten, öğrenen konumda tutan bir hakikat savaşçılığı ve paylaşımı vardı" diye ekledi.

Dersim’den Atakan Mahir’in komutasında 2000 sonrasında yaşanan ve aylarca süren yol arkadaşlığına da değinen Cesur, şunları anlattı:

"Henüz dağlarda yürümeye alışkın olmadığım için ayaklarımda sağlık sorunları çıkıyordu, bu nedenle uzun yürüyüşlerde kaygılı yaklaşıyordum, arkadaşlar da kaygı duyuyordu ve zorlandığım anlar da oluyordu ama Atakan arkadaş yüreklendirmek için ‘Bizi boşa çıkardın Fırat, bizden daha iyi yürüyorsun’ diyerek beni motive ederdi. Fiziki olarak en zorlandığım an bile onun verdiği moral, beni sürekli yürütüyordu. Yolculuğumuz bitene kadar da onun yaklaşımı, üslubu-sürekli beni yürüttü.

Aradan ne kadar zaman da geçse; tanıdığı, gördüğü arkadaşların durumunu hep sorar, hiç unutmazdı. Ben Atakan arkadaşta yoldaşlık ruhunun hep diri olduğunu, paylaşımcılığını ve komünalliğini anı anına kadar hem gördüm, hem yaşadım hem de hissettim."

'KİRLİLİKTEN KURTULMAK İSTEYEN ONUN YANINA GELİRDİ'

Cesur, Dersim halkının ondan, onun da Dersim halkından çok şey öğrendiğini, aktararak, şöyle devam etti: "Dersim gibi bir yerde bir köye gittiğinde yaşlı bir köylünün yaşam tecrübesi farklıdır; ondan alacağın çok şey vardı. Atakan arkadaş Dersim’in isyancı kişilikleri ile tanışır, tecrübelerini dinler, onların tecrübelerinden aldıklarıyla kendini daha da yetkinleştirip, yoldaşlarına ve halka daha çok şey verebiliyordu."

Atakan Mahir’in her yaştan, farklı kültürden halkla çok çabuk ilişki kurabildiğine vurgu yapan Cesur, Kürdistan gençliği ile kurduğu ilişkiye de değinerek, şunları söyledi:

"Yurttaşlarımız sık sık kendisini görmek ister, Atakan arkadaş ile diyalog kurmak isterlerdi. Özellikle gençlerle ilişkileri iyiydi. Gençler sistemin yaşamlarında yarattığı kirlilikten kurtulmak için onun yanına gelirdi; Heval Atakan onlarla diyalog kuruyor, yaşam biçimlerini düzeltmeleri ve yeni bir bakış açısı kazanmaları için yardımcı oluyordu. Aslında Atakan arkadaş etrafında toplanan halk için aynı zamanda bir kütüphane görevi de görüyordu."

Fırat Cesur, son olarak, "Atakan Mahir arkadaş şahsında, tüm şehitlerimizi bir kez daha anarken onlara layık olmanın sözünü yineliyoruz” mesajını verdi.

'İLK ANDA BİLE UZUN ZAMANDIR TANIŞTIĞINI HİSSETTİRİRDİ'

Atakan Mahir ile 2011 yılında Dersim’de tanıştığını belirten YJA Star Gerillası Sema Gabar ise ilk izlenimlerini şöyle dile getirdi: “Atakan arkadaşı ilk gördüğüm zaman beni en çok etkileyen, arkadaşlarla ilişkilerindeki sıcaklığıydı. Sanki uzun zamandır birlikte kalıyormuşsun gibi bir sohbeti vardı ve yalnız benimle değil, etrafındaki tüm yoldaşları ile de bu böyleydi. Sürekli arkadaşların içerisinde, onları sevdiğini ve onlara gerçekten değer verdiğini hissettiren bir yaklaşımı vardı."

'KABA YÖNTEMLERİ SEÇMİYORDU'

Gabar, şunları anlattı:

"Atakan arkadaş, pratikte, emek harcarken yoldaşına da öğretici olurdu. Ne zaman erzak çekilse mutlaka yardım ederdi, kendini hiçbir zaman ayrı tutmazdı. Her çalışmanın içinde yer alır, arkadaşlara moral verirdi.

'O benim yoldaşımdır, bu savaşta yer alıyor, bunun için emek veriyor ve çaba harcıyor' şeklinde bakar ve bu maneviyatı herkeste yaratırdı. Herkes Atakan arkadaş nerede ise orada olmak istiyordu; insanı düşünen, anlayan ve karşısındakine değer verdiğini hissettiren bir tutumu vardı. Özellikle zorlanan arkadaşlarla Heval Atakan daha çok ilgileniyordu ve onları örgüte bağlıyordu. Herkes bunu başaramaz. Heval Atakan insanları partiye, örgüte bağlamayı başarıyordu. Bunu hiçbir zaman doğru böyledir, böyle olacak şeklinde kaba yöntemlerle değil, insanlara kavratarak yapıyordu. Bunun yöntemleri Atakan arkadaşta çoktu. Bir yerde bir yanlışlık varsa da o keskin tavrını koyardı. Yöntemi çok iyi tutturan bir tarzı vardı.

'KADINA BAKIŞ AÇISI ETKİLEYİCİYDİ'

2015 yılında Atakan arkadaş bulunduğumuz alana gelmişti. Biz kadın arkadaşlar olarak bu alana kaç yıldan sonra ilk defa gidiyorduk ve bu nedenle her şeye katılma istemi vardı, özgün bir tim olarak eylemlerde, görevlerde her yerde yer alalım, araziyi tanıyalım, her yerde kadın arkadaşların varlığı olsun çabası vardı. Bazı erkek arkadaşlar, her şeyde kadın arkadaşların yer almasının onları pasif bıraktığını düşünerek eleştiriyorlardı toplantıda. Yapılan bu değerlendirmelere karşı Atakan arkadaşın bakış açısı beni çok etkiledi. Bu toplantıda Atakan arkadaş, erkek arkadaşlardan farklı değerlendirdi durumu; ‘Kadın arkadaşlar burada fedakârlık yapıyor, o kadar çaba ve emek veriyorlar ama siz tersini söylüyorsunuz’ diyerek arkadaşların negatif bakış açılarını değiştirmeleri konusunda önayak oldu. Bu belki tek bir örnektir fakat Atakan arkadaşın konuşması günlük yaşamda dahi her zaman dervişaneydi, insanda hiç sıkılmadan sürekli dinleme istemi uyandırıyordu. Hemen hemen her konuda felsefi, dervişane bir yan bulurdu.

Atakan arkadaş ve Baran Dersim arkadaş yan yana geldikleri anlar, bizim için eğitim gibi geçerdi. O arkadaşları dinlemek, anılarını birbirlerine anlatmaları, geçmişte birlikte yaşadıkları arkadaşları anmaları, sohbetlerinde sürekli mücadele arkadaşları olurdu. Bugünlere gelmemizi bu arkadaşlara borçlu olduğumuzu hissetmemizi sağlardı, bunların farkında olarak yaşama katılmamız gerektiğini hissettiriyordu bize, Atakan arkadaş.

'CESARETİYLE TABULARI YIKARDI'

Atakan arkadaş, aslında eğitimlerde tabuları kıran bir insandı; bütün sınırları, Ortadoğu insan kalıbında oluşturulan o dogmatik yanları eğitim tarzıyla aştıran bir insandı. Hiç tartışılmaz dediğimiz konularda Heval Atakan tartışmamız için önayak oluyordu, çok cesaretliydi bu konuda. Düşüncedeki cesaret yaşamındaki yürüyüşüne de yansıyordu hep. Heval Atakan dogmatizme karşı tabuları kırma yönünü Önderlikten almıştı. Önderliğin düşüncedeki korkaklığı en temel korkaklık olarak tanımladığı biliniyor. Heval Atakan düşüncedeki korkuyu aşmış, bu yönlü cesaretli bir insandı ve bu tüm yaşamına yansıyordu. Anlattıklarıyla kişinin kendi gerçekliğiyle buluşmasını sağlayan, yaşadıklarından çıkış kapısını da her zaman gösteren, çözüm yaratan bir kişiydi de aynı zamanda. İnsan bazen kendi zayıflıkları içinde zorlanıp dar pencereden bakan bir duruma düşerken, Heval Atakan sana o kapıları açıyor ve ‘doğru yol budur’ diyordu.”

'PKK TOPLUMUNUN ÖZÜYDÜ'

Atakan arkadaşı yıllarca savaş ortamında kalmış olmasına rağmen bir gün moralsiz görmedim. Bu bir devrimci için çok önemli bir özellik. Heyecan, moral, yaşam istemi ve umut aşılıyordu etrafına her zaman. Bildiklerini yaşamına yansıtma çabası ve bunu etrafına da vermesi yani ‘toplumsallaştırması’ önemliydi. Aslında Heval Atakan, bir birey değil toplumsal bir kişilikti, yalnızca kendisi değil, arkadaş, yoldaş ve parti ölçülerinin bir bütünüydü, bir toplumdu. PKK toplumunun özüydü."

Sema Gabar konuşmasının sonunda Atakan Mahir ve beraberinde yaşamını yitiren olan Roni, Şoreş, Ali, Zınar ve Rabun’u bir kez daha anarak, “Dağların dervişi, kahraman komutanı Atakan Mahir şahsında, tüm şehitlerimizin intikamını alacağımızın sözünü veriyoruz” dedi.

KAHRAMANCA DİRENDİLER

PKK Yürütme Komitesi Üyesi ve HPG Komuta Konseyi Üyesi Atakan Mahir (İbrahim Çoban), Erzurum Eyalet Yönetim Üyesi Roni Munzur (Mahmut Laçin) ve beraberlerindeki HPG ve HBDH gerillaları Şoreş, Ali, Zınar, Rabun 11 Ağustos 2018 tarihinde Dersim’in Pülümür ilçesi kırsalında Türk işgalci ordusunun gerçekleştirdiği operasyonda kahramanca direnerek yaşamlarını yitirmişti.