Yazılı bir açıklama yapan Bakanlık sözcüsü Nauert, "Yağma haberleri de bizi kaygılandırıyor" dedi.

Türk işgal güçleri ve birlikte hareket ettiği DAİŞ ve El Kaide bağlantılı çeteler, Efrîn merkeze girdikten sonra yağma ve talana başlamıştı. Sivillere ait ne varsa yağmalayan çeteler, kurumlarlar ve dükkanlardaki eşyaları da çalarken görüntülenmişti.

Heather Nauert, "Türk ordusu ve Türkiye destekli muhaliflerin saldırı tehdidi üzerine, nüfusunun çoğu Kürt olan Efrin'in boşaltıldığı anlaşılıyor" diye belirtti.

Açıklamada, "Birleşmiş Milletler Afrin'i terk eden ve artık gıda ile barınma gibi temel ihtiyaçlarını gidermek için yardıma ihtiyacı olan nüfusun yüz binlerle ifade edildiğini duyurdu” ifadeleri yer aldı.

ABD bir yandan sivillerin Türk devleti ve çetelerinden kaçtığını kabullenirken, diğer yandan Türkiye, Rusya ve Suriye hükümetine yerlerinden edilen insanlara insani yardım sunmalarını istemedi. Nauert, yerinden olanların bir an önce evlerine dönmesinin sağlanmasını talep etti.

Efrîn’e yönelik endişelerini defalarca Türk yetkililere ilettiklerini savunan Nauert, Türk devletinin sivil katliamlara “gerekçe” olarak öne sürdüğü “güvenlik” kaygısından da bahsetti. Nauert, "NATO müttefikimiz Türkiye'ye taahhütlerimize bağlıyız ve bu bağlılık Türkiye'nin meşru güvenlik kaygılarını da içeriyor” dedi.

Nauert, “Aynı zamanda IŞİD'i (DAİŞ) yenme hedefimize ve Suriye'nin doğusundaki partnerlerimiz Suriye Demokratik Güçleri'ne de bağlıyız. Efrin dahil olmak üzere Suriye'nin batısındaki çatışmalar IŞİD'i yenme hedefinin dağılmasına yol açmaktadır” diye ekledi.