Hukukçu Şêxo: Efrîn’de savaş suçu işleyenler yargılanmalı

Türk devletinin Efrîn’de vahşi uygulamalarını sürdürdüğünü söyleyen hukukçu İbrahîm Şêxo, bölgede yapılanların uluslararası yasalara göre savaş suçu olduğunu ve bu suça ortak olanların yargılanması gerektiğini belirtti.

18 Mart 2018 tarihinde Efrîn’i işgal eden Türk devleti ve çeteleri bölgede hırsızlık, talan, insan kaçırma, işkence, tecavüz, katliam ve demografik değişim gibi her türlü insanlık suçunu işliyor. 18 Aralık 2019 tarihinde Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi (NRLS) tarafından “Kuzey ve Doğu Suriye’de etnik soykırım ve demografi değişimi” başlıklı foruma katılan Efrîn Kantonu İnsan Hakları Kurumu Sözcüsü ve hukukçu İbrahîm Şêxo, Türk devletinin Efrîn’deki suçlarını ilişkin ANF’ye konuştu.

Türk devletinin Efrîn’i işgal ettiği günden bu yana bölgede her türlü suçu işlediğini hatırlatan İbrahîm Şêxo, "Türk devleti bölgede talan, kaçırma, işkence, tecavüz ve demografik değişim gibi her türlü insanlık suçunu işliyor. Türk işgal saldırıları nedeniyle Efrîn’de 500 bin sivil yerlerinden oldu ve göç etmek zorunda kaldı. Çocukları tutuklayarak işkence ediyorlar. Çocuk-yaşlı ayırt edilmeksizin siviller işkenceyle katledildi.

Türk devlet çeteleri aralarında çocuk ve kadınlarında olduğu yaklaşık 6 bin sivili tutukladı. Çeteler tarafından kaçırılan 3 bin 300 kişinin akıbeti ise halen bilinmiyor. Türk devlet çeteleri tarafından kaçırılan siviller için 100 bin dolara kadar fidye isteniliyor. İstenilen fidyeyi ödeyemeyen siviller, Türk devleti tarafından ağır bir şekilde cezalandırılıyor" dedi.

‘BÖLGE İSİMLERİ DEĞİŞTİRİLDİ, OKULLARA ERDOĞAN POSTERİ ASILDI’

Türk devletinin bölgenin tamamında demografik değişim yapmaya devam ettiğini belirten İbrahîm Şêxo, şunları söyledi: "Efrîn halkı zorla göçertildi ve farklı bölgelerden getirilenler sivillere ait yerleşim alanlarına yerleştirildi. Efrîn’in tamamında köy, bölge ve mahalle isimleri değiştirildi. Eğitim sistemi değiştirildi ve bölgenin ana dili olan Kürtçe yasaklandı. Türkçe eğitimlerin verildiği okullara Erdoğan posterleri ve Türk bayrağı asıldı. Efrîn’de bulunan üniversite (Rojava’nın ilk üniversitesi) kapatıldı. Şu an da Efrîn’de Türklere ait bir üniversite yapılıyor."

Efrîn’i Türkmen bölgesi göstermek isteyen faşist Türk devletinin bölgede ‘Türkmen kemeri’ oluşturduğuna vurgu yapan Şêxo, "Efrîn’in Bilbile, Şera ve Raco ilçelerinde Türkmen kemeri oluşturuldu. Türkmenler sınır hattına yerleştiriliyor. Sultan Murad vb. çete grupları bölgeye konumlandırıldı. Şu anda Efrîn’de bulunanların yüzde 80’i Türk devleti tarafından bölge dışından dışardan getirildi. Efrîn’i Hatay’a bağlı bir bölge olarak ilan ettiler. Efrîn, Suriye toprağıdır” diye konuştu.

‘ÇALINAN ÜRÜNLER AVRUPA’DA ‘TÜRK MALI’ OLARAK SATILIYOR’

İbrahîm Şêxo, Efrîn’e ait ürünlerin çalınarak Avrupa’da satıldığına dikkat çekerek, “Tarihi yerler talan edildi ve bölgede bulunan tarihi eserler çalındı. Türk devleti çaldıkları tarihi eserleri Avrupa’da borsa yaparak satıyor. Kentimiz Efrîn herkes tarafından ‘Zeytin Kent’ olarak biliniyordu. Türk devlet çeteleri bölgede bulunan 150 binden fazla zeytin ağacını keserken 15 binden fazla zeytin ağacını da ateşe verdi. Sadece zeytin ağaçları değil farklı ağaç türleri de kesildi ve pazarlarda yakacak olarak satıldı.

Türk devleti Efrîn’den 70 bin ton zeytinyağını çalarak İspanya’da ‘Türk malı’ olarak sattı. Türk tarım bakanlığı ve yandaş parlamenterler bu hırsızlığa şeflik etti. Bölgede yetiştirilen ürünlerin Türkiye’ye geçirilmesi için bölgede pazar yeri kuruldu. Türk devletinin bu insanlık dışı uygulamaları 4. Cenevre Sözleşmesi ve UCM Roma Statüsü yasalarına göre de savaş suçudur. Türk devleti işlediği suçlardan dolayı yargılanmalıdır. Erdoğan gibi bu suça karışan ve ilgisi bulunan herkesin yargılanması için ilgili kurumlara (UNICEF, insan hakları ve hukuk kurumları) çağrıda bulunuyoruz. Türk devleti tarafından Efrîn’de yapılan işkence, katliam ve demografik değişim Serêkaniyê ve Girê Spî’de de yapılıyor.

Uluslararası kamuoyunun sessizliği Türk devletinin bu suçları işlemesine olanak sağladı. Bir hukukçu olarak Kuzey ve Doğu Suriye halklarına dönük yapılan vahşi uygulamalara karşı tüm dünyayı ve uluslararası kurumları acil bir şekilde insani görevini yerine getirmeye çağırıyoruz. Saldırılar yüzünden göç etmek zorunda kalan göçmenlerin tekrardan topraklarına dönmesi için gerekli olanaklar sağlanmalıdır. Türk devleti vahşetinin dozajını artırıyor. Türk devleti terör listesine alınmalıdır ve hesap sorulmalıdır" ifadelerini kullandı.