‘Hazırız heval’ diyordu Demhat

HPG komutanlarından Sedat Demhat, 6 aylık direnişinden önce yeni işgal saldırısı beklerken şunları söylüyordu: “Geçen yılki direniş düşmanı durdurdu, planlarını bozdu, arkadaşların bıraktığı yerden devam edeceğiz. Hazırız heval.”

Türk işgal saldırılarını Şikefta Birîndara’da karşılayan ve 6 ay süren direnişini şehadetle taçlandıran HPG komutanlarından Sedat Demhat, işgal saldırısını karşılamaya hazırlanırken iddiasını, büyüklüğünü ve kararlılığını vurguluyordu. 

Kurdistan Özgürlük Mücadelesi'ne 2015’te katılan Sedat Demhat, Mêrdîn’in Stewrê (Savur) ilçesine bağlı Barman köyünde dünyaya geldi. Yurtsever değerlere sahip bir aile ortamında büyüdü. Gerilla saflarına katıldığı günden şehadet anına kadar haklı mücadelesinin bir emektarı oldu. Medya Savunma Alanları’nın birçok yerinde görev aldı. En son Zagros bölgesindeydi. Şikefta Birîndara bölgesinde, 17 Nisan 2022’de başlayan saldırılara karşı 6 ayı aşkın süren destansı direnişin içindeydi. Türk ordusunun kimyasal saldırısı sonucu Ekim 2022’de Şikefta Birîndara’da şehadete ulaştı. 

BU TOPRAKLAR BİZİM

Şehit HPG komutanlarından Sedat Demhat, işgal saldırısından çok kısa bir süre önce, şunları söylüyordu: “Son günlerde gelişen hava saldırılarıyla düşman, PKK gerillasına karşı özel savaş yöntemlerini kullanıyor. Tüm bunlar bir avutma, gerillanın yoğunlaşmalarını bozma temelindedir. Bizler gerilla olarak her zaman hazır vaziyetteyiz, elbette savaş zamanlarında daha temkinli, daha kapsayıcı hazırlıklar yapılır, biz de bu süreçte her yönlü hazırlıklarımızı yapıyoruz. İşgalci TC devletinin Kurdistan’ın birçok alanına saldırması gibi önüne koyduğu, Kürt halkına karşı soykırım politikası kapsamında Zap alanına yöneleceğini biliyoruz. Kurdistan toprakları bize aittir. Düşünün, birileri sizin evinize giriyor, evinizi elinizden almak istiyor. Ev bizim, arazi bizim. Yani bu topraklar bizim topraklarımız. Türk askerleri gelip topraklarımızı işgal etmek istiyor. Bizimkisi, bu dağlarda yaşamla birleşmektir. Ağacıyla, taşıyla, toprağıyla, canlısıyla, her şeyi ile bütünleşiyoruz. Biz doğayla bu dağlarla birbirimizi tamamlıyoruz. TC devleti dağlarımızda doğayı katlediyor, bizler doğayı koruyoruz. 

TEK TEK HESAP VERECEKLERDİR

Dağlarımızı, doğamızı katletmenin hesabı sorulacaktır, bu katliamlar unutulmayacaktır! Her bir ağacın, her bir taşın, toprağın, bunun yanında bir de binlerce insanımızın çektiği zulmün, şehitlerimizin hepsinin hesabı sorulacaktır. Belki bugün değil, ancak her şeyin bir zamanı var. O zaman geldiği vakit, tek tek halkımıza, şehitlerimize hesap vereceklerdir. Kim olursa olsun fark etmez, emir vereninden tutun uygulayana kadar hesap verecekler. 6-7 yıldır PKK’deyim, devrimde kararlı bir duruşumuz var. 2021’de bunu Werxelê, Mam Reşo’da ve Zendûra’da gördük, takip de ettik. Gerçekten PKK’nin kudretli gücü tekrardan ortaya çıktı. Aslında PKK’de var olan o güç, yoldaşlarımızın direnişçiliğiyle daha bir büyüdü, direniş çıtası yükseldi. Bir çıta vardı; sınır tanımayan bir PKK yoldaşlığı, sınır tanımayan bir PKK savaşçılığı vardı. Ayları aşan vahşet saldırılar karşısında gösterilen direniş ve mücadeleleri ile çıtayı yükseltti yoldaşlarımız. Artık 6 ayı aşkın direnişler gerçekleşiyor. 

DÜŞMANI DA KÜÇÜK GÖRMÜYORUZ

Bizim hedefimiz bu çıtaya ulaşmak, yoldaşlarımızın intikamını almaktır. Direnen yoldaşlarımız bizlere çok büyük miraslar bıraktır, hem tarz hem de taktik açısından. Onların direngen ve iradi duruşları biz kalanları daha fazla netleştirdi. Önderliğimizin fiziki özgürlüğünü sağlamamıza, alanlarımızı korumamıza yardımcı oldu. Hazırlığımız ve netliğimiz savaşta bizim yanımızda. Bizimle savaşan düşmanı da küçük görmüyoruz, şüphesiz onların da hazırlıkları vardır. Daha önce ellerinde ne kadar teknik varsa kullandılar, şimdi başka teknikler ve yöntemler kullanacaklardır. Ancak bunlara karşı çok büyük emeklerle hazırladığımız savaş tünellerimiz var, bu tünelleri korumak bizlerin boynun borcudur.

DENİZDE BİRER DAMLAYIZ

Gerillanın yaşamı bir savaştır, bu sadece bir mermi atmak, bomba atmak değil. Gerillada yaşadıkça öğreniyor insan. PKK’de yaşam bir denizdir, bizler bu denizin içerisinde bir damlayız, bu denizde ilerledikçe açılıyorsun, sonu gelmiyor. PKK’de son yoktur. Sürekli çıta yükseliyor, PKK’nin sonsuzluğu, bitmeyişliliği buradan geliyor. Yoldaşlığından tutalım savaşına, savaşından tutalım yaşamına kadar bir ilerlemedir. Her yıl, her ay, hatta her yoldaşımız bir dönüm noktası yaratmıştır. Bizler bu dönüm noktasına ulaşma çabasındayız, bunun için emek harcıyoruz. İntikam aldığımız kadar yoldaşız, bizler de yoldaşlarımızın intikamını alacağız. Binlerce şehidimiz var, belki hepsi ile beraber kalma şansımız olmadı, ancak PKK bize bir yoldaşlık mirası bıraktı, bizler birbirimizi böyle tanıyoruz. Onları; emekleri, mücadeleleri, güler yüzlülükleri, arkadaşların anlatımlarıyla ya da bir fotoğraflarıyla tanıyoruz. Ne yaparsak yapalım onları ancak bir nebze anlatabiliriz. Kurdistan’ın özgürleştirilmesiyle, halkımızın özgürleştirilmesiyle bu yoldaşlarımızı anlatabilir, bizler için bıraktıkları mirasa sahip çıkabiliriz. Bu yönüyle her zaman iddialıyız, hedeflerimiz büyük, sadece düşmanı burada kırmak temelinde değil, var olan bu soykırım politikasını tümden bozmaktır. 

BİZ YAŞAMA SAHİP ÇIKIYORUZ

Binlerce gerilla var, eğer binlerce gerilla bu dağlara gelmişse ve eğer Rêber Apo’ya insanlar bu kadar güveniyorsa demek ki muazzam bir enerji, güç, hissiyat vardır. Yoksa bu dağlarda herkes bu zorluklarda yaşayamaz, kalamaz. Bizler bu enerji içinde yolumuza devam ediyoruz. Dışarıdan görüldüğü gibi ya da anlatıldığı gibi olamayabilir, çünkü PKK anlatılmakla bitmez.  Anlatacak çok şeyimiz var, asıl olan bu yaşama sahip çıkmaktır, bu da bizim boynumuzun borcudur.

İDDİA VE KARARLILIĞIMIZ BÜYÜK

İddiamız büyük, kararlılığımız da büyük, partimiz de büyük, halkımız da büyük. Bizler kendi üzerimize düşenleri tamamlarsak halkımızdan bir kişi bile ayağı kalkarsa bu savaşa emek vermiş demektir. Halkımızın bizden beklentileri var, bunların farkındayız. Bu beklentileri karşılamaya çalışıyoruz, çabamız bu yönlüdür, bunları karşılayacağız. Duygusal ve askeri açıdan hazırlıkların olması, birbirini tamamlaması bambaşka sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Zaferi getirecektir. Geçen yıl ki büyük direniş düşmanı durdurdu, düşmanın planlarını bozdu, bizler de arkadaşların yarım bıraktığı yerden devam edeceğiz. Bu yıl kazandığımız tecrübelerle birlikte hareketli timlerle, savaş tünellerinde açığa çıkan savaş tarzımızla, bütünleyici bir tarzla zaferi getireceğiz. Düşmanımız fiziksel ve sayısal olarak bizden daha çok olsa da yüreği bizimkisi kadar büyük değil. Bizler de az çok metropollerde yaşadık, onlar günübirlik yaşam tarzını esas alıyor, ancak biz yaşama mührümüzü vurmayı amaçlamışız. Hem Önderliğimizi hem de kendimizi özgürleştireceğiz. Zaman olarak geç kaldığımızın bir özeleştirisidir, bunun farkındayız. Bu özeleştiriyi bu yılki operasyonda düşmanı kırmakla verebiliriz.

MORAL VE COŞKUMUZ YERİNDEDİR

Hazırız heval, moralimiz, coşkumuz yerindedir. Işıklı olan yerler, karanlık olan yerler... Bizim iddiamız, karanlık olanları aydınlığa çevirmek. Güneşin doğuş anındaki aydınlık gibi, düşmanın elinin uzanmadığı bir aydınlığa dönüştürmek gibi. Karanlık günler aydınlığa çıkacaktır. Aslında biz çıkaracağız, başkası değil. Şimdi bu pencerenin önünden baktığımda bile güç almamak elde değil, yüksek dağlar, bize ait alanlar, bu muazzam güzellikler bir güç kaynağıdır. Başaracağız, başka yolu yok! İddiamız, kararlılığımız büyük. Şoreş Beytüşşebap arkadaşın bizlere bıraktığı o mücadeleci ruhu arkamızdan gelenlere bırakacağız. Onlar geldiğinde o ruhu yaşayabilsinler diye, biz de o ruhu bırakmak istiyoruz. Zafer üç-beş yıl sonra değil, düşmanımız çökmüş vaziyette ve bizler bu çöküşü hızlandıracağız. Biz özgür yaşamı kuracağız.”