‘Hesekê’deki cezaevi saldırısında üst düzey MİT elemanları da yer aldı’

QSD Genel Komutanlık Üyesi Newroz Ehmed, DAİŞ’li tutukluların bulunduğu cezaevine saldırıya ilişkin yürütülen soruşturmada saldırının işgal altındaki bölgelerde üst düzey MİT yöneticiler ve DAİŞ liderleriyle gerçekleştirildiği tespit ettiklerini söyledi.

DAİŞ'lilerin tutulduğu Hesekê Cezaevine yönelik MİT destekli DAİŞ çetelerinin saldırısının üzerinden bir yıla yakın zaman geçti. Saldırı sonrasında başlatılan soruşturma konusunda bilgi veren Newroz Ehmed, soruşturmanın halen sürdüğü bilgisini paylaşarak “İmkanlarımız doğrultusunda soruşturma yürüttük. Halen de üzerinde durulması gereken yönler var. Türkiye ve birçok ülkeye ait telefon numaraları cezaevinde çıktı. Kimlere aitse bunları takibe almak gerekirdi. Bunları tespit etme imkanlarımız kısıtlı. Bunu diğer güçlerle paylaştık. İstenen sonuç yok. Yine öldürülen kişilerin kimliği için DNA testi gerekiyordu. Ele geçirilen şeyler, bir kez daha tutukladığımız DAİŞ’liler, bunların sorgusu yapılıyor. Başlıca yönler ve sonuçlar ortaya çıkarıldı ancak halen ortaya çıkarılması gereken bazı detaylar var ve bu konuda çalışmalarımız sürüyor” dedi.


QSD Genel Komutanlık Üyesi Newroz Ehmed, 20 Ocak 2022 tarihinde Hesekê’de DAİŞ’li tutukluların bulunduğu cezaevine dönük saldırıda yürütülen soruşturmada açığa çıkan bilgileri ve daha birçok detayı ANF’yle paylaştı.

20 Ocak 2022 tarihinde Hesekê’de DAİŞ’li tutukluların bulunduğu Sinaa Cezaevine dönük saldırının birinci yılı doluyor. Neler söylemek istersiniz? Saldırıyla ilgili başlatılan soruşturmada saldırıyla ilgili ortaya çıkan son sonuçlar neler?

Hesekê saldırısının üzerinden 1 yıl geçti. Elbette bu süreç ve saldırı süreci boyunca çok sayıda kişi tutuklandı. Çok yönlü bir soruşturma başlatıldı. Başta bu saldırı nereden ve nasıl yürütüldüğünü ortaya çıkaran önemli bir soruşturmaydı. Doğru, önceden saldırı olacağına dair bazı bilgiler geliyordu. Ve bu doğrultuda birçok saldırı girişimi boşa çıkartıldı. Son yaşanan saldırı boyutunda bir saldırının olacağına dair tahminimiz yoktu. Çünkü öncesinden birçok saldırı girişimi boşa çıkarılmıştı.

Bu saldırı en üst düzeyde organize edilmişti. Önceden engellenen saldırılardan sonra bu saldırıyı, en üst yönetim bizzat dar gruplar aracılığıyla organize etmişti. Türk işgali altındaki bölgelerde kalan DAİŞ üst yönetimi organize etmişti. Bizzat MİT tarafından bu bölgelere nasıl çete ve cephane sevkiyatları yapılacağı yönünde planlamalar yapılmıştı. Saldırıyı her yönüyle, ince ayrıntılarıyla hesaplayarak saldırıya geçtiler. Sadece DAİŞ ve yönetimiyle yapılan bir saldırı değildi. Bizzat Türkiye tarafından organize edilmişti.

SALDIRININ IRAK AYAĞI DA VAR

Saldırının Irak ayağı da vardı. Hol Kampı aracılığıyla tutuklu DAİŞ’li aileleri de kaçırarak bu planı tamamlamayı hedeflemişlerdi. Plan, hem tutukluları hem de ailelerini birlikte çıkarma temelindeydi. Bunun için de geniş bir saldırı planı hazırlanmıştı. Diğer yönüyle de elbette bu tutuklularla iletişim kurmak için içeriye bazı şeyler sızdırmışlardı. Telefon benzeri teknik malzemelerle iletişim kurmuşlardı. İçerideki çete mensuplarının saldırıda neler yapacağı belirlenmişti. Yine kentin içerisinde cezaevine yakın mahallelerde de hücreler konuşlandırılmıştı. Bu da hücrelerin saldırıdan kısa süre önce değil de uzun süreli bir konuşlandırıldığını gösterdi.

Saldırıların dışarıdan nasıl planlandığını tutukladığımız kişiler de itiraf etti. Saldırı planına dışarıdan gelenler de, içeriden dahil olanlar da bunu itiraf etti. Dar bir sayıyla sınırlandırılmıştı. Hatta cezaevindeki tüm tutuklular da bilmiyordu. İçeriden ve dışarıdan çok az kişinin bildiği bir saldırı planıydı. Gelen gruplara da son anda saldırı planı ve hedefleri söylenmiş. Her hedefin nasıl hazırlandığı söylenmiş. Bu şekilde bölgelerimize gönderilmişler. Dışarıdan böyle örgütlendirilmiş.

İçeriye sızıntılar nasıl gerçekleşti? Soruşturmada birçok yerde dile getirilen ‘güvenlik boşluğu’ konusunda neler yapıldı?

Doğru, güçlerimiz oranın güvenliğini sağlıyor. Ancak birincisi; cezaevi binası güvenlikli ve uygun değildi. Öncesinde birçok tedbir alındı. Cezaevi çevresinde tüneller kazarak sızma girişimlerine karşı tedbirler alındı. Öncesinden içeride birçok şeyin olduğu istihbaratı üzerine birçok kez operasyon yapıldı.

Güçlerimiz tedbirleri artırma noktasında çaba içerisindeydi. En tehlikelisi olan bu cezaevini daha güvenlikli kılmak istiyorduk ancak imkanlarımız yoktu. Daha çok çevresinde güvenlik tedbirleri aldık. İkincisi de tekniki boyutta imkanlarımız çok zayıf. İlgili taraflarla görüşmelerimizde de bunu sürekli dile getirdik. Tekniki olarak İç Güvenlik Güçlerimizin önemli tecrübeleri var, birçok bölgeye ulaşma fırsatı var ancak içeriye sızdırılan şeyleri kontrol etme, var olan telefonları tespit etme takibe alma noktalarında imkanlarımız kısıtlıdır.

Saldırıdan sonra başlatılan soruşturma kapsamında içeriye sızdırılan telefonlar, kartlar ve kısmi cephaneler ortaya çıktı. Saldırıda kullanılan cephanenin çoğu dışarıdan getirilmişti. Ancak içeride de cephane kısmen vardı. Nasıl getirildikleri konuları elbette soruşturmada açığa çıktı. Gerekli tedbirler alındı ve hesap istendi. Ama imkanlarımız bu konuda kısıtlıdır. Bu tutuklularla iletişimde olan cezaevi güvenliğine eğitim verilmişti ancak kısıtlı bir eğitimdi. Bu konuda savunma güçlerimizin tecrübeleri üst düzeyde değil. İlk kez 2019’dan sonraki süreçte böylesi büyük sayıda tutuklu elimize geçti. Kısa sürede gerekli tedbirleri almamız gerekiyordu. Bunun için bu açıdan da eksik yönleri açığa çıktı.

Bölgede bulunan DAİŞ karşıtı uluslararası güçler bu konuda yardımda bulunmadı mı?

Bölgedeki güçler, özellikle bu cezaevi noktasında birlikte çalıştığımız istihbarat örgütlerinin paylaştığı bilgiler doğrultusunda gerekli tedbirler alınıyordu. Ancak bu da yeterli olmadı. Diğer yönüyle daha önce de belirttiğimiz gibi güçlerimizin elindeki kısıtlı imkanlar bu saldırıya ve sonuçlarına neden oldu. Birçok şeyi biliyoruz, yapacağız, diyoruz ancak elimizdeki imkanlardan dolayı bunu yapamıyoruz. Bunu birçok kez dile getirdik ve yardım istedik. DAİŞ tutuklularının yükü sadece QSD’yle ve Özerk Yönetime bırakılacak bir yük değil. Sorumluluğu ağır olan bir yüktür.

Bu saldırı çok tehlikeli bir plandı. Planlandığı gibi gerçekleşseydi hem cezaevi için hem de kamp için bir kez daha ‘hilafet’ ilan edilebilirdi. Bu tüm bölge için çok tehlikeliydi. Esasında tüm dünya için çok tehlikeliydi. Bunun uluslararası yaklaşım yönü de vardı. Herkes ‘Artık DAİŞ bitti, QSD kontrolündedir. Bizi koruyor, diyerek kendini çekmişti’ diyordu. Gereken destek ve yardımlar çok kısıtlıydı. Gelişecek sürece uygun gerekli ciddi bir yaklaşım yoktu. Bunu birçok dile getirdik. Sanki sadece biz bunu söylüyoruz ya da kullanıyoruz. Türk devleti ve birçok kişi de bunu söylüyor. Ancak saldırıdan sonra herkesin bu ciddiyetle yaklaşacağına inanıyoruz. 

Saldırının yapıldığı binanın, cezaevine uygun bir bina olmadığını söylediniz. Şu anda tutuklular nasıl bir binada kalıyor? Yeni bir saldırıya karşı gerekli tüm önlemler alındı mı?

Bu saldırılardan sonra tutuklu DAİŞ’liler yeni yapılan cezaevine nakledildi. Ancak yine bu konudaki tedbirler az. Sağlam bir cezaevi binası da yeterli olmuyor. Birçok ülkede üst düzey güvenlikli cezaevlerinde bile tutukluların nasıl kaçtığının çokça örneği var. Sağlam bir bina tek başına yeterli değil. Bununla birlikte gerekli birçok tedbirde alınmazsa bu da zordur. En tehlikelisi bu DAİŞ’lileri bu şekilde bırakmaktır. Daha önce de dile getirdik. Tutuklu DAİŞ’liler bu durumdan kurtularak yeniden ‘hilafeti kurma’ umuduna kapılıyorlar. Özellikle de bizim imkanlarımız biliniyor. Bunlar yargılanmalı ve herkes bu sorumluluğu kaldırmalı. Birlikte gerekli tedbirleri alalım. Bu konuda güçlü bir çalışma gerekiyor.

Sadece cezaevlerini güvenli kılmak bu sorunu çözüyor mu? Köklü bir çözüm için neler gerekiyor?

Şimdi bu saldırının üzerinden bir yıl geçmiş. Ancak halen de imkanlar ve destek zayıf. Yiyecek, içecek ve gerekli ilaçlar bakımından bile ele alırsak her şey büyük sorun. Hepsi sorundur. Bunların hepsini Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve QSD’yle bırakmak hukuki olarak da doğru değil diğer yönlerden de. 50’den fazla ülkenin tutuklusu var. Gerçi bazıları götürmek istiyor ancak çok kısıtlı bir sayıdır bu. Bazı ülkeler devreye girdi, kimi ülkeler hiç bahsetmiyor bile. Sanki yokmuşlar gibi. Bu saldırıdan sonra bile gerekli yaklaşımı göstermedi. Bazı ülkeler onları vatandaşlıktan çıkaracaklarını söyledi. Bunun ilerisinde bir adım atılmış değil.

Kendi imkanlarımız ve Koalisyon'un kısmi yardımlarıyla bazı tedbirler alınmış. Ancak belirttiğimiz bu hususlar ve soruşturmalarda ortaya çıktığı gibi bazı zayıflıklarımız var. Özellikle istihbarat ve cezaevi güvenliğini sağlayan güçlerimiz noktasında destekler halen de azdır. Sadece bu cezaevi de değil bölgede başka birçok cezaevi daha var. Kısmi sayıda tutuklu bu bölgededir. Bölgede daha çok tehlikeli DAİŞ’lilerin kaldığı böyle cezaevleri var. Bu yerlere dönük de bilgiler ve tehlikeler var.

İÇERİDE ÖRGÜTLENİYORLAR

Bu yerler için çok geniş ve uzun süreli planlar gerekiyor. İmkanlarımız doğrultusunda aldığımız bazı tedbirler var. Çünkü şimdi de bir kez daha cezaevleri olmak üzere bölgeye dönük saldırı bilgisi var. Üst düzey yönetimleri yıllarca buralarda savaşmış ve savaşı yönetmiş, tecrübeleri var bu kadar yıldır cezaevinde yeni planlar üzerine düşünen liderlerinin olduğunu biliyorlar. Cezaevlerine yapılan operasyonlarda kendilerini örgütleyen bazı materyallerde ele geçirildi. Cezaevlerinde de sürekli hazırlanıyorlar. Bunu kendileri de söylüyorlar. Dışarıya çıkacakları günü beklediklerini söylüyorlar.

Çünkü bunlara karşı yapılmış bir şey yok. Verilmiş bir ceza yok. Onlara sahip çıkacak kimse yok. Bunun için umut besliyorlar. Bu tehlikelidir. Şimdi de planlar var. Onlara ulaşmak istiyorlar. Çünkü en esaslı liderleri ve elemanları bu cezaevlerinde. Bunun için de girişimleri ve çabaları var, sürdürüyorlar. Bu konuda aldığımız tedbirler var. Güçlerimiz bu yerlerde güvenlik önlemlerini alıyorlar. En son Reqa’ya dönük yapılan saldırı da bunun bir parçası. Yine birçok bölgede bu tür bilgiler var. Bunun için de bu konuda daha güçlü bir hareketlilik lazım. Daha güçlü destek ve yardım lazım. Herkes harekete geçerek sorumluluğunu yerine getirmeli.

Yürütülen soruşturmaya ilişkin eklemek istedikleriniz var mı?

İmkanlarımız doğrultusunda soruşturma yürüttük. Halen de üzerinde durulması gereken yönler var. Halen netleştiremediğimiz yönler var. Çünkü Türkiye ve birçok ülkeye ait telefon numarası vardı. Kimlere aitse bunları takibe almak gerekirdi. Bunları tespit etme imkanlarımız kısıtlı. Bunu diğer güçlerle paylaştık. İstenen sonuç yok. Yine öldürülen kişiler kimdi, bunlar için DNA testi gerekiyordu. Bölgede imkanlarımız az. Bundan dolayı halen bazı konular hakkında net şeyler söyleyemiyoruz.  Bui üzerinde durmuyoruz anlamına gelmiyor. Soruşturma halen de sürüyor.

Ele geçirilen şeyler, bir kez daha tutukladığımız DAİŞ’liler; bunların sorgusu yapılıyor. Çalışmalarımız halen de sürüyor. Halen de gündemimizde. Az kalan yerleri ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Kabaca sonuçlara vardık ancak bazı detaylar halen var ve bu konuda çalışmalarımız sürüyor.