Tam 6 yıldır DAİŞ faşizminin karanlığına gömülen Ortadoğu’da, YPG-YPJ öncülüğündeki Rojava Devrimiyle  dünyaya cehaleti yaşatan DAİŞ çetesi her geçen gün yenilgiye uğratılıyor. Ve Ortadoğu halkları artık gün yüzü görmeye başladı. Milenyum çağında DAİŞ’in insanlığa yaşattığı karanlığı aydınlatanlar yürekli ve inançlı. Savaşırken yiğit! Toprağa düşerken aydınlık bıraktıklarını bilerek huzurlu… Heval Çiya Agir ve Heval Sozdar Bawer gibi binlerce şehidin hikayesi, Reqa’nın üzerindeki kara bulutları da dağıtıyor…

EN COŞKULU NOKTADA TANIDIM

Hemen hemen her saldırı grubunun koordine merkezinde, gün batımında bir araya geldiği ve şehir merkezine doğru ilerlediği noktada tanımıştım Heval Sozdar’ı. Burası Reqa’nın en coşkulu, yüzlerin en çok güldüğü, halayların en çok çekildiği, en yüksek sesle müziklerin dinlendiği nokta! BKC’ler, keleşlerin şakır şakır mermilerini namluya sürülme sesleriyle halay müziklerinin birbirine karıştığı, tanışan tanışmayan şervanların sarılıp gülüştüğü, tokalaştığı nokta işte burası. Ve Heval Sozdar’ı tam da burada tanımıştım...

UPUZUN ÖRGÜLÜ GÜZEL SAÇLARI VARDI

Uzun örgülü saçları hep fotoğraflarda gördüğüm YPJ’li savaşçıların sembolü gibiydi. Onlarca kare fotoğrafını çektim Heval Sozdar’ın ama O’na söz verdiğim gibi sadece kendi beğendiklerini yayınlayacaktım. Kendisi görmese de öyle yapıyorum, sözümü tutuyorum… İnandığı yolda yürürken O’na layık olabilmek için, yoldaşlığımızı pekiştirmek için tam da bana ‘Ji bo internet ew sûret başin!’ dediği fotoğrafları ve upuzun güzel saçlarını yayınlıyorum…

Arkadaşları, O hazırlık noktasına her geldiğinde etrafını sarar gülücüklerle sohbet ederdi. Saldırıya gitmeden önce de hepsine yeniden tek tek sarılıp öyle yola çıkardı.

Heval Sozdar, özellikle YPJ’li savaşçıları ile ilgili yürüttüğüm çalışmalarda hep yardımcı oldu. Reqa mevzilerinde nerede karşılaşsak, beni kolumdan çekip bir YPJ’linin yanına götürüp, fotoğraflarını çekmemi istiyordu...

DOKTORUN TELSİZİNDEN GELEN HABER

Birkaç gün önceki, sıcak bir Reqa öğleniydi. Heval Sozdar’ın şehit düştüğü haberini daha ilk yardım noktasına getirilmeden doktorun telsizinden duymuştum. Dakikalar sonra onlarca YPJ’li savaşçı arkadaşı orada toplanmıştı. O gün, ilk kez ağlayan bir kadın savaşçı gördüm…

BİLİYORDUM ÇETELERİN RÜYALARININ KARABASANI OLACAKLAR

Yüreğim burkulmuştu, hepsi birbirine sarılıp sessizce gözyaşı döküyordu… Bir an içime karamsarlık oturmuş, boğazım düğümlenmişti. Daha dün gece omuz omuza halaya duran, gülücükler saçan dünya güzeli cesur şervanlar arkadaşlarının şahadetiyle göz yaşlarına boğulmuştu.. Beni ayakta tutansa yine aynı YPJ’lilerin akşam olduğunda mevzilerde DAİŞ’in rüyalarına girip karabasanları olacaklarını bilmemdi.. Öyle de oldu! Aynı gece; Heval Sozdar’ın arkadaşları, DAİŞ’lileri deliklerinde imha etti. Heval Sozdar mücadelesine layık bir şekilde uğurlandı Reqa mevzilerinden...

Ve ben Heval Sozdar’ı uzun güzel saçları, bana uzattığı yardım eli, içten ve yüksek sesle gülüşü ile asla unutmayacağım, unutturmayacağım!

EN ÇOK ÇALIŞAN, SAVAŞAN; EN AZ UYUYANDI

Reqa cephesinde ilk günüm, ilk mevzi. İlklerin günü. Hayatımda özel bir yeri olan gün… Dış cepheden içe doğru sıcak çatışmaların olduğu noktaya getirildim. Yüksek bir binanın tükenmeyen basamaklarını çıktım. Binanın en üst katındaki hanenin balkonunda toplanmış 6-7 savaşçı dinleniyordu. Bir tanesi telsiz ve elinde tabletle hızlı hızlı birşeyler konuşuyordu. Beni, yanımdaki YPG basınından arkadaşımla gördü. Yüzü asılmıştı ilk. Nedenini çok sonraları anlamıştım ve haklıydı.

ADIM ADIM MEVZİLERİN DOLAŞIYORDU

Heval Çiya’yı tanıdığım ilk günden, şehit düştüğü güne kadar hemen her gün mevzilerde gördüm. Cepheleri dolaşıyor, koordinasyon ve saldırı gruplarının organizesi ile ilgileniyordu. Rastlaşıyorduk sürekli. Bir kaç hafta da basın ekiplerinden sorumluydu. Kendi cephesinde çalışma yürüten basının koordinasyonunu da üstlenmişti.. Cephenin en çok çalışan en az uyuyan sorumlularındandı.

NOKTA ATIŞLARIYLA ÜNLÜ ÇİYA

Heval Çiya, savaşıyordu da, zaman zaman eline geçirdiği herhangi bir silahla DAİŞ mevzilerini ateş altına alıyordu. Zaten Heval Çiya stratejik vuruşlarıyla tanınıyordu. Çiya doçka silahını kullanmada çok iyiydi. Nokta atışlarıyla Reqa cephesinde ün salmıştı…

BURADA ÖLMENE İZİN VERMEYECEĞİM

Bir gün Şehid Demhat (Roberd Grodt)’un da bulunduğu ön cephede bir noktaya girmiştim. Hasır şapkasıyla tanıdığım Çiya da ordaydı. ‘Yine mi ön cepheye geldin, sizi korumak ağır sorumluluk ama burada ölmene izin vermeyeceğim’ demişti. Kısa süreli bir inatlaşma yaşamıştık sonun da yine birbirimize sarılmıştık.. Yanımdaki ANF muhabiri gazeteci arkadaşla orada yaklaşık 1 saat onlarla zaman geçirdik. Dolu dolu 1 saat. Bize bir şarkı söyledi ve şehid düşerse yayınlamamızı istedi.

Heval Çiya’ya da sözümü tutuyorum. Mücadelesine ortak olarak ona layık olmak için Heval Çiya’yı yaşatacağız.

KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA